Ali OKTAY |
|
Ormancı türküsü |
Geçtiğimiz hafta gazetelerde yer alan bir haber bana bir türkünün hikâyesini hatırlattı. Önce gazetelerde çıkan haberi okuyalım: “Edirne’nin Uzunköprü ilçesinde odun toplamaya giden iki kardeş orman muhafaza memuru tarafından öldürüldü. Mescit mahallesinde oturan 8 Roman vatandaş Cuma günü odun toplamak için at arabalarıyla köye doğru yola çıktı. Grup köy yolunda orman muhafaza memuru Mahmut Göçmen‘le karşılaştı. Grubun ormanda izinsiz odun toplayamayacağını söyleyen Göçmen, şahısları geri çevirdi. Gruptan Lütfü Karataş (29) daha önce kendisine rüşvet olarak verdikleri 150 TL’yi isteyince memurla aralarında tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine orman muhafaza memuru arabasındaki tüfeği alarak Lütfü Karataş’a ardından da kardeşi Raşit Karataş’a ateş etti. Olay yerinde ölen Raşit Karataş’ın 4, Lütfü Karataş ın ise bir çocuk sahibi olduğu öğrenildi.” Haber özetle böyleydi. İşte bu hadisenin bir benzeri de 64 yıl önce Muğla’da yaşanmış ve hatta “Ormancı” diye bilinen türkünün bestelenmesine sebep olmuştu. Aşağıda o türkünün hikâyesini ve türkünün sözlerini okuyacaksınız. Muğla ilinin Yatağan ilçesinin Gevenes Köyü. Yıl 1946, aylardan Temmuz. Muğla’da Gevenes Köyü ile Kozağaç Köyleri arasındaki ormanlık alanda yangın çıkar. O sırada Mustafa Şahbudak ve Gevenes Köyü muhtarı Tevfik Cezayir adındaki iki arkadaş ise Belen Kahvesinde oturmuş dama oynamaktadırlar. Bu esnada Orman Koruma ve Bakım Memuru Mehmet İn (Sarı Mehmet) yangının söndürülmesi için Belen Kahvesine gelir. Muhtardan bekçi ister. Muhtar iş zamanı olduğu için bekçi vermek istemez. Orman memuru Sarı Mehmet ise bunun üzerine tuttuğu zaptı muhtar Tevfik’e imzalatmak ister. Muhtar ise oyunun en heyecanlı yerinde tutulan zaptı imzalamak istemez. Ormancı da kızar ve masaya vurur, dama taşları dağılır. Gençlerden Mustafa “Sen sarhoşsun çek git” der. Ormancı söz anlamaz, inatlaşır masayı bir daha dağıtır. Tartışma çıkar. Mustafa, ormancıya tokat atar. Ormancı Mehmet de kamasını çıkarır ve Mustafa’yı kolundan yaralar. Mustafa tabancasını çeker. Bu sırada muhtar Tevfik “Yapma” diyerek silâhın önüne atlar. Silah iki kere patlar. Kurşunlar Muhtar Tevfik’e gelir ve muhtar vurulur. Ormancı kaçmaya başlar. Mustafa ormancıyı silâhıyla topuğundan vurur. Köylüler olayı yatıştırır. Ancak muhtar Tevfik aldığı yaralar sonucu vefat eder. Olaydan sonra kemancı Tahir Usta lâkaplı Tahir Erdinç isimli yöre san'atçısı işte aşağıdaki “Ormancı Türküsü”nü yazar.
Çıktım Belen Kahvesine baktım ovaya Bay Mustafa çağırdı dama oynamaya Ormancı da gelir gelmez yıkar masayı Söz anlamaz ormancı çekmiş kafayı
Aman ormancı canım ormancı Köyümüze bıraktın yoktan bir acı
Gevenes’in suları hoştur içmeye İçinde köprüsü var gelip geçmeye Tevfik’imi vurdular hiç mi hiçine Yazık ettin ormancı köyün iki gencine
Aman ormancı canım ormancı Köyümüze bıraktın yoktan bir acı
Gönül Makâmı TRT 2’de izlenmesi gereken güzel bir müzik programı var. Her hafta farklı bir makamın ele alındığı ve o makamdan eserlerin icra edildiği programdaki san'atçılar sahasındaki önemli isimler. Neyzen ve hânende Ahmet Şahin, özellikle kasideleriyle bildiğimiz Mehmet Kemiksiz ile Murat Irkılata sesle eserleri icra ederken, sazlarda tanbur ve ney de Dr. Murat Salim Tokaç, kemençede Emre Erdal, ritim bendir de Halil Uğur Kutlu gibi usta sazlar yer alıyor. Hem müziğimizdeki makamları tanımak, hem de eserleri en güzel icralarıyla dinlemek isterseniz bence izlemelisiniz. Savaş Barkçın’ın sunduğu Gönül Makamı her Cuma 22:25’de TRT 2’de.
Gündemin nabzını tutmak için tıklayın! 11.02.2010 E-Posta: alioktay@alioktay. net |