Faruk ÇAKIR |
|
Namaz kılan gençleri tebrik! |
Her türlü tehdit ve tehlike altında olan günümüz gençlerinin ‘namaz kılmaları’na karşı çıkmayı anlamak acaba mümkün olabilir mi? “Büyük bir gazeteci” lisede okuyan bazı gençlerin Cuma namazı kılmak için öğretmenleriyle birlikte camiye gitmesini ‘yılın skandal haberi’ edasıyla izleyicilerine duyurmuş. Meselemiz gazetecinin şahsı olmadığı için ismini anmaya gerek görmedik. Önemli olan böyle bir bakış açısının hâlâ ‘sınırlarımızın içinde’ var olabilimesidir. En başta şunu söyleyelim: Bugünkü şartlarda ‘risk’leri de göze alıp “Haydin namaza” davetine icabet eden gençlerimizi can-ı gönülden tebrik ediyoruz! Onlar gerçek anlamda ‘kahraman’dırlar! Çünkü nefis ve şeytanın yanı sıra ‘insî şeytanlar’ın da engellemelerini bir yana bırakıp namaz için camiye gidebilmişler... Tebrik, tebrik ve yine tebrik! Gerçekten, itiraz edilen nedir? Namaz kılınması mı, yoksa ‘mesai saatleri içerisinde camiye gidilmesi’ mi? Öğrenci olsun ya da olmasın bilhassa ‘genç’lerin namaz kılmasına itiraz etmek mümkün değil. Elbette ‘ihtiyar’ların namaz kılmasına da itiraz edilmez, ama gençlerin namaz kılmasına itirazı ise anlamak hiç mümkün değil. Nihayetinde namaz, insanları ve bilhassa gençleri kötülüklerden alıkoyan bir ibadettir. Gençlerin namaz kılmasına itiraz eden anlayış, onların internet kafelerde ömür tüketmesini mi istiyor? Yoksa namazın eğitimi engellediği mi düşünülüyor? Eğer böyle bir düşünce varsa, kökten yanlış bir düşüncedir. Gerek Türkiye’yi idare edenler ve gerekse ‘aydın’lar şunu kabul etmek durumundadırlar: Namaz herkesi ve bilhassa gençleri kötülüklerden uzak tutar. Gençlerin namaz kılmasından değil rahatsızlık duymak, onları bu hususta teşvik etmek de gerekir. Eğer, “Camiye gitmesinler, okulda kılsınlar” deniyorsa; Cuma namazı için bunu söylemek zor. Çünkü Cuma namazının kılınması için belli şartlar var. Bunları merak edenler ‘ilahiyatçılar’a sorabilir. Ama bu tartışma okullardaki mescid ihtiyacını gündeme getirmiş olması bakımından hayırlı olmuştur. İhtiyaç hissedilen her okula mutlak sûrette mescid açılmalıdır. İbadetlerini yerine getirmek isteyenler bu ihtiyaçlarını rahat bir şekilde bulundukları okullarda yerine getirebilmelidir. Bakınız, yıllardan beri tartıştığımız konular var. Bunlardan biri de ‘başörtüsü yasağı’dır. Başlangıçta bu yasaklara yeteri kadar tepki göstermeyen ‘hür dünya’, artık bu yasakların sona ermesini isteyen ifadeleri hazırladıkları ‘insan hakları raporları’na koymaya başladı. Bugünlerde Amerika’da yayınlanan ‘rapor’ buna örnek gösterilebilir. Bugün değilse yarın, okullarda mescid açılması gerektiği bu raporlarda da yer alabilir. Bu bakımdan Türkiye’deki yasakçıların bu konulara daha insaflı bir bakış açısıyla yaklaşmasında fayda var. Görmüyorlar mı ki gelişmeler hep aleyhlerinde seyrediyor. Sular tersine akmıyor ve akması da mümkün değil. O halde namaz kılan gençleri gammazlama anlamına gelecek ‘haber’leri manşetlere taşıma alışkanlığından vazgeçilse iyi olur. Duâmız, bütün insanlığın “namaz dâveti”ne icabet etmesi ve gerçek huzuru bulabilmesi için... 28.10.2009 E-Posta: [email protected] |