S. Bahattin YAŞAR |
|
Pozitif Pencere’den merhabalar… |
Hayat, her gün yeni bir pencere açılarak başlar. Ve her pencere de ‘kişiye özel’dir. Gün içinde yaşananlar aynı gibi gözükse de, o günü yaşayan insan sayısı kadar, farklı pencereler açılır. Yaşananların kişi üzerinde pozitif bir etki bırakabilmesi, kişinin yaşananlara bakış açısı ile ilgili bir durumdur. O zaman pozitiflik denen şeyi, dışarıda aramak, yaşananlarda aramak değil; yaşayanın kendi dünyasında aramak, içinde aramak, özünde aramak daha sağlıklıdır. On yıllardır, ‘Bir Başka Açıdan’ köşemizden size sesleniyorduk. Doğrusu, çok da alışmıştık. Ama zaten o bir başka açı, pozitif bakış açısı idi. İsimlerin değişmesiyle hakikatin değişmeyeceğini ifade ederek, penceremizden size seslenmeye devam ediyoruz. Asır, artık pozitif söylemlerin ön plana geçtiği bir asır. Olumlu, müsbet, yapıcı, faydalı, sağlıklı düşüncelerin bütününe pozitif düşünce diyebilmekteyiz. Bu da ancak pozitif bir pencerenin ürünü olabilecektir. Pozitif pencereden bakıldığında, çirkinlik bile bir anlam kazanacaktır. Güzelliğin meratibini göstermesi bakımından çirkinlik dahi bir güzellik olarak ele alındığında, insanın pozitif düşünce içerisinde olmaması için hakikaten çok ciddî bir zorlanma içerisinde olması gerekmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki, pozitif düşünce oluşumu öylesine oluşan bir sonuç değildir. Pozitif düşünmek ve pozitif bir algı içerisinde yaşamak, uzunca bir altyapı sonucu ortaya çıkabilen bir sonuçtur. İnsanda beslenme kaynakları olarak görülen, okumak, görmek ve dinlemek kanallarının insana ne taşıdığı önemlidir. Bunlar bir havuza akan çeşmeler gibidir. Çeşmeler havuza ne taşıyorsa, havuzun bu taşınanlardan oluşmaması düşünülemez. O zaman zihin dünyamıza nelerin girdiğine ve ne gibi bir etki meydana getirdiğine dikkat etmemiz gerekmektedir. Kitaplar, insanların yaşadıklarının tahlillerinden oluşan davranışlar topluluğudur. Bu topluluğun içinde her şey vardır. Ancak onlardan seçerek yararlanabiliriz. Gözlemlerimiz, yaşananlardan ciddî anlamda dersler çıkardığımız hayat fotoğraflarımızdır. O hayattan kesitler içerisinde bazen öyle kareler vardır ki, hayat onlarla hayattır. Gözlemler, insandaki farkındalığı besler. Tabiî olarak farkındalık da insanı besler. Çünkü hayat, farkındalıktır. Dinlemek ise, başlı başına bir kazanım penceresidir. Öyle dinlediklerimiz vardır ki, hayatımız onlarla şekillenmiştir. Okuma yazması olmasa da, insan eğer dinleme melekesine sahipse, anlam okuryazarı olmak için gerekli donanıma sahip demektir. Çünkü zaman zaman pek çok diploma sahiplerinin, anlam okuryazarı olmadığı dikkatlerden kaçmıyor. En güzeli, elbette her üç pencerenin de açık kalmasıdır. Çünkü bir bilgi kaç farklı duyu organımıza dokunursa, o nispette kalıcı olur. Onun için biz, pozitif pencereyi, tefekkür penceresi olarak görüyoruz. Pozitif penceremiz de İnşallah, Nur penceresinden görülenleri taşıma noktasında hizmetler etsin. Kur’ân’ın hakikatlerini, edebi bir gözle anlama ve anlatma konusunda, pencere olsun. Pozitif pencereye sahip olmak, öncelikle okuyucu dostların dualarıyla mümkün olacak bir şeydir. Not: Bu akşam (Pazar) , Saat 18.45'te uydu yayınlı Kanalurfa televizyonu Pozitif Pencere programımızda, Artuklu Üniversitesi Öğretim üyelerinden Dr Zübeyir Akçe ile 'KİTAP' ı konuşuyoruz. Kitap okuma alışkanlığı nasıl kazanılır, kitaplar nasıl seçilmeli, nasıl okumalı, neden okumalı, kitaplarla kurulmuş tuzaklar var mı? kabilinden pek çok soruların cevapları ele alındı. Dua ile, istifadenize... 02.05.2010 E-Posta: [email protected] |