Saadet BAYRİ |
|
Bize ne oldu? |
Televizyon kanallarını gezerken Show programlarından birine takılıp kaldım. İnsanlar kendinden geçmişçesine eğlenip, hoplayıp, zıplıyordu. Derken şarkının hareketli-liğinin yanı sıra sözlerine dikkat ettim. Bu bir ayrılık şarkısıydı. Zira sözleri terk edilmiş bir sevgilinin sitem sözleriydi. Normal şartlarda hüzünlenilmesi gerekirken, bu kadar eğlenmenin mantığını çözemedim. Ayrıca bu kadar hareketli müzik yapılması da ayrı bir konu. * Derken radyonun sesini yükseltiyorum, duyduğum ses içimi inceden sızlatırken, tam dalıp gidecekken bağıran sesle irkildim. Bu, adı şarkı dedikleri şey, gerçekten şarkı mıydı? Yoksa şiir mi? Konuşurken, yanlışlıkla mı kaydı yapılmıştı acaba? Yaşlandığımı hissettim bir an. Zira her şey ne kadar çabuk değişip, tuhaflaşmıştı. Beynimi yoran, kulağımı tırmalayan seslerin milyonlarca hayranı vardı. Duygularımız da karman çorman olmuştu. Birbirine karışmış hayatlarımız gibi… Bizim sandığımız her şey bir başkasından çalıntıydı. * Tepkilerimiz karıştıkça, duygularımızda karışmıştı böylece. Gülmemiz gereken şeylere ağlıyorduk. Hatta artık ağlarken de gülüyorduk. Tepki verilmesi gerekenlere ise, küçük bir şaşırma hareketiyle geçip gidiyorduk. Halimiz böyle iken, “neden bu hale geldik?” demek artık sıradanlaştığı için. Bu cümleyi sadece yazıp geçiyorum. Çünkü bu sorunun cevabı hep yapılmayan pişmanlıklarla dolu. Ben insanların, yapmadıkları hareket ve davranışları anlattığına inananlardanım. Meselâ “Biz çok israf ediyoruz” diyen kişinin ne kadar gereksiz harcamalar yaptığını bildiğim için, bu sözün vicdanî bir söz olduğunu biliyorum. Ve başkasının hatalarını bulmanın hayırsızlığından yola çıkıp, bana ait sözleri kurcalıyorum. Kelimelerin altını üstüne getirirken, birkaç cümle bulup hepsini un ufak edip, vicdanımın başından aşağı serpiyorum. Derken mangaldaki bütün külü temizleyenlerin, aynı mangala hiç ummadığım külleri dökünce durup söylenirim: “Oldu mu şimdi” Ama yine de siz siz olun, okuduğunuz yazıların ve kitapların yazarlarının öz geçmişiyle ilgilenmeyin ya da hayranlıkla dinlediğiniz birinin neler yaptığına dikkat etmeyin. Hatta güzel müzik demeden önce susup bekleyin. Yanılabilirsiniz. Herkesin bir hikâyesi olduğunu düşünüp, sadece anlatılanlarla ilgilenirseniz, kazanan siz olursunuz. “Bakalım ne kadarını uygulamaya koymuş?” derseniz. Kaybınız karşınızdakinden kat be kat fazla olur. Unutmayın; bazen ilim sahibine fayda vermez. Vesilelere takılmamak gerek her zaman. 26.04.2010 E-Posta: [email protected] |