Eski tarihli sayılar
|
40. Yıl Röportajları |
|
|
“Hakikatin gür sesi”ni her yere ulaştıralım |
Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1956 yılında Malatya ili Doğanşehir ilçesi Erkenek Köyünde doğdum. İlk öğrenimimi kasabamda bitirdikten sonra babamın memuriyeti dolayısıyla Gaziantep’e taşındık. 1969-1970 öğretim yılında Gaziantep İmam Hatip lisesinin orta kısmına kayıt oldum. 1976 İmam Hatip Lisesinden, 1980 yılında ise Gaziantep Eğitim Enstitüsünün Fen Bilimleri Bölümünü tamamlayarak Muş Lisesi ve Kahramanmaraş’ta öğretmenlik, 1985 yılından günümüze kadar Gaziantep’in çeşitli eğitim kurumlarında idarecilik görevinde bulundum. Evli ve iki evlâdım var.
Risâle-i Nurlar ile ne zaman ve nasıl tanıştınız?
İmam hatip okulunun birinci sınıfına giderken aynı devreden şu anda Rotterdam İslâm Üniversitesi Rektörü olan Prof. Dr. Ahmet Akgündüz ve benim bir üst devrem en son Patnos Müftüsü ve daha sonra bir trafik kazasında vefat etti Ahmet Yaşar, Allah rahmet etsin, onlarla birlikte sohbetlere katılıyorduk. Orada Nazım Gökçek Ağabey ders (1970-71 yıllarında) okuyordu. Daha sonra Ahmet Akdeniz adında bir Tabiat Bilgisi öğretmenimiz vardı. Vefat ettiyse Allah rahmet versin, onun sayesinde kendimizi geliştirdik. Sık sık evine gider ders okurduk. Başlangıçta benim okul dersim zayıftı, not için gittim. Fakat o çok ciddî bir hocamızdı. Bize notla samimiyeti hiç karıştırmazdı, hem hakikatleri anlatırdı. Notu da hakkımız neyse onu verirdi. Yukarıda saydığım başlangıçla gelişerek günümüze kadar geldi.
Yeni Asya ile ne zaman ve nasıl tanıştınız?
Önceleri biliyorsunuz haftalık İttihad gazetesi çıkıyordu. Babam rahmetli bu mecmuaya aboneydi. Ben ilkokulda iken bu dergiye yabancı değildim. Gaziantep’te İttihad'ı şu anda hayatta Mustafa Altan gibi babam da dağıtıyordu. 1970'de İttihat dergisi Yeni Asya adıyla günlük olarak çıktı. Mustafa Altan Ağabey işleri dolayısıyla günlük gazeteyi dağıtamayınca Nazım Gökçek Ağabey ve diğer ağabeyler Yeni Asya gazetesini benim dağıtmamı uygun gördüler. Yalnız abone yapılması gerekiyordu. Bir gün Nazım Gökçek önüme düştü, birlikte 50 gazete dağıttık. Ben hem gazeteyi veriyorum hem de dağıtım listeme yeni isimler ekliyordum. Bir yaz tatili boyunca gazeteyi dağıttım. Akşamları dershanede yeni aboneler bulup bana söylüyorlardı, ben de o adreslere gazeteyi götürüyordum. Okulların açılışına kadar 100 abone sayısına ulaştık ve kışın dağıtacak olan arkadaşıma teslim ettim. Fotoğrafta Gaziantep’te iftar ve imsak saatlerinde kalede top atılır. Elime gazeteyi alarak bu topun üzerinde resim çektirdim. Yani iman hakikatleri Gaziantep’e top atışları gibi Yeni Asya ile manevî top atışları başladı, anlamında bir poz verdim. Geçen aylarda Urfa’ya Mehmet Kutlular Ağabey gelmişti. Fotoğrafı gösterdim. Manşetine bakarak 1970 yılına ait olduğunu hemen anladı.
Yeni Asya ile bir hatıranız varsa bize anlatabilir misiniz?
Nasıl olmaz? Yeni Asya’nın Gaziantep’te ilk dağıtıcısı olur da hatıra olmaz mı? Yeni Asya gazetesi çıktığında sağ görüşlü olarak bir Tercüman gazetesi vardı. Yeni Asya çıktı ikincisi oldu, diğerleri sonradan çıktı. Bu bakımdan resmî erkân olsun olmasın ya Tercüman ya da bizim gazeteyi alıyordu. Meselâ Gaziantep lisesinin müdürü rahmetli Ali Fuat Bilen Hoca gazetemize aboneydi. Gaziantep’in bir ucundan bir ucuna kadar gazeteyi yaya olarak dağıtıyordum. Bir belediye otobüsü çalışırdı, öğrenci ücreti 15 Krş’tu. Benim de bir gazeteden kârım 10 Krş’tu. "5 Krş zararına oluyor" diye bir çok bölgeyi yürüyerek dağıtıyordum. Tabi 10 Krş’luk kâr o zaman çok önemliydi. Benim okul harçlığım çıktığı gibi diğer arkadaşlara da borç veriyordum. Bir gün Gaziantep dâvâları için avukat Bekir Berk Ağabey gelmişti. Allah rahmet etsin. Adliyede beni Nazım Gökçek Abi onunla tanıştırdı. Bana çok iltifat etmişti, gazeteyi dağıtıyorum diye. Rahmetli elini başıma koyarak "Kardeş gazete Risâle-i Nurlara büyük hizmet ediyor, maddî kazancın az olabilir, ama manevî kazancına güç yetmeyecek" demişti. Ben Bekir Ağabeye gazetenin kârı hakkında bir şey söylemediğim halde benim sanki içimi okumuştu. Ben de hayret etmiştim. Gazeteyi dağıtırken artan gazete olursa iade etmezdik. Cami çıkışlarında cemaate gösterir "Hakikatin gür sesi, Yeni Asya gazetesi" diye bağırırdım. Bu benim için topluma girmemi, ticarî cesaretimin artmasına, sosyalleşme alanında bana çok şey kazandırdı.
Gazetemiz hakkında ne söylemek istersiniz?
Yeni Asya gazetesi yalnız günlük okunan bir gazete değil; bir ekol, bir okuldur. Ben çok şeyler öğrendim. İlk çıktığından bu güne kadar çizgisinden katiyen şaşmadan hizmetini yerine getirmiştir ve getirecektir. Bugün de olsa ve müsait olsam 13 yaşımdaki gibi cami önüne gider "Hakikatin gür sesi, Yeni Asya gazetesi" diye haykırırım. Ben okul diyorum, çünkü her şeyi Yeni Asya okulundan aldım ve öğrendim. Yeni Asya haksızlık karşısında daima dik durmuş ve kapanma pahasına olsa da eğilmemiştir ve bundan sonra da İnşallah eğilmeyecektir. Risâle-i Nurlara ulaşmak için bir araçtır. Artık dünya âlem biliyor ki Risâle-i Nur günümüzün en büyük okulu, üniversitesi ve halk eğitim merkezi diyebiliriz. Cenâb-ı Allah bizi bu eserlere lâyık olan kullarından eylesın. Çünkü Risâle-i Nur, Kur'ân'ımızın ve Peygamberimizin şahane bir ilânnamesidir. Yeni Asya gazetesi bu eserlerin dellâllığını yapmaktadır.
HASAN KAZEL GAZİANTEP |
|
10.05.2010 |
İLK YAYINLANDIĞINDA YENİ ASYA'YI GAZİANTEP'TE DAĞITAN 40 YILLIK OKUYUCUMUZ MUSTAFA DEMİRCİ:
|
|
