Osman ZENGİN |
|
Askeriyenin kamyonu mu yok? |
Ankara’da bomba yüklü (özellikle dikkat çeken tarafı da, 900 adet el bombası) kamyon hadisesi bayağı bir ses getirdi. Bir ihbar neticesinde polis tarafından yakalanan bu kamyon hadisesi ile alâkalı akla bir çok soru geldi. Önce kamyondan başlayalım. Yakalanan kamyon sivil, ticarî bir vasıta. Yani, askeriyenin nakil işinde kullanacağı kamyonu yok mu da sivil bir kamyonla nakliye yapılıyor? Milletin parası, devletin en büyük bütçesi hâlinde askeriyeye gidiyor. Kamyonun en âlâsını da, istedikleri marka ve şekilde alıp, kullanabiliyorlar. Askeriyeyle özdeşleşmiş ve yıllardır kullandıkları Amerikan malı, halkın lisanıyla cemse (General Motor Company’nin baş harflerinden kısaltılmış g.m.c) markalı kamyonlardan tutun, çeşitli markalarda vasıtalara sahip askeriye. Hatta, yeri gelmişken söyleyeyim. Bundan on sene kadar önce, çalıştığım teşkilât olan Köy Hizmetlerine bir çok sayıda M.A.N marka kamyon alınmıştı, ama teknik olarak baktığımızda, bizim işimize elverişli olmayan acaib yapıda bir şekli vardı. Şoför mahallinin üzerinde siper gibi yapılmış bir bölüm falan. Daha sonra öğrendik ki, bu kamyonları askeriye Güneydoğu bölgesinde PKK ile mücadele için M.A.N fabrikasına sipariş vermiş, fakat sonradan (hangi sebeple ise) beğenmemişler ve hemen köy hizmetlerine satılmış. (Tevafuka bakın ki, alıkonulan kamyon da M.A.N marka). Şoför mahallinin üzerindeki siper gibi yer de, operasyonlarda kullanılacak şekilde dizayn edildiğinden, orası makineli tüfek yerleştirilen kısımmış. Yani, TSK için kamyon tedarikinde ve kullanımında bir problem yokken, bu son hadisede niye sivil kamyon kullanmışlar acaba? Sonra, niye gece Ankara’da olacak şekilde geliyor? Orası da devlet dairesi olduğuna göre, mesai saati içerisinde muâmele yapılmayıp da, niye mesai saati dışında düşünülmüş bu? Biz, çalıştığımız zaman MKE’den yol yapımında kullanılmak üzere aldığımız dinamit v.s. için emniyete bilgi vermeden götüremezdik. Bu olayda ise, dahilî emniyetteki sorumlu birimlere haber vermeden bu işi yapıyorlar. Burada karışık ve muamma, mühimmatın çoğunun da el bombası (her halde Ankara’da PKK için kullanılmayacaktı) olması. Cihet-i askeriye işe sahip çıkıp, bir de üstelik bu şekilde on civarında kamyonun da sevkinin yapıldığını söylüyor—ki, sirkatini gösterirken kendini ele veriyor gibi—ya bunların akıbeti, ne olduğu, nereye gönderildiği bilinmiyorsa, millet yandı o zaman. Bir de, neden ihbar edenin tesbit edilmeye çalışıldığını anlayamadık? Haydi asılsız ihbar olsa tamam da... Böyle bir durumda yapılmak istenen ne acaba? Hülâsa; muamma ve sual çok. Zaten, yakın geçmişte hafızalarda böyle bomba yüklü kamyon hadisesi de epey çoktur. Yapılan işler, milletin rağmına ise, elbette ve İnşaallah mesulleri hesap verecektir. Kimsenin kendisini milletten üstün görmediğini ve öyle olmadığını anladığı anda da, işler daha düzgün olacaktır.
13.03.2010 E-Posta: [email protected] |