Halil USLU |
|
Asr-ı Saadet’ten günümüze aile ve kadın |
“Seni âlemlere rahmet olarak görderdik”1 âyetine ve “Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım”2 hadis-i kudsîsine Hz. Allah tarafından muhatap olan Efendimiz Muhammed Aleyhissalatü Vesselam, müslim ve gayr-ı müslim ilim adamalarınca tasdik edilen “ilk insan hakları kurucusu ve koruyucusudur.” Asr-ı Saadet gelmeden bir önceki vahşet döneminde, kız çocukları diri diri kızgın çöllerde kumlara canlı olarak gömülüyor ve emsâli korkunç manzaralar devam ediyordu. Kadınlar günü, sevgililer günü, anneler günü yok iken ve telâffuz edilmezken, Fahr-ı Kâinat Efendimiz (asm) hiç kimsenin ulaşamayacağı ve silemeyeceği bir müjdede bulunur: “Cennet, annelerin ayağı altındadır.”3 Biz insan olarak eseriz, fakat Cenâb-ı Allah Müessiri-i Hakîkî’dir. Bizi yoktan var eden kudret-i mutlaka sahibi Hz. Allah, kadın ve erkek ayırt etmeden ”Muhakkak ki Biz insanı en güzel şekilde yarattık”4 buyurmaktadır, eşitlik buradan başlamıştır. Ayrıca Kur’ân-ı Kerim’de “Nisa” (kadın) Sûresi var, 176 âyet ve içinde bütün kadın hak ve hukuku var. Hatta, hakperest İngiliz veliahtı Prens Charles, İngiltere’nin başşehri Londra ve emsâli şehirlerdeki sempozyumlarda verdiği beyanatta diyor ki: “14 asır önce Hz. Muhammedin (asm) kadınlara verdiği her türlü hakka 18. yüzyılda benim büyük annemin arkadaşları ulaşamamıştılar. İslâm, Avrupa’yı karanlıktan kurtardı.”5 8 Mart 632 tarihinde Peygamber Efendimiz (asm), devesi üzerinden hitabede bulunduğu ve 124 bin Ashab-ı Kiramın (ra) dinlediği Veda Hutbesi’nde, bir çok insan haklarını sayarken “Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim..” başlığı altında daha geniş hususlar mevcuttur. Burada “Ey insanlar!” ifadesi ile “bütün Müslümanlara imam ve bütün insanlara hatip” olduğu açık görülmektedir. Nitekim Alman profesör Nauman “İnsanlığa medeniyeti Hz. Muhammed (asm) öğretmiştir” ifadesinde bulunmaktadır.6 Dünya, ancak 10 Aralık 1948 yılında yayınlanan “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi” ile insan haklarının ana hatlarını çizdi. Bütün bunlara rağmen, Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın açıklamasına göre, Türkiye’de kadına yönelik şiddet % 34, çocuğa yönelik şiddet % 46 oranında. Türkiye’de son beş yılda, yalnız aile içinde “2500” civarında kız ve kadın öldürülmüş. Dikkat ediniz, terör değil, aile içi şiddetten husûle gelmiştir bu. Dünyada 193 devlet var. Bu pencereden bakıldığında korkunç rakamlar çıkmaktadır. Yine tesbitlere göre, dünyada 100 milyon sokak çocuğu bulunmaktadır, bunların 26 bini Türkiye’de ve 6 bin civarı İstanbul’da yaşamaktadır. 1 milyar 300 milyonluk Çin’den 183 milyonluk Brezilya’ya kadar böyle. Hz. Ali Efendimiz (ra), “Çocuğunla 7 yaşına kadar çocuklaşacaksın. 7 yaşından sonra arkadaş olacaksın. 14 yaşında ise istişare edeceksin” diyor. Dünyada 2 milyar genç okuyor ve dünya bunun neresinde olmalıydı ve olmalıydık? Kim ne derse desin, çare din ve imandır. A-B-C vitaminlerini alan insanlık, mutlaka iman vitaminini de almalıdır. Hz. Bediüzzaman mezkûr âyet ve hadislerin ışığında Sözler kitabında özetle diyor ki: “Refika-ı hayatına merhamet ve muhabbet eden denge sistemini kurar.” Muhabbet ve merhametin olmadığı bir yerde neyin huzuru ve mutluluğu olacaktır? Peygamberimizin (asm) 14 asır önce ortaya koyduğu tesbitlerinin ne kadar ehemmiyetli olduğu bugün ortaya çıkmaktadır. Bu, yalnız Türkiye için değil, bütün dünya buna muhtaç. Gerçek kadın hürriyeti ve kadın hakları İslâm’dadır. Dünya bu mânâya doğru gelmektedir ve gelecektir. Başka çıkış yolu yoktur. Dünya tünelinin başı da, sonu da onu göstermektedir. Dipnotlar: 1- Enbiya Sûresi, âyet 107. 2- Keşfü’l-Hafa, 2: 164. 3- Camiü’s-Sağir, 3: 361, Hadis no: 3642. 4- Tin Sûresi, âyet 5. 5- Yeni Asya, 28.10.1993 - 27.8.1994. 6- Müjde Peygamberi, H. Uslu. 07.05.2010 E-Posta: [email protected] |