Bilişim-Teknik |
Nur siteleri, Risâleleri tanımayanlara yönelik değil
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Adım Ahmet Tahir Uçkun, Kocaeli/İzmit doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi de İzmit’te tamamladım. Daha sonra girdiğim ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden geçtiğimiz sene mezun oldum. Şu anda Ankara’da bir yazılım firmasında çalışmaktayım. Arada sırada gazetemizde sayfanızda ve Lâhika sayfasında yazılarımı paylaşmaktayım.
Üniversite eğitiminizi bilgisayar üzerine almanızın sebebi nedir?
Biraz çocukluk sevdası... Biraz gençlik idealleri... Belki biraz da mecburiyet hissetmem... Hangisinin daha etkin olduğunu bilemiyorum.
Biraz açar mısınız?
Teknolojinin aldığı mesafenin hızı gençlik yıllarımda keşfettiğim ve beni etkileyen bir gerçekti. Bu noktadan hareketle toplumu birinci elden etkileyebilecek bir konu olduğunu düşünmüştüm. Mecburiyet konusuna gelince, ufak tefek sağlık sorunları olan bir insan olarak masa başında yapabileceğim- bedenimi zorlamayacağım - bir iş benim için idealdi. Bir de tabii-itiraf edeyim- sektörün yeni ve elemana ihtiyaç duyan bir sektör olmasından dolayı iş bulmanın daha kolay olacağını düşünmem.
Üniversite eğitimini bilgisayar, bilişim üzerine yapmayı düşünen öğrencilere neler tavsiye edersiniz?
Birincisi, sabır... (Gülümsüyorum burada!) İstedikleri her şeyi yapmayı öğrenmeleri biraz zor ve zaman alıcı olabilir. Mesela bilgisayar mühendisliğine girer girmez size oyun yazmayı öğretmiyorlar... Üstelik hiçbir zaman öğretmeyebilirler! O yüzden sabır gerekebiliyor. Bir de diğer mühendislik disiplinlerine göre bilgisayar ve bilişim alanları daha soyuttur. Bazen ne yalan söyleyelim sıkıcı olabiliyor. Bu konuyu gülün dikeni gibi görüp kabullenmeniz gerekiyor. İkincisi okulun öğrettikleriyle sınırlamasınlar kendilerini. Mümkün olduğunca ilgi alanlarına uygun şekilde kendilerini geliştirsinler. Bunlara ek olarak sektör çok çabuk gelişen ve genişleyen bir sektör. O yüzden gelişmeye açık olan bir alan üzerine yoğunlaşsınlar. O konuda kendilerini geliştirsinler. Her konuya dalmasınlar bence. Çünkü hem vakit yetmez, hem de gereksiz...
İş hayatı öğrencilerden ne bekliyor? Öğrenciler okul döneminde kendini yetiştirmek için ne yapmalıdır?
Sorunun ikinci şıkkına bir önceki soruda biraz girmiştim zaten. Bilişim dünyası öğrencilerden görebildiğim kadarıyla temelde üç şey bekliyor: Bilhassa teknoloji konularında hızlı ve çabuk adaptasyon ve öğrenme kabiliyeti, üzerinde çalışılan konuda yoğunlaşmak ve en az bir konuda uzmanlık derecesinde bilgi... Bunları yapmak için öğrencilerin bilhassa interneti etkin kullanmayı bilmeleri, derslerde edindikleri teorik bilgilerin olabildiğince pratik karşılıklarını görmeleri, hatta mümkünse pratik yapmaları iyi olur. Çünkü iş hayatı tam anlamıyla pratik bir dünya.
Okul hayatından iş hayatına girişte ne gibi zorluklar yaşadınız?
Açıkçası ilk günler bir hayli şok yaşadım. O kadar sene bu konularda okumuş olmama rağmen hiçbir şey bilmiyormuş gibi oluyorsunuz. Sonra bunun hakikaten doğru olduğunu fark ediyorsunuz! Neyse ki çalıştığım yerde bulunan tecrübeli insanlar bunun normal olduğunu anlattılar da sakinleştim. Aslında bu hemen herkesin yaşadığı bir şey, sadece bizim sektöre mahsus değil. Öğrencilikte genel anlamda olmayan pek çok şey var iş hayatında. Sorumluluklarınız artıyor, artık ödevler olmasa bile... Kitaplardan çok insanlarla muhatap oluyorsunuz. Bilişim alanında ise en önemli değişiklik projelerin içinde yer aldığınızda ortaya çıkıyor. Kullandığınız teknolojiler değişik olabiliyor. Projeler büyükse, birden çok teknolojiyle uğraşıyorsunuz. Bu sebeple takım çalışması şart oluyor. Son olarak fazla mesai kavramı da öğrencilikte hiç olmayan bir şey.
Teknoloji ve Bilgisayar, Bilişim bölümlerinin geleceği hakkında neler söylemek istersiniz?
Çok parlak! Bilgisayar ve bilişim sistemleri artık hayatın bir parçası. Öyle de olmaya devam edecek. Bu sebeple, bu bölümlere her zaman ihtiyaç olacak. Çünkü artık bazı teknolojilerden geri dönüş mümkün değil! Bediüzzaman’ın tabiriyle “Eski hal muhal!”. Artık interneti hayatımızdan çıkartamayız. Faturalarınızı ödediğinizde kimse faturanızı bulmak için kalkıp dosyaları karıştırmayacak, size tamamı elle yazılmış bir kâğıt fatura vermeyecek. Bilişim dünyası artık sosyal hayatımızı bile düzenliyor. Arkadaşlarımızla yüz yüze görüşmektense sosyal siteler üzerinden, mesajlaşma araçları üzerinden görüşüyoruz. Bu alanda da yenilikler olabilir. Gelecekte önem kazanacak olan konuların başında mobilite ve yeni nesil internet geliyor. İnternetin yayılmasının ikinci aşaması. Yavaş yavaş başladı aslında. 3G ve kablosuz sistemler eliyle. Daha da genişleyecek. İnternet yoluyla insanlar istedikleri herşeyi istedikleri yerden yapmak isteyecekler. Bütün bunlar bilişimin daha uzun bir müddet önemini koruyacağı anlamına geliyor.
Günümüz bilişim çağında Nur Sitelerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Nur siteleri olması gereken yerde mi?
Hem evet hem hayır! Evet, çünkü gerçekten güzel hizmetlere vesile olan siteler var. Hayır, çünkü, “Mevcuda iktifa dûn-himmetliktir.” Daha güzel işler yapılabilir... Gördüğüm en temel eksiklik, Risâle-i Nurları tanımayan insanlara yönelik değil, birçok nur sitesi. Tanıtım amaçlı sitelerin sayı ve içerik olarak gelişmesi gerekiyor. Daire içindeki insanların birbirleriyle ilişkilerini arttırma noktasında ise forum tarzı sitelerden bir sonraki adıma geçmiş değiliz. Ama yine de birçok site birçok güzel hizmete vesile oluyor.
Sizce bilgisayarların gelecekte hayatımızdaki yeri nasıl olacak?
Küçük ve önemli... Biraz önce de bahsettim, sosyal yaşantımızı bile etkiliyor artık teknolojiler... Daha pratik, daha az yer kaplayan teknoloji çözümleri üretilmeye devam edilecek. Yazılım alanının ise daha çok hayatımıza gireceğini tahmin ediyorum. Alışveriş, sosyal siteler, bilgi arama, mali işlemler, e-devlet... Listeye yeni şeyler eklenebilir... Bilemiyorum...
Bilgisayar ve internet ile igili unutamadığınız bir hatıra var mı?
(Biraz düşündükten sonra...) Tabii ilk kere bilgisayarla tanışmamı, bilgisayarla ilk oyun oynayışımı (Lotus diye bir araba oyunuydu, bilenler bilir) bir kenara bırakırsak, bir iki şey çıkabilir galiba: İlk bilgisayarımın hard diski 540 MB idi. Her dolduğunda gidip içindekilerin bir kısmını CD’ye yazdırıyordum. İlk CD sürücüsü aldığımda -CD yazıcı değil sürücü!- harcadığım paraya hâlâ anlam veremiyorum mesela, bugünlerde aynı parayla iyi bir dizüstü bilgisayar alabilirsiniz. Okulda yaşadığım bir hatıra ise şöyle: Üniversitede ilk günlerden birinde temel bilgisayar kullanımı dersindeyiz. Bizim bölümden bir arkadaşım, sadece bilgisayarı düğmesinden açıp-kapatmasını bildiğini söylemişti. O güne kadar bilgisayarla hiç ilişkisi olmamış. Şimdi galiba benden iyi bir bilgisayar mühendisi oldu.
Teşekkür ederiz… |
11.05.2010 |
İNTERNET NİMETİ VE BİR NUR PROJESİ Yeni Asya Gazetemizin 41.yılında, 41 haftadır süren Bilişim&Teknoloji sayfamızdan herkese merhaba… İnsanlık neredeyse bütün iletişimlerini, alışverişlerini hatta hayatlarını etkileyecek işleri internet üzerinde yapmaya başladılar... Yemek siparişi, kitap alımı, alışveriş… Her türlü bilgiye bir tık ile ulaşabileceğimiz internet nimetinin artık sanal bir şehir olduğu gözler önündedir. Son on beş yirmi senelik mâzisi bulunan internet nimeti büyük çapta şerde kullanıldığı gibi, hayırlı ve faydalı işlerde de kullanılması mutluluk verici. Özellikle binlerce site, inanç ve ahlâk üzerine hizmet veriyor. Bu işten anlayan Risâle-i Nur Talebeleri dünyanın neresinde bulunuyorsa, bir şekilde internet sitesi kurup insanlığın mânevî kurtuluşu, dünya ve âhiret saadetine kavuşması için âdetâ çırpınıyor. Konya, Isparta, İstanbul, İzmir, Van, Urfa Nur Talebeleri derken yurt dışından, gurbette bulunan kardeşlerimizde aynı paralelde Nurları gurbette yayma çabasında olduklarını görüyoruz. Bu maksatla kurulmuş binlerce Nur siteleri mevcut... Genel gidişata bakıldığında, Allah’ın ihsan ettiği teknolojik nimetlerin, faydalı olmaktan çok zararlı ve şerli işlerde kullanıldığı görülecektir. Bediüzzaman Hazretlerinin ifâde ettiği gibi, beşte biri keyifli hevesata meşrû dairede kullanılıp, beşte dördü iman, İslâm ve ahlâk gibi faydalı işlerde kullanılacağına tam tersi yapılmaktadır. Hattâ bir programla milyonlarca kebair denilen büyük günahlar işlenmekte ve izleyenler de günahlara sokulmaktadır. İşte bunun için bizler gerek projelerimiz dâhilinde şahsi çıkar olmadan gerekse diğer nur siteleri ile ortaklaşa hizmetlerimizi sürdürmekteyiz. Bize bu hizmetleri yapma imkânı tanıyan Rabb-i Rahimimize hadsiz hamd-u senalar ediyoruz, duâlarınızla... Bu yazımızdan sonra Nur Sitelerinizi inşa eden bir web sitesi tanıtmak istiyoruz. Günümüz bilişim çağında ilerlemeye devam eden öğrenciler tarafından kurulan “İhlâs ve samimiyet” düsturlarını esas alarak hizmete koyulan Rob Tasarım İnternet Hizmetleri Grubu (www.risaleinur.okuyoruz.biz ) sanal ortamda daha çok Nur eksenli web siteleri açma hedefinde... “Artık herkesin bir web sitesi değil, bir Nur Web sitesi olsun” sloganıyla çıkan ilk ve tek web sitesi özelliğine sahip… Dürüst samimi duygularla hazırlanılan siteler sanal ortamda bir Nur katacağına inanmaktayız. “Amacımız husumete vakti olmayanların geniş içerikli muhabbet sahalarını internet dünyasına kazandırmaktır.” şeklinde dile getiren öğrencileri tebrik ediyor, hayırlı muvaffakiyetler diliyoruz… Rob Tasarım’ın projelerine www.risaleinur.okuyoruz.biz adresinden ulaşabilmek mümkün…
MUHAMMED ZORLU |
11.05.2010 |
Okulnet ile öğrenciler için hayat şimdi daha kolay MULTİNET’İN geliştirdiği ön ödemeli ve temassız kart sistemi Okulnet, ilk olarak Gaziantep Üniversitesi‘nde uygulanmaya başlandı. Gaziantep Üniversitesi öğrencileri ve personeli için kimlik kartı görevi gören Okulnet Kartları üniversite içerisindeki kimlik doğrulama, ödeme ve üyelik işlemlerinin tamamının tek bir kart üzerinden yönetilmesini sağlıyor. Öğrenci, akademik personel, idari personel ve sözleşmeli personel için ayrı ayrı yetkilendirilen kartlarda temaslı ve temassız olmak üzere iki ayrı işlem özelliği bulunuyor. Temassız işlem özelliği, okul içerisindeki yemekhane, öğrenci işleri, kütüphane gibi noktalarda ödeme amaçlı; kampüs giriş-çıkışlarında ve içerideki geçiş noktalarında kimlik doğrulama amaçlı kullanılıyor. Temaslı işlem özelliği, kartların tüm Türkiye’deki 20 bini aşkın kafe, restoran, market gibi Multinet üye iş yerlerinde gıda harcamaları için kullanılabilmesine imkân veriyor. |
11.05.2010 |
E-dergilerden yararlanın! İNTERNETİN hayatımıza girmesiyle e-dergilerle daha çok muhatap olmaya başladık. İnternette farklı amaçlara yönelik bir çok e-dergi çıkmaktadır. Şimdilik bir kısmından söz edelim. • “Özgürlüğün sınırlarını sen belirle” sloganıyla çıkan SUDO dergisi, Ubuntu Türkiye dergi tayfası tarafından hazırlanan ve her ay ücretsiz olarak dağıtılan bir e-dergidir. Linux dünyası ile ve Ubuntu Linux dağıtımı ile ilgili faydalı bilgiler edinebileceğiniz bu dergiye http://sudo.ubuntu-tr.org/ adresinden ulaşabilirsiniz. •Diğer bir e-dergi ise milli işletim sistemimiz Pardus’un. Pardus-eDergi, Pardus’un tanıtılması ve kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla, GNU/Linux dünyasına hizmet edecek şekilde yayımlanan bir e-dergi. eDergi’nin tasarımında, Scribus, Gimp ve OpenOffice gibi özgür yazılımlar kullanılmaktadır. İndirmek için: http://www.pardus-edergi.org/ •e-bergi, ODTÜ Bilgisayar Topluluğu tarafından hazırlanan bir e-dergi. Amacı ise, bilgisayar bilimleri ve uygulama alanları hakkında detaylı bilgi sahibi olmayan insanlara kaliteli Türkçe içerik sağlamaktır. Dergiye http://e-bergi.com/2010/Mayis/ adresinden ulaşabilirsiniz. •Haftaya site tanıtımı bölümünde değerlendirmeyi planladığımız www.linuxmint.org.tr sitesi de ROOT isimli bir e-derginin çalışmalarını sürdürmektedir. Eğer bir aksilik olmazsa mayıs ayı içerisinde Root’un ilk sayısı PDF formatında ve ücretsiz olarak yayınlanacak. •Diğer bir dergi ise Enixma. Başta Linux olmak üzere, açık kodlu özgür işletim sistemleri ve programları için bilgi bulabileceğiniz bu e-dergiye http://www.enixma.org adresinden ulaşabilirsiniz. |
11.05.2010 |
Türkiye, bilgisayar denince “Casper” diyor 16 yıldır Türkiye’de pek çok kategoride tüketicilerin akıllarına gelen ilk markayı araştıran Nielsen Markalar Araşıtırması’nın 2009 sonuçları açıklandı. 120 kategorinin yer aldığı araştırmada bilgisayar kategorisinin lideri 8. Kez Casper çıktı. Bilgisayar denince ilk akla gelen markalar arasında “Casper” diyenlerin oranı 2009 yılında yüzde 34,6’ya yükseldi. Casper, geçen yıl AB hedef kitlede yüzde 20 olan bilinirlik oranını yüzde 26,5’e çıkararak bu hedef kitle arasında da büyük bir çıkış yakaladı. |
11.05.2010 |
Made in PRC Burası da neresi? ALDIĞIMIZ bazı ürünlerde “made in PRC” etiketi görürüz. PRC neresidir? Bu ifadenin açılımı “People’s Republic of China - Çin Halk Cumhuriyeti” şeklindedir. Peki, niye “made in China” ifadesi kullanılmıyor? Çin orijinli ürünlerin kalitesizliği üzerine, insanlarda oluşan “çin korkusunu” yıkmak için Çin’in bu ifadeyi keşfettiği ifade ediliyor. Aldığınız ürünler sizin için önemli ise dikkat edin, aldanmayın! |
11.05.2010 |