18 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Muzaffer KARAHİSAR

Abdi Amca’nın kedileri


A+ | A-

Kuruluşta çalışanlardan, Bayram isimli şirket personelinin annesinin vefat haberi bize ulaşır ulaşmaz, Bayram’la görüşüp, başsağlığı diledik. İhtiyaçlarını karşıladık, iznini verdik ve araçla evine gönderdikten sonra, önümdeki masada evraklar üzerinde, görevli personelle çalışıyoruz. Genel Müdürlük makamı tarafından bizzat aranıp acele cevap verilmesi istenen konuya yoğunlaşmıştık. Gelen ziyaretçilere de çay ısmarlayıp müsaade alarak tekrar çalışmaya koyulduk. Doktor hanım, tedavisi ile meşgul olduğu Musa Amca’nın odasında vefat ettiğini bildirince bir anda üzülüp “Allah Rahmet eylesin” sözü döküldü dudaklarımızdan ve her şey boş, diye düşündük. Onunla ilgili işlemler de öncelik sırasına girdi. Vefat olayı ile ilgili defin raporu düzenlenmesi, yakınlarının haberdar edilmesi, cenazenin kaldırılması... Ve bu arada çeşitli sebepler ve işleyişle ilgili telefonlar, evraklar, işler, imzaların yoğun olduğu bir atmosferde yaşlı Abdi Amca kapıda belirdi, selâm verdi ve sıkıntısını anlatmak istiyordu.

Abdi Ulukışla’nın sıkıntıları genelde bakımını yaptığı kedileriyledir. Onun dünyasında başka bir sıkıntı ve stres verebilecek bir konu bulunmadığını bildiğim için, görüşmeyi ertelemek istedim. Ona şu anda cenazemizin olduğunu, onun acilen işlemlerinin yapılması gerektiğini, bu sebeple kendisiyle daha sonra geniş bir zamanda görüşüp, sohbet ederek, sorunları birlikte çözmemizi önerdim. Fakat Abdi Amca cenazeye rahmet diliyor, kapıdan da ayrılmıyor, kendisinin söyleyeceği konunun da önemli ve acil olduğunu ifade ediyordu. Odamda beraber çalıştığımız arkadaşlar da merak ettiler. Acaba cenazeden daha acil, daha önemli ne olabilirdi? Ancak ben durumu tahmin ettiğim için onu kırmadan ikna edip, konuyu başka zamana ertelemek için yöntem düşünüyordum. Telâşlı, heyecanlı ve öfkeli tarzını sakinleştirmek için, yanına varıp durumu sordum. Bana: “Senin gardiyanlar...” dedi. Belli ki perso-nelden şikâyetçiydi. "Allah sabredenleri sever, sabret," dedim. Görüşmeye ikna edip gönderdim.

Abdi Amca ertesi gün sabah erkenden odama geldi. Bir gün öncesinin öfkesinden ve telâşından yüzünde eser kalmamıştı. Fırtınalar gitmiş yerini sükûnet almıştı. Şimdi biraz daha konulara ve olaylara objektif bakabilirdik artık. Abdi Amca anlatmaya başladı:

-Burada beni kimse sevmiyor, yaşlısı, personeli kedilere bakmamı istemiyorlar. Bahçedeki kulübedeki kedileri sevmenin, ilgilenmenin kime, ne zararı var? Ne olmuş o masum hayvanlara baktıysam, yiyecek verdiysem suç mu işledim? Ben bakmasam onlara kimler bakar, kimler yiyecek verir? Seksen üç yaşımdayım. Kedilere bakıldığı, yiyecek verip ihtiyaçları karşılandığında hiçbir sıkıntım ve hastalığım kalmıyor, dünyalar benim oluyor. Onlara iyi bakılmadığı, yiyecek verilmediği zaman canım hiçbir şey istemiyor, yemek yemiyorum. Ruhum daralıyor, huzursuz oluyorum. Bu işi sevabına yapıyorum. Onlar durmadan zikir ederler, bunun için onlara yirmi beş senemi verdim. Huzurevine girmeden önce evimde çok sayıda kediye baktım, ihtiyaçlarını karşıladım, paramla ciğer alıp, doğrayıp yedirdim. Personele bu kediler idarenin diyorum, sen de öyle söyle yoksa durdurmazlar. Sen burada olduğundan bir şey diyemi-yorlar. Allah korusun sana bir şey olsa bu kedileri buradan atarlar. Her yemek dağıtılıp bittikten sonra aşçılar, yaşlılara sesleniyor: “Fazla yemek isteyen var mı” diye. Biliyorum, fazla yemek artıp kedilere kalmasın diye, yapıyorlar bunu… Abdi Amca’nın sorunlarını ve problemlerini anlatınca yüzü güldü, rahatladı ve neşesi geldi. Hem konuşuyor, hem de çayını karıştırırken eli titrediği için bardak devrildi ve sehpanın üzerine çay döküldü. Takılma sırası bana gelmişti artık:

-Konuştuklarının içinde hilaf-ı hakikat mı vardı? Bak çay bardağı devrildi.

-Yok yalanım olmaz. Yalan söylesem ben devrilirdim, bardak devrildi.

-Çalışan, emek veren, insanlara yardım eden arkadaşlara “Senin gardıyanlar!” tabirini kullandın.

-Yirmi sene cezaevinde kaldım. Dilim alışmış. Personel diyeceğim yerde gardiyan demişim.

-Sana bir şey olursa, yani ölürsen kediler ne olacak, burada durdurmazlar, dedin. Demek ki bizim, senin yanında kediler kadar değerimiz yok!

-Ben öyle demek istemedim. Sen yanlış anlamışsın!

-...

Bu şekilde sohbetimiz devam etti Abdi Amca ile. Hayatta herkesin kendine göre bir işi, meşguliyeti ve telâşı var. Bizler insanlara değer verip, inancına, düşüncesine saygı duyup zihnindeki sorunlarının çözülmesine yardımcı olmanın mutluluğunu tadarken, o da güler yüzle kapıdan dışarı çıkıyordu.

18.05.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (11.05.2010) - Bir Cuma günü

  (04.05.2010) - Ceberut devri

  (10.04.2010) - Bursa’da sükûnet, Haliç’te coşku

  (06.04.2010) - Kırık daldaki çiçekler

  (30.03.2010) - İnsanlar ve hayvanlar

  (26.03.2010) - Asiye Teyzenin umre hazırlığı

  (17.03.2010) - Bir çaresizlikten kurtulmak için gayret

  (12.03.2010) - Yaşlıların duaları

  (09.03.2010) - Yaşlılık ve mutluluğun reçetesi

  (02.03.2010) - Ölüden gelen mektup

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım