Aile-Sağlık |
YazIn, gIda hİjyenİne dİkkat Gazİantep Üniversitesi (GAÜN) Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Osman Erkmen, ‘’Yaz mevsiminde mikroorganizmaların sebep olduğu sağlık sorunları artıyor, bu mevsimde gıda hijyeni konusunda çok daha duyarlı olunmalı’’ dedi. Erkmen, sağlıksız gıdaların tüketiminden kaynaklanan sağlık sorunlarının, gıdaların seçimi, hazırlanması ve saklanmasındaki yanlışlıklardan ya da eksikliklerden kaynaklandığına dikkati çekti. Sağlıksız gıda tüketiminin sebep olduğu sağlık sorunlarının uygulanması basit birtakım önlemlerle önemli ölçüde korunulabileceğini vurgulayan Erkmen, yaz mevsiminde kış mevsimine göre sebze ve meyve tüketiminin arttığını, özellikle kirli sularla yetiştirilmiş sebzelerin barındırdıkları mikroplarla birlikte mutfaklara taşındığını, ayrıca iklim şartlarına bağlı olarak gıdaların yazın daha çabuk sürede bozulabildiğini ifade etti. Sağlıksız gıdaların tüketiminden kaynaklanan en ciddî sağlık sorununun gıda zehirlenmeleri olduğunu belirten Erkmen, şöyle konuştu: ‘’Yaz mevsiminde mikroorganizmaların sebep olduğu sağlık sorunları artıyor, bu mevsimde gıda hijyeni konusunda çok daha duyarlı olunmalı. Çünkü, gıda satın alırken, hazırlarken, saklarken yapacağımız hataların karşılığında sağlımızı kaybetme riski, yaz mevsiminde çok daha artıyor. Özetle yaz mevsiminde tüketeceğimiz gıdaların ne ölçüde sağlıklı olduğu konusunda çok dikkatli olmamız gerekiyor.’’
TAVSİYELER
Erkmen, sağlıksız gıdaların neden olduğu sağlık sorunlarından korunmayı sağlayacak şu önerilerde bulundu: l Öncelikle açıkta satılan gıdalardan kesinlikle uzak durulmalı. l Meyveler ve sebzeler tüketim öncesinde içi su dolu büyükçe bir kapta en az 10-15 dakika bekletilmeli ve sonrasında iyice yıkanmalı. l Hazır kıyma kesinlikle tercih edilmemeli. Marketten alışveriş yaparken et ve benzeri çabuk bozulabilecek gıdalar en son satın alınmalı. l İhtiyaçtan fazla gıda ürünü satın alınmamalı. Gıda zehirlenmelerinin büyük bölümüne ihtiyaçtan fazla satın alınmış ve tüketilemediği için bozulmuş gıdalar neden oluyor. l Satın alınan ürün üzerinde bir işlem yapılması gerekiyorsa, yapılan işlemin alıcı tarafından görülmesi gerekir. l Ocaktan indirilen yemeğin, sonra tüketilecekse, kısa sürede soğutularak buzdolabında saklanması gerekli. l Pastörize edilmemiş sütten hazırlanmış kaymaktan, çiğ sütten hazırlanmış peynirden uzak durulmalı. |
13.05.2010 |
Annenin sesi çocukları sakinleştiriyor AmerİkalI araştırmacılar, annelerin çocuklarına sadece telefonla ulaşabildikleri için kendilerini suçlu hissetmelerini hafifletecek bir araştırma yaptı. Bu araştırmaya göre, annelerin sesi bile gergin çocukları sakinleştirmeye yetiyor. Araştırmacılar, sevilen biri ile ses etkileşiminin insanları nasıl etkilediği üzerine yaptıkları araştırmada, oksitosin hormonunun ergenlik çağı öncesinde ve gergin durumda bulunan kızlar üzerinde sakinleştirme düzeylerini test etti. Yaşları 7 ila 12 arasında değişen 61 kız, yabancıların önüne çıkarılarak bir performans sergilemeleri istendi ve daha sonra 3 gruba ayrıldı. Bir grup, anneleri tarafından fiziksel temas ile sakinleştirildi. İkinci grup anneleri ile telefonda görüştürülürken, üçüncü grup anneleri ile herhangi bir etkileşimde bulunmadı. Bu süreçte çocukların stres hormonu gözlendi ve anneleri tarafından fiziksel ya da ses yoluyla sakinleştirilen çocukların oksitosin hormon düzeyi benzerlikler gösterdi. Araştırmacılar, ‘’Elde ettiğimiz sonuçlar, bizim türümüzde sosyal bağ kurmada, sinir sistemi ve iç salgı bezleriyle ilgili nöroendokrin sistemi için sesin dokunma kadar önemli olabileceğini gösterdi. Ailelerinden ve arkadaşlarından sosyal destek alamayan bireylerin, daha iyi ilişki kuran akranlarına göre sağlık sorunları daha çok oluyor. Ses belki dokunma dahil, doğrudan kişiler arası etkileşim gibi aynı rahatlamayı sağlıyor’’ dedi. Araştırma Proceedings of The Royal Society B. adlı dergide yayımlandı.
GÜNEŞTEN KORUYUN
HavalarIn ısınmasıyla birlikte doktorlar, özellikle çocukların güneş çarpmalarına karşı korunması konusunda vatandaşları uyarıyor. Mardin Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Yasin Kurtboğan, sıcak havanın çocuk sağlığını olumsuz yönde etkilediğini söyledi. Oyuna dalarak sıcağın etkilerini fark edemeyen çocukların, büyükleri tarafından mutlaka korunması gerektiğini ifade eden Kurtboğan, “Güneş çarpması ve deri yanıkları açısından çocuklar daha hassastır. Yaz aylarında daha sık görülen ishalli hastalıklar ve güneş çarpmalarına karşı aileler çok dikkatli olmalı” dedi. Yazla birlikte ‘sıcak sendromları’nın görülmeye başlanacağını kaydeden Kurtboğan, hava sıcaklığı 32 dereceye, nem oranı da yüzde 60’ın üzerine çıkınca rahatsızlıkların başgösterdiğini vurguladı. Başhekim Yardımcısı Dr. Yasin Kurtboğan, şöyle konuştu: “Sıcaklık sendromları en hafif kramp halinde görülüyor. En fazla karşılaşılan sorun bitkinliktir. Sıcağa üç günden fazla maruz kalanlarda daha çok görülüyor. En ciddi olanı ise sıcak çarpmasıdır. Ölüme dahi neden olabiliyor. Kalp, beyin böbrek, karaciğer gibi birçok hayati organın fonksiyonları bozulabiliyor. Ani olarak ortaya çıkan baş ağrısı, baş dönmesi, konuşma bozukluğu, baygınlık ve hayal görme gibi belirtileri var. Sıcak havalarda özellikle çarpma nedeniyle kalp krizi ve kalp yetersizliğine bağlı ölümler de artıyor. Mümkün olduğu kadar güneşin altında durmamak gerekir. Sıvı gıda yanında bol bol meyve, sebze tüketilmesi çok önemlidir.” |
13.05.2010 |
Ayakkabılarınızın ömrü için hızlı yürümeyin! Pendİk’te tam 29 yıldır ayakkabı imalatı ve perakendeciliği yapan Yalçın Kundura’nın sahibi Mehmet Yalçın, hızlı yürümenin ayakkabıyı yıprattığını ve ömrünü kısalttığını belirterek önemli tavsiyelerde bulundu. Hızlı yürümek ve kısa adımlar atmak ayakkabıyı çabucak yıpratıyor. Oysa dengeli yürüyerek ve adımlarımızı dikkatli atarak ayakkabılarımızın ömrünü uzatmak mümkün. Kaliteli ayakkabı seçimi, ayakkabıların bakımı ve ayakkabı ömrünü uzatmak gibi insanların merak ettiği konular açıklık getiren 29 yıldır ayakkabı imalatı ve perakendeciliği yapan Mehmet Yalçın, başta kaliteli ayakkabı seçimi konusunda insanların titiz davranması gerektiğini söyleyerek, Türkçesi muşamba olan emitasyon (suni deri) ayakkabılardan uzak durulması ve gerçek deriden imal edilen ayakkabıların tercih edilmesi gerektiğini belirtti. Bu tercihin hem ayak sağlığı hem de ayakkabı ömrü için baş kıstas olduğunu belirten Yalçın, ayakkabının yıpranmasındaki baş etkenleri ise; hızlı yürümek, adımları sık ve kısa atmak olarak açıkladı. Ayakkabı ömrünü uzatmak için ayrıca ayakkabıyı zaman zaman dinlendirmek gerektiğini de belirten Yalçın, “Dinlendirilen ayakkabıların rutubet vb. nedenlerle deforme olmaması için mutlaka içine kalıp konmalı” dedi. Yalçın, ayakkabı bakımının eski usül boya ve cilalarla yapılması gerektiğini, yeni usül boyaların ayakkabı üzerinde kristalleşme yaptığını ve bunun da yine ayakkabı ömrünü kısalttığını da sözlerine ekledi. |
13.05.2010 |
Maalesef yerli dizi tekrarları kanalları kurtarıyor Televİzyon kanallarının haftalık yayın programları içinde özellikle yerli diziler önemli bir yer tutuyor. Yaşanan son ekonomik krizle birlikte kanallar bütçeleri dengelemek, yayın sürelerini tamamlamak ve çeşitli nedenlerle kaçırıp izleyemeyenler için yerli dizilerin tekrarına ağırlık verdiler. Bunları göz önüne alan araştırma şirketi Interpress, televizyondaki kanallar içinde yayınlanan yerli dizileri mercek altına aldığı araştırma sonuçlarına göre; ulusal kanallarda 3–9 Mayıs haftasında toplam 222 defa yerli dizi yayınlandığı belirlendi. Televizyonda 72 yerli dizi, yayınlanan yeni bölümleriyle hafta içinde izleyicileri ekran başına toplarken, bu dizilerin haftanın değişik günleri ve farklı saatlerde toplam 150 defa da tekrarı ekrana gelmiş. |
13.05.2010 |
KKKA hastalığı bu yıl erken başladı Samsun OMÜ Enfeksiyon Hastalıkları ve Kliniği Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi(KKKA) Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, hastalığın belirtilerinin bu yıl daha erken dönemde oluşmaya başladığını söyledi. Leblebicioğlu, havaların ısınmasıyla Karadeniz bölgesinde özellikle Amasya, Tokat, Çorum, Gümüşhane, Sivas gibi illerde hastalıkla ilgili bir artış olabileceğini vurguladı. Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Tıp Fakültesi Dekanlığında düzenlenen toplantıda Prof. Leblebicioğlu “Vücuttan kene nasıl çıkartılır?” konulu konuşma yaptı. Leblebicioğlu, "Hayvancığlıkla uğraşanların daha büyük risk altında olduğu görülmektedir. Bu kişiler mutlaka günlük olarak, özellikle tarım alanlarından döndükten sonra vücutlarında kene olup olmadığını kontrol etmeli, varsa uygun bir yöntemle çıkartmalı, çıkartamıyorsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır” dedi. |
13.05.2010 |
Sağlık çalışanı kadınlar mutsuz SağlIk-Sen’İn, Hemşireler Günü’nde açıkladığı Sağlıkta Kadın Emeği Türkiye Araştırması Sonuçları, Türkiye’nin sağlık istihdamındaki sorunlarını gözler önüne serdi. İçkale Otel’de hemşire ve ebelerin de katıldığı basın toplantısında açıklamayı Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Kaçar yaptı. Kaçar, Türkiye’de sağlık alanında yaşanan istihdam açığının, başta hemşire ve ebeler olmak üzere sağlık çalışanları üzerinde ciddî yük oluşturduğunu söyledi. 12 ilde 100’ün üzerinde sağlık kurumunda 1260 hemşire ve ebe ile birebir görüşülerek yapılan araştırma sonucunda ulaşılan neticelerden bazıları şu şekilde oldu: l KKKA başta olmak üzere bulaşıcı hastalıklara yakalanma riski sağlık çalışanlarının kabusu haline dönüştü. Her 10 ebe ve hemşireden 9’u enfeksiyon kapma riskini iş hayatındaki en büyük problem olarak görüyor. l Hemşire ve ebelerin yüzde 60’ı sözel şiddet mağduru. Çalışanlar, hasta ve yakınlarının sık sık küfür içeren sözlerine muhatap oluyor. Hasta hakları adına yapılan uygulamalar üzerlerinde baskı oluşturuyor. l Araştırma, fazla çalışma ve nöbetler sebebiyle sağlık çalışanlarının stres altında olduğunu ortaya koyuyor. Hemşireler, iş yükünün hafiflemesi için erkek hemşire istihdamını destekliyor. l Ankete katılan hemşire ve ebelerin üçte ikisi, “Şimdi olsa yine hemşire ve ebe olurdum” görüşüne kuşkuyla yaklaşıyor. Yüzde 38’i mesleğinin toplum gözünde değeri olmadığına inanıyor. |
13.05.2010 |