Halil USLU |
|
Viranşehir’den Adıyaman’a |
Aziz Türkiye’mizin bu iki güzel mekânındaki can dostlarımızdan birer konferans ve ayrıca Radyo ve TV konuşmaları için dâvet aldım. Mart ayının bu hızlı hizmet trafiğinde soluğu ilk kez Viranşehir Belediyesi kültür sitesinde aldık. Çevre il ve ilçelerden de gelen gönül dostlarımızın da iştirakıyla “Yüz yıllık süreçte Hz. Bediüzzaman” başlıklı bir konferans verdik. Konferansımızın açış konuşmasını Harran Üniversitesi öğretim üyelerinden şevk adamı muhterem Şemseddin Çakır yaptı. Kur’ân-ı Kerim tilâvetinden sonraki konuşmamızda, evvelâ salonda sıcak havanın husule gelmesi için “Ben sizin amcazadenizim, heybenin bir gözü Viranşehir, bir gözü de Van“ sözleri ile başladım. 100 yıllık süreç konuşmasının özeti, Hz. Bediüzzaman’ın bundan 100 yıl önce Türkiye’nin bugünkü durumlarını manevî bir dürbün ve lütf-u İlâhî ile görüp reçete yazmasıdır. Bu reçetenin adı da “Münâzarât” eseridir. O, şarkın ve İslâm dünyasının bir çok sorununu tesbit edip reçete olarak takdim etmiştir. Bu eserden örnekler sordum, misâller verdim. İçi hakikat dolu lâtifeler ve misafirlerle kürsüden suâl-cevap diyalogları yaptık. Hâsılı bir saate ne sığarsa, onu deruhte etmeye çalıştık. Bu konferansta beni en çok etkileyen, konferans sonunda etrafımı saran ve benimle tanışmak isteyen gençlerin ısrarla elimdeki örnek olarak gösterdiğim “Münâzarât“ eserini almak istemeleriydi. Bu gençleri, bu kitabı temin edecek arkadaşlarımızla tanıştırdım, İnşâallah istifade edeceklerdir bizler gibi. Ertesi gün Viranşehir “Süper Radyo”sunda canlı yayına katıldık. Yine aynı konular: “Açılım paketi, Bediüzzaman’ın tesbitleri ve ülkenin millî birlik ve vahdetinin çıkış yolları.” Biz konuşurken radyo sahibi Garib Bey binadan aşağıya inmiş. Gördüğü manzara şu: Esnaflar ve kıraathane sahipleri, radyoyu sonuna kadar açıp bu mülâkatı dinliyorlarmış. Bunu, arkadaşımız Berhuni Beye söylüyordu. Viranşehir güzelliklerle dolu, Peygamberler şehri... Eyyüb Nebî Belediyesinin Başkanı Sn. Mehmet Yıldırım‘ın dâveti ile gittiğimiz beldede, Hz. Eyyub (as) ve Hz. Elyasa Aleyhisselâmları ziyaret ederken gözyaşlarımı tutamadım. Sn. Ömer Sağır ve arkadaşlarına, Sn. Belediye Başkanına binler teşekkürler... Mühendis Yusuf Özbey kardeşim bizi, Nihat Beyin bıraktığı Şanlıurfa’dan alıp Adıyaman’a getirdi. Kendimizi bir anda ulusal “Asu TV”de bulduk. Yanlız yılların hizmet adamı Nureddin Gürsoy canlı yayına Mesnevî dersi ile başladı, 10 dakikalık okumadan sonra bana dönüp “Halil Bey, bu okuduğumu özetler misin?” demez mi? Hele şükür konu Hz. Peygamber (asm) Efendimizdi. Bir saatlik canlı yayında, Efendimizin çağlara vurduğu mühürlerini ve müjdelerin tecellilerini naklettik. Anadolu’da bir yemek ve bir çaydan sonra, misafirleri durdurmak yok, bu itibarla aynı günün akşamı muhterem avukatımız Hasan Demir’in kısa ve öz açış konuşmasından ve Aziz Hocanın Kur’ân tilâvetinden sonra çıktığımız konferans salonu kürsüsünden, yine bir saat içinde “Yüz yıllık süreç ve açılımda Bediüzzaman” başlıklı konferansımızı âyetlerle, hadislerle ve Hz. Bediüzzaman’dan nakil ve nüktelerle, diyaloglarla noktalamaya çalıştık. Çeşitli kesimlerin büyük ilgi gösterdiği gecede, daha çok Hz. Bediüzzaman’ın 1950-1960 yılları arasında merhum Adnan Menderes’ten istediği Şark Üniversitesi, yani “Medresetü’z-Zehra” projesi ve En’am 164. âyet, Enfal 46. âyet, Hucurat 10. âyet, Fussilet 34. âyetler üzerinde çarpıcı misâllerle durduk. Allah rızasına mazhar eylesin. Kardeşim Sefer Akgül’e, Yusuf Beylere, Bilâl kardeşime, Demir ailesine, hâsılı emeği geçen bütün can dostlarına tebrikler, alkışlar, duâlar... Viranşehir “Viran“ değil, Adıyaman da “Yaman” değil. Her ikisi de mübarek beldeler...
02.04.2010 E-Posta: [email protected] |