Hüseyin EREN |
|
Kanaate kanaat etmek |
İhtiyaç duyarak okumak; okumaların en şevklisi, en lezzetlisi, en ihtiyaç gidereni… Zaten Risâle’ler de müellifin ihtiyacına binaen, zamanın ihtiyacına cevap vermek için ânî ve def’î olarak telif edilmiş… Onu okumak, anlamak ve hayata tatbik etmek de bir nevî öyle olsa gerek; ızdırara varan istemek ve Rahmetin nazar etmesini beklemek… Hastalar Risâlesi hasta olmadan da okunacak bir risâle, fakat onu en iyi hastalar anlar, musibetzedeler kavrar… Yüzü ve yüreği ahirete çevirerek faniliğe sırt çevirten Hastalar Risâlesi şifa iksirleriyle dolu… Adına kriz denen yeryüzünü sarmış iktisadî sarsıntı, herkesi bir şekilde az veya çok etkiliyor, etkilenmedim diyen iktisat ve kanaat düsturlarını bihakkın uygulayan kimseler… Kapital virüs öyle bir sarmış ki beşeri, insâniyet vücudu farkında olmadan yıpranıyor, tüketiliyor, uyanmasın diye de uyutucu ve uyuşturucu hevesâtlarla oyalanılıyor… İktisadî çaresizliğe en iyi çare Kur’ân iksirlerinde; Kur’ân’dan lemean eden Nur Risâlelerini, bilhassa İktisat Risâlesini iyi okumakta ve kavramakta, bakın ne diyor: “‘İktisad eden, maişetçe aile belâsını çekmez.’ (Hadis-i Şerif) Evet, iktisad, kat’î bir sebeb-i bereket ve medar-ı hüsn-ü maişet olduğuna o kadar kat’î deliller var ki had ve hesaba gelmez” Geniş zamanda, bollukta bu nükte okunsa, okuyan elbette hissiz kalmaz, geleceğe yatırım yapmış olur, fakat dara düşen kadar kimse kıymetini anlayamaz bu hakikatin… Damdan düşenin halini damdan düşen anlar misâli; iktisâdî darlıkta kanaatin kıymetini, israfın zararını en iyi o kederi yaşayanlar takdir eder… “İktisad etmeyen, zillete ve mânen dilenciliğe ve sefalete düşmeye namzettir. Bu zamanda isrâfâta medâr olacak para, çok pahalıdır. Mukabilinde bazen haysiyet, namus rüşvet alınıyor.” Nefis üzerine alınmak istemese de vakıa bu, israfın olduğu yerde bereket olmuyor, bereketin olmadığı yerde de var olanlar yetmiyor, daha fazla daha fazlaya sürükleniliyor, sonu gelmez koşuşturmalarla ömür tüketiliyor, haysiyet ayaklar altına alınıyor, şeref bir para, elde var yokluk… Neymiş rahat edecekmiş, malla kariyer elde edecekmiş, miş miş… Onun için bir zamanlar Tabiat Risâlesini okumak ne kadar elzem idi ise, bugünlerde de tevhid bahislerinden hemen sonra İktisat ve benzeri Risâleleri okumak o denli önemli. Karşılıklı müzakereler yapılırken birbirinden iktisadlı yaşama seciyeleri devşirilebilir… Bir virüs gibi ceplerimizi kemiren kredi kartlarını terk etmek, kanaate kanaat etmiş, muktesid ve tevekkül sahiplerinin işi olsa gerek. Yapmıyorsak imanımız yenilenmeyi bekliyor; adı üstünde, “Kredi Kartı”, başka söze, fetvaya gerek var mı? Gününde ödenirse bir şey olmazmış, boş verin o sözleri, kalbinize bakın… İktisadın küçüğü büyüğü olmaz; yerinde harcanılmayan bir lira israf olduğu gibi yerinde harcanılan bin lira da israf değildir… Bir liralık israfı Allah için kaçmak bakarsınız, Mevla’nın hoşuna gider, Rahmet nazarıyla muamele eder kuluyla, kim bilir? Âlim-i Hâkim en iyisini bilir. TV’ler, gazeteler, boş meclislerde, boş konuşmalar, zihin ve kalpteki boş vesveseleri bırakarak zamandan iktisad edebilsek, kazandığımız bereketli zamanlarla İktisad Risâlesini yaşayarak okusak, eminim hayatımızı kanaat üzere geçirmiş olacağız ve dünyanın yaşadığı bu sıkıntı dünyamıza uğramadan gidecek, inşaallah. 28.10.2009 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (17.09.2009) - Enes’in otobüsü (12.05.2009) - Pencereyi değiştirmek (05.05.2009) - Ruhaniyetli sayfalar (14.04.2009) - Doyumsuz boşluk (24.03.2009) - Âsımları izlemek |