Raşit YÜCEL |
|
Toroslar da hayat |
Baharı yerinde görmek başkadır. Antalya ilimize dört günlük bir iş ziyaretim oldu. Konya’dan Antalya ilimize ilk defa Toroslardan geçtik. Ve muhteşem manzaralar ile hemhâl olduk. Bir tarafta yeni yeni yeşeren bitki ve ağaçlar, Bir tarafta henüz erimemiş kar taneleri… Bazı şeylerin anlatımı zordur efendim. Ve ülkemiz gerçekte cennetten bir köşe sanki. İnsan manzaraları ile, Tabiî manzaraları ile. “Gezen mi çok bilir? Çok okuyan mı?” demişler. Gezmeden o mahalleri anlatanlar için doğru bir ifade. Ama, ilimsiz ve bilgisiz gezmenin bunda haklılık payı yoktur. Bir tarafta Konya’nın uçsuz ve bucaksız arazileri, Diğer tarafta Antalya’nın o güzelim manzarası…. Ve Manavgat şelâlesi… Antalya’da gazeteci-yazar, değerli dostumuz Nejat Eren bey ile temasımızda aziz insan, edebiyatçı İslam Yaşar’ın, “Kutlu Doğum” vesilesi ile Alanya’ya geleceği müjdesini verdi. Beni de Manavgat’tan alarak Alanya’ya ulaştık. Antalya’nın bütün dostları ile buluşma imkânı buldum. Hasretlik giderdik. İslam Yaşar beyle yıllarca bir çok gezilerde beraber olduk. Ve uzun yıllar muhaveremiz devam eder. Gönül insanıdır. Program başlamadan önce hâl–hatır ve kısmen de olsa hasretlik giderdik. Takdimci, İslam Yaşar beyi kürsüye çağırdığı an, “ezan-ı Muhammedi”nin başlaması bir tevafuk eseri idi. Bir saati aşan zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. Zira onun (asm) adının anıldığı ve bahsedildiği her şey güzelleşir. Doyumsuz bir zaman diliminden sonra Manavgatlı dostlarımız, Harun beyin kaptanlığında, aziz dostlarımız Burhan ve Abdullah beylerin refakatinde Manavgat’a ulaştık. Dönüş güzergâhımız yine Toroslardan oldu. Her beldede göğe uzanan minareler, Yörük beldelerinin temiz havası ve çağlayan suları ile… Efendim memleketimiz bir başka güzel. Bizim sanırım en çok ihmal ettiğimiz şeylerden biri, ülkemizi ve dünyayı sadece televizyon ekranlarından, basından ya da kitaplardan takip etmemizdir. En az kendimize zaman ayırırız. Kendi yaşadığımız hayatın çok mânâsız meşguliyetleri bizi meşgul eder. Bir tarafta Akdeniz’in güzellikleri, Diğer tarafta, Karadeniz, Doğu’nun eşsiz manzaraları, Ege’nin güzellikleri... Ve ülkemizin doyulmaz insan ve tabii manzaraları. “Seyahat ediniz, sıhhat bulunuz“ hadisi en çabuk aklımıza gelenidir. Üstelik bu zamanda bu adetimiz eski yıllara göre o kadar kolay ki… Efendim, bunu çok gezen biri olarak söylüyorum. Çünkü benim 57 yaşında olduğuma bir çok insan zor inanır. 13.05.2010 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (22.04.2010) - Büyüklüğün şanı (15.04.2010) - Yıpratılan değerlerimiz (01.04.2010) - Emniyet teşkilâtı ile 165 yıl (23.03.2010) - Ondan ayrılalı 50 yıl oldu |