Aile-Sağlık |
Türkiye, çocuk yetiştirmek için en iyi 60. ülke Annelİk ve çocuk yetiştirmek için en iyi ülkelerin Norveç ve Avustralya olduğu bildirildi. Save The Children adlı örgütün anne için en iyi ve en kötü yerleri sıraladığı yıllık endeksinin bu yıl yayımlanan 11’incisinde anneler ve çocukların mutluluk seviyeleri çeşitli ölçütlerle incelendi. Hayat şartları açısından Norveç anneler için en iyi ülke olurken, Norveç’i Avustralya takip etti. Örgütün eğitim, ekonomik fırsatlar ve sağlık hizmetlerinin de aralarında olduğu birçok ölçütü değerlendirilmesiyle yapılan araştırması 160 ülkeyi kapsıyor. Geçen yılın birincisi İsveç’in bu yıl dördüncü sırada çıktığı listenin ilk 10 sırasında Norveç, Avustralya, İzlanda, İsveç, Danimarka, Yeni Zelanda, Finlandiya, Hollanda, Belçika ve Almanya yer alıyor. Listenin en alt sırasında ise Afganistan bulunuyor. Bu ülkeyi sırasıyla Nijer, Çad, Gine Bissau, Yemen, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Mali, Sudan, Eritre, Ekvator Ginesi takip ediyor. Örgütün anneler için en kötü ülke sıralamasında geçen yıl Nijer başta bulunuyordu. Gelişmiş 43 ülkeyle gelişmekte olan 117 ülkenin değerlendirildiği araştırmada, her yıl 350 bin kadının hamilelik ve doğum esnasında vefat ettiği, yaklaşık 9 milyon çocuğun 5 yaşına gelmeden öldüğü ortaya çıktı.
Son 10 ülkede durum çok kötü
Save The Children, listenin sonundaki 10 ülkede anne ve çocukların durumunun korkunç olduğunu vurgulayarak, bu ülkelerde her 23 anneden 1’inin hamilelikle ilgili sebeplerden öldüğünü, 6 çocuktan 1’inin de 5 yaşını göremeden hayatını kaybettiğini, her 3 çocuktan 1’inin ise yetersiz beslendiğini vurguladı. Listede geçen yıl 27. olan ABD bu yıl bir sıra gerileyerek 28. sıraya inerken, bu ülkedeki anne ölüm oranının 4800’de 1 olduğu, bunun da gelişmiş ülkelerdeki en yüksek oranlarından biri olduğu kaydedildi. Türkiye’yi gelişmekte olan ülkeler kategorisine sokan Save The Children, Türkiye’yi bu kategorideki 117 ülke arasında 60. sırada gösterdi. |
05.05.2010 |
Meyve-sebzeyi ihmal etmeyin Özel BSK Konya Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Semahat Altuhul, sebze ve meyve ağırlıklı beslenmenin günlük hayatımızdaki önemi hakkında bilgiler verdi. Yrd. Doç. Dr. Altuhul şunları söyledi: “Taze sebze ve meyvelerin metabolik bütün faaliyetlerin sürdüğü canlı hücrelerden oluşur. Yani taze bir elma, hala canlı hücrelerden oluşur ancak tazeliğini kaybettiğinde ve pişirildiğinde bu canlı hücreler ölür. Meyve ve sebze içerisinde bulunan bu canlı hücreler, hücre duvarı denilen organellerle birbirine bağlanır. Bu maddeler bizi kalp damar hastalıkları, kanser, şeker hastalığı gibi en çok öldüren hastalıklardan koruyan posalardır. Sebzelerdeki besin ögeleri oldukça değişkenlik gösterir. Havuç, patates gibi sarı sebzelerle ıspanak gibi koyu yeşil sebzeler A vitaminin öncü maddelerinden, iyi bir antioksidan olan Beta Karoten içerir. Brüksel lahanası, biber ve domates gibi sebzelerin C vitamini içeriği yüksektir. Taze bezelye gibi bazı sebzeler, vitamin içerikleri düşük olmasına karşın kompleks karbonhidratların iyi kaynaklarıdırlar. Bu tür sebzeler hem posa yönünden hem de folik asit açısından zengindirler. Günlük Sebze Tüketiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler: Günde 3-5 porsiyon sebze yemeği ve salata tüketin. Beta Karoten’i yüksek sebzeleri (Roka, kıvırcık, tere, maydanoz gibi) salatalarınızda kesinlikle kullanın. Her zaman yediğinizin dışında, yeni sebze ve salatalar deneyin. Hergün yediğiniz yiyeceklere sebze eklemeyi deneyin. (Makarna, pilav, sandviç.) Sebzelerde olduğu gibi meyve grubunda yer alan besinler de değişen oranlarda A ve C vitamini kaynağıdırlar. Turunçgiller, karpuz, kavun, çilek gibi meyveler C vitamini, kayısı, kavun, şeftali A vitamini yönünden zengin besinlerdir. Kabuklu meyvelerin posa muhtevası zengin olmakla birlikte, potasyum ve folik asit miktarları da yüksektir. Günlük Meyve Tüketiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler: Günde 5 porsiyon meyve tüketin. Atıştırmak için kuru meyveler iyi birer seçimdir. (Kayısı, erik, üzüm gibi) Özellikle C vitamini olan bir meyveyi günlük öğünlerinizden eksik etmeyin.
DOMATES ASTIMDAN DA KORUYOR
Yaz aylarının en lezzetli sebzelerinden olan domatesin, birçok yararının yanı sıra astım riskini de azalatabileceği bildirildi. İtalyan La Stampa gazetesinde yayımlanan habere göre, İngiltere’deki Newcastle Üniversitesinden bir grup bilim adamı, domatesin, içerdiği likopen sayesinde akciğerdeki iltihaplanmayı onarabildiğini ve astım riskini azaltabildiğini ortaya çıkardı. Bilim adamları, fareler üzerinde yaptıkları testlerde, bu hayvanları iki gruba ayırdı. İlk gruptaki farelere, diğerlerine uyguladıkları diyete ilâveten likopen de veren bilim adamları, bu gruptaki hayvanların ciğerlerinde iltihaplanma ve astım gibi bulguların azaldığını gözlemledi. Uzmanlar, ciğerlerdeki alerjik iltihabı azaltan likopenin astıma karşı koruyucu bir etkisi olabileceğini vurguladı. |
05.05.2010 |
Parakodin reçetesiz satılmayacak SağlIk Bakanlığı, kodeine eşdeğer madde içeren ‘’Parakodin’’ adlı ağrı kesici ilâcın reçetesiz satılmaması için genelge yayınladı. Sağlık Bakanlığı İlâç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanarak, 81 ilin sağlık müdürlüklerine, ilgili sağlık kuruluşlarına, ilâç depolarına ve Türk Eczacılar Birliği’ne gönderilen genelgeye göre, ‘’Parakodin Tablet” adlı ilaç, içerisinde kodeine eşdeğer “kodein fosfat hemihirat” bulunması dolayısıyla “Normal reçete ile verilecek izlemeye tabi ilaçlar’’ kapsamına alındı. Genelgeye göre, Parakodin artık reçete olmadan satılamayacak. |
05.05.2010 |
İyi kaynatılmamış süt hasta yapıyor Yozgat Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Cahit Kayhan, iyi kaynatılmamış sütlerden yapılan yoğurt, yağ ve peynirin çeşitli hastalıklara dâvetiye çıkardığını söyledi. Başhekim Kayhan, baharın gelmesiyle pazarda açık olarak satılan süt ürünlerinin satışının arttığına dikkat çekerek, “Koyun, keçi ve sığır gibi hayvanlarda görülen ve halk arasında peynir hastalığı olarak bilinen brusella, insanlara da iyi kaynatılmamış süt ürünlerinden bulaşabilmektedir” dedi. |
05.05.2010 |
Tekrarlayan öksürüğü önemseyin 4 MayIs Dünya Astım Günü dolayısıyla açıklama yapan Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kemal Tahaoğlu, “Astım, bilinenin aksine, hekim-hasta işbirliğinin iyi olduğu durumlarda tamamen kontrol edilebilir bir hastalıktır” dedi. Tahaoğlu, bütün dünyada yaklaşık 300 milyon kişiyi etkilediği tahmin edilen ve ülkemizde her 100 erişkinden 5-7’sinde ve her 100 çocuktan 13-15’inde görülen Astım Hastalığının önemine dikkat çekti. Tahaoğlu, “Öksürükler üç haftadan daha uzun sürerse ve hasta “her soğuk algınlığının göğsüne indiğini” söylerse astımdan şüphelenilmelidir” diye konuştu. |
05.05.2010 |