Televizyon dizileri boşanmaları arttırıyor

KONYA İl Genel Meclisi Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu, ildeki boşanmaları masaya yatırdı. Komisyonun aile mahkemelerinden aldığı bilgilere göre boşanmaların en temel sebepleri arasında televizyon dizileri, abartılı düğün masrafları, ailelerin çiftlerin günlük hayatlarına müdahalesi ve eğitimsizlik yer alıyor.

Konya İl Genel Meclisi, 2010 yılı Mayıs ayı toplantılarının dördüncü birleşimini gerçekleştirdi. Komisyon raporlarının görüşülmeye devam edildiği toplantıya Kadın-Erkek Eşitliği Komisyonu’nun boşanmalara yönelik hazırladığı rapor damgasını vurdu. İl Genel Meclisi Kadın-Erkek Eşitliği Komisyonu Başkanı Leyla Erdal, bazen bir eşarbın markasının bile boşanmaya sebep olabildiğini açıkladı. Konya’da Aile mahkemeleri ile görüştüklerini belirten Erdal, 2009 yılında 2 bin 757 boşanma dâvâsının açıldığını, bu dâvâların bin 932’sinin karara bağlandığını dile getirdi. Başkan Erdal, “Problemler evlilik öncesinde mihr ve hediyeleşme gibi sebeplerle başlıyor. Bu tartışmalar evliliğin ilk yıllarında boşanmaya varacak sıkıntılara sebep olabiliyor. Abartılı düğün masrafları, sonrasında meydana gelen ekonomik sıkıntılar, ailelerin çiftlerin günlük hayatlarını yaşamaya izin vermemeleri-aile müdahaleleri, tarafların birbirini yeteri kadar tanıyamamaları, aile içi iletişimsizlik ve eşlerin birbirine zarar vermeleri ve cinsel bilgisizlikten kaynaklanan sıkıntıların da boşanmalarda önemli etkisi olduğunu tesbit ettik” dedi.

DİZİLER YANLIŞ ETKİLİYOR

Kadın-Erkek eşitliği komisyonu televizyonlarda yayınlanan dizilerin boşanmaları tetiklediğini ortaya çıkardı. Meclis üyelerine bilgi veren Leyla Erdal, açıklamalarını şöyle sürdürdü, “TV dizilerinden yanlış etkilenmeler, evlenecek kişilere ailelerin onay vermemesi, ailelerinden habersiz nikâh kıymak boşanmalarda önemli bir yer tutuyor. Boşanmalarda annelerin eğitiminin çok önemli olduğu görülmektedir. Bu nedenle aile içi eğitimlere önem verilmeli.”

09.05.2010

75 yıllık ömrün 9 yılı tv başında geçiyor

HAFTADA 20 saat televizyon seyreden bir kişi 75 yıllık ömrünün 9 yılı tv başında geçiriyor.

Antalya’nın Finike ilçesinde faaliyette bulunan Özel Finike Koleji, velilere yönelik ‘TV’yi kapat, hayatı aç’ konulu seminer düzenledi. Semine katılan Finike Devlet Hastanesi sosyal hizmet uzmanı Refik Akten, televizyonun insan hayatındaki zararlarını anlattı. RTÜK’ün verilerine göre Türkiye’de her 5 kişiden 3’ünün her gün en az 3 saatini TV başında geçirdiğini hatırlatan Akten, “Televizyon kullanma bilinci gelişmemiş aileler çocuğu bilmeyerek de olsa şiddet ögeli çizgi film, korku filmleri, polisiye filmleri, macera ve süper kahramanlı filmlerin tuzağına itiyor. Sanat değeri olmayan bu yapımları seyreden çocukların genel bir kabalaşma eğilimi içine girdikleri ve toplum içerisinde şiddet olaylarının arttırdığını yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkıyor.” dedi.

09.05.2010

Havalar ısınıyor, güneş ışınlarına dikkat

GÜNEŞ ışınlarının yeryüzündeki hayatın devamı açısından vazgeçilmez bir kaynak olduğunu belirten uzmanlar, güneşin birçok hastalığa iyi gelmesine rağmen bazı rahatsızlıkları da beraberinde getirdiğine dikkat çekti.

Dermatoloji Uzmanı Dr. Neval Bayazit, güneşin özellikle D vitamini yapımında etkili olduğunu, sedef hastalığı, ergenlik sivilceleri ve bazı egzamalar gibi cilt hastalıkları üzerinde de iyileştirici etkisi olduğunu söyledi. Güneşli havaların psikolojik durumu düzeltici etkisinin olduğu ve hayata canlılık getirdiğine vurgu yapan Uzm. Dr. Bayazit, son yıllarda sıcak bölgelerde tatil yapılmasının, güneşlenme alışkanlığının ve dışarıda yapılan sporların artması ile insanların yoğun olarak ultraviyole ışığına maruz kaldığını kaydetti. Bu ışının zararlı etkilerinin de son yıllarda artış gösterdiğini anlatan Uzm. Dr. Bayazit, “Bilimsel çalışmalar erken yaşlarda bir kez bile su kabarcığı oluşturacak kadar şiddetli bir güneş yanığı gelişiminin, erişkin çağlardaki melanoma tipi deri kanseri sıklığını iki kat arttırdığını göstermiştir. Özellikle ozon tabakasındaki hasar, küresel ısınma, iklim değişiklikleri gibi olaylar da güneşin zararlı etkilerinin gittikçe artmasında önemli rol oynamaktadır.” dedi. Güneş ışınlarının istenmeyen etkileri arasında ‘güneş yanıkları, güneş alerjileri, deride kahverengi lekelerin oluşması, kırışıkların artması, benlerde sayıca artış ve yapılarında bozulma, deri kanseri, deride bağışıklık sisteminin baskılanması ve mikrobik hastalıklara yatkınlık’ olduğunu belirten Bayazit, özellikle yüz ve el üstleri gibi bölgelerde güneş hasarına uğramış deride incelme, ince ve kaba kırışıklıklar olabileceğini belirtti.

09.05.2010

Her 10 kişiden 3’ünde hipertansiyon var

TÜRK Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin Sağlık Bakanlığı desteğiyle düzenlediği ‘’Türkiye’nin Tansiyonunu Ölçüyoruz’’ kampanyası, 11-17 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

Dernekten yapılan açıklamaya göre, bu yıl üçüncüsü düzenlenen kampanya kapsamında özel olarak hazırlanan ‘’Hipertansiyon TIR’’ı ile 11-17 Mayıs tarihleri arasında Sivas, Eskişehir, Kocaeli ve İstanbul’da taramalar yapılacak, vatandaşlara hipertansiyon konusunda bilgi verilecek. Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Şükrü Sindel, hipertansiyonun dünyada ölüm sebepleri arasında ilk sırada yer aldığını belirterek, şunları kaydetti: ‘’Ülkemizdeki her 4 ölümden biri, tansiyonun kontrol edilmesi ile önlenebilir. Amacımız, toplumda hipertansiyonla ilgili bilgi, tutum ve davranış değişikliği oluşturmak, Türkiye’nin hipertansiyon istatistiklerini iyi yönde değiştirmektir. 10 yılda tüm Türkiye’yi kapsamayı hedefliyoruz.’’ Hipertansiyonun görülme sıklığına da dikkati çeken Prof. Dr. Sindel, ‘’Ülkemizde her 10 kişiden 3’ünde hipertansiyon var’’ dedi. Aşırı tuz tüketiminin, hipertansiyonun en önemli sebeplerinden biri olduğunu dile getirdi.

09.05.2010