Nejat EREN |
|
Gençlerin mutlu ve umutlu günü |
Geçen hafta sonu gençleri dinledik. Onlarla iftihar ettik. Onları alkışlayıp ümit tazeledik. İlk olarak hafta içersinde değerli dostum ve yönetim kurulu üyesi Hamza Kara beyle beraber İstanbul Eğitim Merkezi’ndeki on gencimizle iki saate yakın birlikte olduk. Ders yaptık. Sohbet ettik. Onların dâvâya sadakat ve heyecanlarına şahit olduk. İstikbale ait ümitlerinin ışıltılarını paylaştık. Kendilerine güvenleri ve bu mukaddes dâvâyı omuzlamaya hazır olmaları her hallerinden belliydi. Zonguldak üzerinden geldiğimiz Ankara’da Cumartesi günü gençlerin ve gençliğin Pazar günü yaşanacak o büyük heyecanının işaret ve doruk noktaya doğru yükseldiğini fark ettik. 16 Mayıs Pazar günü, Ankara’da, Risâle-i Nur tarihinde bir ilke imza atılacaktı. Risâle-i Nur Enstitüsü’nün hazırlamış olduğu 1. Risale-i Nur Gençlik Şöleni vardı. Gençler cıvıl cıvıldı. Ruh, kalp, his dünyalarındaki coşku ve mutluluk yüzlerinden okunuyordu. Bu heyecan ve coşkuya Anadolu’dan da büyük bir katkı olacağının işaretlerini keşfetmek için fazla mesai harcamaya gerek yoktu. “İhtiyarlığı” ve “emekliliği” kabullenmeyen; “Hizmette ihtiyarlık ve emeklilik yoktur!” diyen bu kudsî dâvânın gönül dostları hedeflerine koydukları “ömür boyu hizmet” programıyla Ankara’ya akın edeceklerinin sinyal ve haberlerini de gençlerden duyduk. Bu onlara büyük bir manevî destek ve fiilî dua hükmündeydi. Birisi: “Van’dan bir otobüs geliyormuş! Birisi Şanlıurfa’dan iki otobüs geliyormuş! Birisi otuz otobüs şu anda yolda!” diye bu büyük heyecan dalgasını gönül ve kalp dünyalarında yaşayıp paylaşıyorlardı. Ve 16 Mayıs Pazar günü Ankara’daki Anadolu Kültür Merkezi “1. Risâle-i Nur Gençlik Şölenine” ev sahipliği yaptı. Tarihî bir güne şahitlik etti. Anadolu’nun her köşesinden gelerek salonu dolduran beş binden fazla kişi; sadece gençlere sahip çıkmakla kalmadı; aynı zamanda, Anadolu’nun bağrından çıkmış ve bu toprakların medar-ı iftiharı olmuş Risâle-i Nur Külliyatına ve müstesna müellifi Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin o büyük dâvâsına bir defa daha candan sahip çıktı ve kucakladı. Vefa duygusunu yerine getirdi. Gençleri yalnız bırakmadı. Gün, sahne, mikrofon, kumanda gençlerdeydi. Onlar icra ettiler. Biz de zevkle, keyifle seyredip alkışladık. 1. Risâle-i Nur Kongresi’nin sonuç bildirilerini okuyan genç kabiliyetler dinleyici ve katılımcılara çok keyifli, unutulmaz, iz bırakan hatıralar yaşattılar. Bir yıla varan hazırlık, gayret, çaba, mükemmel bir plân ve programın ürünüydü. Gençlerin kendilerinden emin hallerinin bir tezahürü olan bu güzel faaliyette emeği geçen, katkıda bulunan, Anadolu’nun dört bir köşesinden bu şölene iştirak eden herkese gönül dolusu sonsuz teşekkür ve tebrikler. Senin rehberliğinde, senin eğitiminle, senin uyarı ve ikazlarınla, bu vatan gençlerinden “Frenkleri taklit etmeyen” bir nesil meydana geldi Aziz Üstadım! Geçen Pazar günü; onların seni rehber aldıklarına şahit olduk! Onların, senin işaret ettiğin gibi, sanatı, gençlik enerjisini, zamanlarını, kabiliyetlerini “marifetullah”ta, “Senin rızan” istikametinde ve “meşrû dairede” kullandıklarına beş binden fazla kişi şahitlik etti Üstadım. Ekilen nur tohumları başaktan meyveye döndü Üstadım! Şimdi meçhul mezarından kapıcının haberini aldığını idrak ediyor ve senin de dâvetli olduğun ve orada maneviyâtınla hazır bulunduğuna tam olarak inandığımız bu gençlik şöleninde “Sadakte ve henîelleküm!” sadâsını, tasdiklerini bütün ruhumuzla ve kalbimizle biz de işittik ve yaşadık Aziz Üstadım! Cenab-ı Hakk’a sonsuz şükürler olsun. Yeni ve daha mükemmel “gençlik şölenleri”nde buluşmak ümit ve temennisiyle... 21.05.2010 E-Posta: [email protected] |