Ali OKTAY |
|
Risâle-i Nur Gençlik Şöleninde buluşalım |
Bir süredir gazetemizdeki ilânlarda görüyorsunuz. İnşaallah bu hafta sonu Ankara’da müthiş bir program var. Gerçekten de tam bir şölen. Risâle-i Nur’un, gençlerin şöleni. Her zaman olduğu gibi, bu konuda da öncülüğü yine Yeni Asya yaptı. Gençlerin merkezinde yer aldığı bir Risâle-i Nur Kongresi düzenlemek gerçekten çok güzel bir fikir. Düşünen, emeği geçen herkesi tebrik ederiz. Program o kadar dolu ki; kısa film, karikatür, şiir yarışmaları, ihtida öyküleri, sinevizyon ve şiir okumaları... Tabiî bütün yarışmacılar ve katılımcılar genç kardeşlerimizden oluşuyor. Organizasyon komitesi, bu programda bizi de genç sayarak davet etti, yer verdi. Artık o yaşları biraz geride bırakmakla birlikte, genç kardeşlerimizle aynı havayı teneffüs edecek olmanın heyecanını, bu daveti aldığımız andan beri hissediyorum. Doğrusu bu programda sahneye çıkacak olmamın ayrı bir heyecanını ve mutluluğunu yaşıyorum. Bir süredir Biz Bize Topluluğu’nun yönetmeni ve benim de ilk hocam Bahri Güngördü Bey idaresinde, neyzen İsmail Hakkı Okur, ritm sanatçısı Cem Murat Dişçi, Üstâdımıza ve Risâle-i Nur’a en güzel besteleriyle teşekkürlerini arz etmeye çalışan Mehmet Emin Altıntop Ağabeyle provalar yapıyoruz. Nasip olursa en güzel Risâle-i Nur ve Üstâd bestelerini, şiirlerini canlı olarak icra edeceğiz. Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezinde saat 14:00’da buluşalım inşallah.
Vakt-i süruru safâ. Mehterbaşı hey hey!.. MEHTERİ dinleyip de içi coşmayan, marşlara eşlik etmeyenimiz, gurur duymayanımız yoktur. Hele yabancıların mehteri büyük bir hayranlıkla izleyişi vardır ki, sormayın gitsin. Peki mehter konseri nasıl icra edilir? Biraz bu konuda, özet de olsa bilgi vermek istiyorum: Program yapılırken, daire şeklinde dizilen grubun ortasında Mehterbaşı Ağa durur. İçoğlan başçavuşu ‘Vakt-i sururu safa, mehterbaşı hey... hey...” diye bağırırken, nakkârezenler sofyan usulünde üç tempo tutar. Mehterbaşı Ağa, ‘merhaba ey mehteran’ der, sağ elini göğsüne koyarak takımı selâmlar. Onlar da selâma aynı şekilde karşılık vererek, “Merhaba mehterbaşı ağa’ der. Mehterbaşı Ağa’nın ‘hasdûr’ komutunu vermesinin ardından “haydi ya Allah” der ve fasıla geçilir. Fasıllardan sonra şu şekilde gülbank çekilir: “Allah Allah Celil ü Cebbar, Muinü’s-Settar Hâlıku’l-Leyl vennehar. Lâyezal Zü’lcelal, birdir Allah. Ânın birliğine Resulü Enbiya Peygamberimiz Cenâb-ı Ahmed-i Muhammed Mustafa. Âli evlad-ı Resulü müçteba imdâd-ı ruhaniyetine. Pirian mürşidin âşıkin kuragerin visalin hamele-i Kur’ân güzeştegan ehl-i iman ervâhına, avn-i inayetine hilafetü’l İslâm es-Sultan ibni sultan bilcümle İslâm’ın necat ve saadet ve selâmetine pirler erenler üçler yediler kırklar göçenler devranına Hu diyelim. Huuu!” Bundan sonra bütün mehter takımı şiddetle zilleri, davulları vurarak, dokuz kere “Hu” çeker. Ardından kös üç defa vurur. Barış zamanında okunan bu gülbankın dışında, savaşa gidilirken okunan gülbank daha farklıdır. Bundan sonra takımdan güzel sesli biri Fetih Sûresi’nden “Nasrun minallahi ve fethun karib vebeşşiri’l mü’minin” ayetlerini okur. Üç defa “Allah” diyecek kadar beklendikten sonra, hep bir ağızdan ‘Allah’ deyip susarlar. Gülbank devam eder, “eli kan, kılıcı kan, sinesi üryan, ciğeri püryan, meydanı şehadette Allah yoluna revan, gazayı şühedaya Cemali Hakk görünür ayan, gazabımız düşmana ziyan.” Takım hep bir ağızdan ‘yekdir Allah, yekdir Allah’ diye bağırdıktan sonra mehterbaşının ‘illallah’ demesiyle program sona erer.
Sultanahmet’te Mehter Konseri..
BAHARIN gelmesiyle birlikte Sultanahmet bir başka güzel. Topkapı Sarayı, Ayasofya, Dikilitaş, 3. Ahmet Çeşmesi, Yerebatan Sarnıcı, Sultanahmet Camii ve daha pek çok tarihî eserleriyle, Sultanahmet her yerden ziyaretçiyi kendine çekiyor adeta. İşte bu resimde eksik olan parçayı ise Fatih Belediyesi tamamladı. Her Cumartesi saat 18:00’de Sultanahmet Meydanında ücretsiz mehter konseri başlatıldı. Bu konseri ailece izlemenizi özellikle tavsiye etmek isterim.
GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ...
Evliya Çelebi naklediyor:
“VİYANA’YA elçi olarak gönderilen Kara Mehmed Paşa’yı karşılamaya gelen Avusturya devlet görevlisi ve tercümanla şiddetli tartışmalar olur. Görevli, ‘Sultanım, Çesar Hazretleri azametiyle şöyle buyurdular ki’ deyince Paşa hiddetlenir ‘Vallahi mel’un ve bîdin, bir daha senin ağzından ‘azamet ile şöyle buyurdu böyle buyurdu’ sözlerini duymayayım, yoksa seni hançer kabzasıyla paralarım. Azamet Allah’a mahsustur.’ Görevli suspus olur. Bu defa tercüman ‘Sultanım, Çesarın size çok selâmı var. Kalemize girerken sancaklarını açmasınlar, mehterhanede çalmasın, benim mehterim Paşa’nın önü sıra çalsın’ deyince Kara Mehmed Paşa büsbütün köpürür. ‘Bak a kâfirler! Benim bu şekilde bir haftadır oturmamın aslı neticesi bu mu çıktı?’ Kızarak bütün beraberindekilerle birlikte mehterleri çalarak şehre girer. 13.05.2010 E-Posta: alioktay@alioktay. net |