Aile-Sağlık |
Çocuğa ne yapması gerektiğini söyleyin Çocuklarda görülen aşırı hareketlilik, dikkat dağınıklığı ve isteklerini erteleyememe gibi sorunlar karşısında anne-babalara önemli görevler düşüyor. Bursa Zübeydehanım Doğumevi Çocuk Gelişim Uzmanı Aysun Demirok, çocuğa ne yapmamasından çok ne yapması gerektiğinin söylenmesi ve doğru model olunması gerektiğini söyledi. Aşırı hareketlilik ve dikkat sorunları bulunan çocukların yetişkinlerin kontrolüne daha fazla ihtiyaç duyduklarını ifade eden Demirok, bu kontrolün ondan gelen mesajlara duyarlı olarak yapılması gerektiğini kaydetti. Çocuğa baskı yapılmasının son derece yanlış olduğunu belirten Demirok, ailelere şu uyarılarda bulundu: “Çocuktan bir şey istenilirken çocuğun dikkati çekilmeli, gözlerinin içine bakılmalı ve basit, anlaşılır isteklerde bulunulmalıdır. TV, bilgisayar ve video oyunları sınırlanmalıdır. İlköğretim çağındaki çocukların en çok 1 -1,5 saat televizyon ve bilgisayar başında vakit geçirmelerine izin verilmelidir. Çocukla kurulan iletişimde kesin sınırlar olmalı, kurallar ve beklentiler açık şekilde verilmeli, ‘hayır’ın anlamı ‘hayır’ olmalıdır. Dikkat çekecek yollarla talimat verilmelidir. Eğer çok monoton bir ses tonuyla talimat veriyorsanız çocuğunuz bunu önemsemeyebilir. Talimat verirken göz kontağı kurmak, tane tane sakin ama ciddî bir şekilde konuşmak işe yarayabilir.”
ÇOCUĞA BAĞIRMAK YANLIŞ
Çocuğa bağırmanın yanlışlığına dikkat çeken Demirok, “Çocuğa ne yapmamasından çok ne yapması gerektiği söylenmeli ve gösterilmeli ve doğru model olunmalıdır” dedi. İstenmeyen davranışta sınırlı seçenekler kullanmak gerektiğini dile getiren Demirok, şöyle devam etti: “Bu üç tane ayakkabı içinden istediğin bir tanesini alabiliriz’ gibi. Çocuğun olumlu davranışları ödüllendirilmeli bazı olumsuz davranışları görmezden gelinmelidir, davranışlarını değiştirmede cezadan çok ödül kullanılmalıdır. Kullandıkları araç gereçleri kötü kullandıkları ve sıklıkla kaybettikleri için her kaybettiğinde yenisinin alınması pekiştirme rolü oynar, neden kaybettiklerinin sorulması da bu oranı arttırabilir. Bu yüzden yeni bir eşyanın alınmasında kendi harçlığından para biriktirmesi, kaybettiği eşyadan dolayı doğacak sıkıntılı duruma bir müddet katlanmasına izin verilmesi işe yarayabilir. Dikkatleri çok çabuk dağıldığı için, ders çalışma ortamını iyi düzenlemelidir. Düzenli olarak aynı yerde olabileceği bir çalışma köşesi olmalı, iyi aydınlatılmış ve havalandırılmış olmalı, oda dağınık olmamalı gürültülü bir pencere önü ya da evin salonu veya oturma odası gibi hareketli bir yer olmamalıdır. Çalışma masası sadece çalışma için kullanılmalı, yemek yeme, oyun oynama gibi etkinliklerde kullanılmamalıdır.” |
15.04.2010 |
Kekemeler 15 günde konuşuyor Beyaz Sanat Konuşma Merkezi, geliştirdiği Kekemelodi adlı Programıyla kekemeleri 15 günde konuşturuyor. Bilinçaltını değiştirmeye yönelik eğitim çalışmaları sonucunda kekemeler için yeni bir hayat başlıyor. Hayatı korku ve endişe içinde geçen kekemeler, programla birlikte kazandıkları özgüvenin ve rahat konuşabilmenin mutluluğunu yaşıyor. Yasin Çetinkaya, 15 yaşında bir Anadolu Lisesi öğrencisi. Yasin, 2008 yılının yılın SBS şampiyonu. Sınavda sorulan bütün soruların tamamını yapacak kadar zeki. Ancak kekemelik onun da problemi olmuş yıllarca. Onun da dünyasını başına yıkmış konuşurken; “Bir toplumda konuşurken kızarıp bozarıyordum. Kaynar sular dökülüyordu başımdan. Ama Kekemelod’iye geleli 13 gün oldu, konuşmaya başladığım günden beri hiç takılmadan konuşuyorum. Açıkçası bu kadar kısa sürede sonuç alabileceğimi tahmin etmemiştim ” dedi. Kekemeliğin, psikolojik sebeplerle konuşmadaki ritmin bozulmasıyla ortaya çıkan bir durum olduğunu söyleyen Beyaz Sanat Kekeme Eğitim Merkezi’nin Genel Koordinatörü İsrafil Hancı, özgüven eğitimi ve ciddî çaba gösterilerek sorunun 15 günde çözümlenebildiğini belirtiyor. Kekemeliğin oluşumunda ilk sebebin korkular olduğunu ifade eden Hancı, “Çocuklarımızı cinler, periler, öcüler, kediler, köpekler gibi saçmalıklarla korkutuyoruz. Doğrudan anlatmasak da ortamda duyuyor, yalnız kaldığı zaman duyduklarını hatırlayıp korkuyor. Ayrıca baskıcı bir aile ortamı da kekemeliğe sebep oluyor. Çocuğun özgüveni zayıflıyor. Yeni doğan kardeşe gösterilen ilgi büyük çocukta özgüven sorunu oluşturuyor. Bu da konuşmasına yansıyor” diyor. Merkezde, kendi geliştirdikleri Kekemelodi isimli bir programla, 15 gün gibi kısa bir sürede yüzde yüze yakın bir sonuca ulaştıklarını kaydeden Hancı, “Daha önce 27 günlük bir eğitim programımız vardı. Ancak konu üzerindeki araştırma ve uygulamalarımızı geliştirdikçe bu süreyi 15 güne kadar düşürdük ve programımızı da bu yönde dizayn ettik. Bu, bizim için çok büyük bir mutluluk. Bu konuda dünyada bir ilki başarmanın gururunu yaşıyoruz. Son iki ay içerisinde yaklaşık 20 öğrenci üzerinde yaptığımız uygulamalardan çok iyi sonuçlar elde ettik. Kekemelodi test edilip onaylandı” şeklinde konuştu. |
BÜLENT TOKMAK 15.04.2010 |
Gıdalar pişirilip saklanmalı Şahİnbey Belediyesi ve Şahinbey Halk Eğitim Merkezi işbirliği ile vatandaşlara, ‘Gıda ve Hijyen’ konulu seminer düzenlendi. Barak Sosyal Tesisleri’nde kursiyerlerin ve semt sakinlerinin katıldığı seminerde konuşan Prof. Dr. Esra İbanoğlu, dinleyicilerini gıda ve hijyen konularında bilgilendirdi. Gıda ve yiyecek maddelerinin pişirilip saklanması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Esra İbanoğlu, özellikle mutfakta uygulanması gereken hijyen kurallarına dikkat çekti. Gıdalar aracılığı ile birçok mikrobun insan vücuduna kolaylıkla girebildiğini ifade eden İbanoğlu, “Dışarıdan alınan yiyeceklere özellikle dikkat edilmelidir. Uygun koşullarda üretilmeyen gıdalar insan sağlığını tehdit etmektedir. Bakteri oluşmasına müsait ortam da üretilen yiyecekler hastalıklara yol açıyor. Bu nedenle alış veriş yapılan yerlerin hijyen kurallarına uygun olup olmadığına dikkat etmeliyiz” dedi. |
15.04.2010 |
Diş kaybı, kalp habercisi DİŞ kaybının kalp hastalığı riskinin habercisi olduğu bildirildi. İsveç’teki 3 hastanede yapılan 7.674 kadın ve erkeğin katıldığı araştırmalara imza atan Dr. Anders Holmlund ve meslektaşları, kalp-damar hastalıklarının büyük ölçüde diş sayısına bağlı olduğunu belirtti. “Diş eti hastalıkları” dergisinde yayımlanan araştırmada Holmlund, 10 dişini kaybetmiş bir kişinin kalp hastalığından ölme riskinin aynı yaşta ve cinsiyetteki 25’ten fazla dişe sahip bir kişiye göre 7 kat fazla olduğunu vurguladı. Araştırmada, ağızdaki ve diş çevresindeki iltihapların dolaşım sistemiyle yayılabileceği ve kalp krizine sebep olabilen kronik iltihaplanmalara yol açabileceğine dikkat çekildi. |
15.04.2010 |
İnmeye sebep olan parazit Uzmanlar, Latin Amerika’da görülen ve kan emici bir böcek (Triatoma) aracılığıyla bulaşan Chagas hastalığına yol açan parazitin, giderek artan oranda inmeye yol açtığını belirledi. Dünya çapında yaklaşık 18 milyon kişide bulunduğu belirtilen Chagas hastalığına sebep olan Tyrpanosoma cruzi parazitinin, kan pıhtılaşmasına ve kalp sorunlarına yol açması dolayısıyla inme riskini arttırdığı kaydedildi. Lancet Nöroloji dergisinde yayımlanan çalışmada İspanyol uzmanlar, bu parazitin giderek artan oranda inmeye sebep olmasının kaygı verici olduğunu belirtti. Çalışmaya göre, Chagas hastalığı asıl olarak Orta ve Güney Amerika’da görülürken, son 20 yılda milyonlarca kişinin Kuzey Amerika, Avrupa ve Avustralya’ya göçü dolayısıyla hastalık bu bölgelerdeki ülkelerde de sağlık sorunu olarak ortaya çıktı. |
15.04.2010 |