27 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Osman ZENGİN

O günü hiç unutamıyorum!


A+ | A-

O gün çocuktum. Okulların tatil mevsimi gelmişti. Birkaç ay sonra açılacak yeni öğretim yılında ben de ilkokula başlayacaktım. O kadar çok seviniyor ve dört gözle bekliyordum okulların açılacağı vakti. Ailenin ikinci çocuğu da okula başlayacağından, anne ve babam da seviniyordu tabiî. İlk çocukları olan ağabeyim ise, o sene ilkokulu bitirmiş, o da ortaokula başlamak için hazırlık yapıyordu.

İşte baharın o sevinçli gününde, yani 27 Mayıs 1960 gününde, sabah kalkınca yine bu düşüncede iken ve anneme, babama, ağabeyime okul ile alâkalı sorular sormaya niyetlenmişken baktım kimsede “tık” yok. Hele anne ve babamın ağzını bıçak açmıyordu. Her halde büyük bir şey olmuştu, çocuk aklımla bunları anlamaya çalışıyordum. Babam kendi kendine konuşuyor, birilerine kızıp, bedduâ ediyordu. Anneme yaklaşıp sordum “Ne oldu anne?” diye. “İhtilâl olmuş yavrum” dedi. Anlayamamıştım, çocuk ihtilâlden ne anlardı ki? Tekrar bir rampa yapıp anlamaya çalışıyordum. “Yavrum” dedi, “İhtilâl yapmışlar, Menderes’i yakalamışlar”

Durumu biraz daha anlayınca, ben de sessizliğe bürünmüş ve iyi bir şey olmadığının hissiyle Menderes’i hatırlamıştım. Ankara’da meydana gelen ve bir çok kimsenin de ölümüyle neticelenip, tahribâtı da çok olan büyük selin akabinde, Ankara Kalesi’nin eteklerinden akan Hatip Çayını ıslâh projesi çalışmaları için mahallemize gelen Menderes’i hatırlamıştım. İnşaatta çalışanlardan tut, orada bulunan herkes onun elini öpmek için sıraya girmişti. Bir çok zaman beni yanından ayırmayan ağabeyim, orada da beni elimden tutup götürmüştü. Bize sıra gelip elini öptüğümde, yanağıma bir makas yapmış, okşamış ve “tonton çocuk“ demişti. Onları hatırladım, o siyah güneş gözlüklü hâlini, çizgili takım elbiseli hâlini...

İnsanların, milletin çoğu merak ve telâş içindeydi. Millet ağlıyor, millet düşmanları gülüyordu. Ecevit, o gün CHP’nin yayın organı Ulus gazetesinde şöyle diyordu: ”Karanlık günlerin sona erdi, günaydın Türk Milleti! Sağ olasın Türk ordusu! Günaydın Türk Milleti!“ Tabiî onlara gün aydınlanmıştı, hani gözleri aydın olmuştu. Sevinçten çıldıracak derecede uçuyorlardı. Kolay mıydı? Çeyrek yüz yıl bir koyun gibi güttükleri millet söz sahibi olmuş, temsilcileri olan DP ve Menderes onların saltanatına, sultasına son vermişti. Millet de, millet olduğunu anlamıştı. Ama olmuyordu işte. Müzmin muhalefet partisi bir defa bu milletten tokat yemiş, daha iktidara gelmesi zordu. Zamanın allâmesi Bediüzzaman diyordu zaten bunu. Bu asil Türk milleti, kendi istek ve oylarıyla kesin olarak iktidara getirmeyecekti. Nasıl gelecek peki iktidara? Ancak hile ile, entrika ile, bir de askerî seçimle(!)

İşte bu askerî seçimlerin(!) ilki olan 27 Mayıs ihtilâl-i hâinânesi o gün yapılmıştı. Beyler, Türk milleti adına, Türk milletinin anasını ağlatıyorlardı. O günlerde ve takip eden yıllarda, çocukken çok duyduğum, ama pek anlayamadığım “askeriye-mülkiye-adliye” tekerlemesinin ne mânâya geldiğini anladığım zamanlarda ise, çoktan ikinci askerî seçim(!) yapılmış, bu sefer de 12 Mart hadisesi milletin, milletin seçtiklerinin tepesine binmişti.

Demokrasi, hak, hukuk hiç bunların umurunda değildi. Bu üçlü üstünler kuvveti, milleti her zaman zora sokmuştu bir kere. 27 Mayıs İhtilâli ile önleri açılmış, daha bundan sonra yapılacak seçimlerde millet iktidara gelse de, ona iktidar yaptırmamanın yol ve formülleri bulunmuştu bile. İktidara ortaklar ihdas edilmişti. Hani “kuvvetler ayrılığı“ adı altında. Millet ne yaparsa yapsın, bunlar bildiklerini okuyacaklardı. Ne gerekirse yapılarak millete rahat yüzü göstermemekti niyetleri. Ama nereye kadar? Mazlûmun âhı, mazlûmların âhı, şehid Menderes ve arkadaşlarının âhı, bunları rahat bırakır mıydı? Hiç zannetmem. Hem burada, hem ukbâda Cenâb-ı Hakk’ın hükmü yerine gelecek ve yaptıkları yüzünden rezil rüsvâ olacaklardır İnşâallah!

27.05.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.05.2010) - Birinci Kemal’den, ikinci Kemal’e CHP...

  (20.05.2010) - Dinsizliğin belini kıran bir Risâle

  (14.05.2010) - Yeni Asya’da yazmak

  (21.04.2010) - Abdil Yıldırım ve Hüseyin Eren duâlarınızı bekliyor

  (15.04.2010) - Arabesk müzikten, TRT Arapça kanalına…

  (14.04.2010) - Dergilerimizi derleyelim

  (10.04.2010) - Lise mektebinin avlusunda raks eden taşlaşmış kızlar!

  (23.03.2010) - Yarım asırdır bilinmeyen mezar

  (20.03.2010) - Ulu Cami’de, Bediüzzaman’a Fatiha okumaya bekliyoruz!

  (13.03.2010) - Askeriyenin kamyonu mu yok?


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.