Mehmet KARA |
|
Daha çok demokrasi için |
28 Şubat postmodern darbe sürecinin yıl dönümüne günler kaldı. Bu dönemde yapılan birçok şey hâlâ yürürlükte. 28 Şubat’ı getiren olayların başında Ankara’nın Sincan ilçesinden tankların yürütülmesi gelmişti. Tankların yürütülmesinin yıl dönümü 4 Şubat. Ankara Barosu’na kayıtlı avukatlardan oluşan Evrensel Hukukçular Platformu üyeleri, 13 yıl sonra o caddelerde tank yerine “demokrasi yürüyüşü” yaptılar. Yürüyüşün adının “cuntacılara balans ayarı yürüyüşü” olduğunu söylersek ne kadar anlamlı olduğu ortaya çıkar. “Balyoz’a da tankların yürümesine de hayır” diyen avukatlar, “daha çok demokrasi talebinde” bulundular. Darbe planlarının ortalığa saçıldığı günlerde yapılan bu yürüyüş gerçekten çok mânâlıydı. Bunlardan kurtulmanın yolu da tam demokrasi…
CHP’DE YENİ “AÇILIM” VE İTİRAF Son günlerde CHP’de ilginç bir tartışma yapılıyor. Dersim olayı dolayısıyla Alevî kesimden tepki gören CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ortaya öyle bir şey attı ki, buna “soldan vazgeçme açılımı” denilebilir. “Sol halktan koptu. Türkiye’de sol sorunu var” demişti. Aslında bu bir itiraf. Parti yetkilileri Kılıçdaroğlu’nun bu sözüne te’vil getirmeye çalışsalar da, tatmin edici bir şey söyleyemediler. Sadece Baykal’a en yakın isim olan Mehmet Sevigen’in tevil cümlesini söylesek, ne demek istediğimiz ortaya çıkar: “Biz salon solcusu değiliz, alan solcusuyuz…” Hep “Sol ne zaman halkın yanında oldu” diye söylenirdi. CHP de bunu itiraf etmiş oldu. Sol halktan kopuk…
FENERBAHÇE ŞAMPİYON! Başbakan Erdoğan bugünlerde hayli gergin. Sinirlenince de yüzü kıpkırmızı oluyor. Özellikle Tekel işçilerinin eylemi ve MHP’li Durmuş’un yakışıksız sözleri, sinirlerini iyice gerdi. AKP grup toplantıları miting havasında geçiyor. Erdoğan konuşurken sloganlar atılıyor. Erdoğan, bu haftaki grup toplantısında da yine hayli sinirli bir konuşma yaptı. Tâ ki, bir ziyaretçinin sözlerine kadar. Erdoğan, muhalefeti ve basını sert sözlerle eleştirdiği sırada “Onların işi gücü bize çamur atmak, Fenerbahçe de AKP de şampiyon olacak” diye bağırması üzerine konuşmasını kesti, dikkati dağıldı, gülmeye başladı. Konuşmasına devam edip ‘Ama aynı kesimler sorunu görmekten’ dediği anda yeniden gülen Erdoğan’ın davranışı alkışlarla karşılandı. Erdoğan bir bardak su içip biraz bekledikten sonra konuşmasına devam etti. Bakalım dinleyicinin tahminlerinin ne kadarı tutacak?
DIŞARIDA KAPATIP, İÇERİDE AÇMAK Tartışmalı Meclis görüşmelerinde MHP’li Osman Durmuş, AKP milletvekillerinin eski milletvekili Nesrin Ünal’ın başörtülü olmasına rağmen Meclis’te başını açıp girdiğini hatırlatması üzerine, bazı AKP’li bayan milletvekillerinin de dışarıda başlarını örtmesine rağmen Meclis’te başlarını açtıklarını söylemişti. Durmuş, kürsüden “Hepsinin başı örtülü… Dışarıda örtülü, burada açıksınız. Nesrin Hanım’ı konuşamazsınız! Şurada oturan birçok hanımefendinin dışarıda başı kapalı, burada başı açıkken... Tek tek fotoğraflatırım” demişti. AKP Grup Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı ise, “Çok ayıp! Kıyafetle uğraşamazsın!” şeklinde cevap vermişti. Bu konuşmalardan sonra AKP’li bayan milletvekillerinden cevaplar geldi. İstanbul Milletvekili Nursuna Memecan, “Bizim partimizde Sayın Durmuş’un tarifine uygun birisi yok” derken parti yetkilileri de bunun “kesinlikle doğru olmadığını” söyledi. Bu olayın iki veçhesi var. Birincisi, Durmuş’un adeta ispiyonlaması, ikincisi de AKP’li bayan milletvekillerinin bunu yalanlamak için bir gayret içinde olması… İleride bu tartışmaların olmadığı, isteyenin istediği gibi Meclis’e girebildiği, özgürlüklerin genişlediği bir Türkiye ümidiyle…
KATEGORİZE MERAKI Son yıllarda basını kategorize etme, kamplaştırma modası başladı. Herkes kendine göre basını sınıflara ayırıyor. Akredite olan-olmayan basın, yandaş medya, iktidar medyası, merkez medya, tetikçi medya, ulusalcı, Ergenekoncu medya bunlardan bazıları. Basın kuruluşları için uygulanan akreditasyon ve ayrımcılık devam ediyor. Bazı kurumlar, kendisine yakın olan gazeteciyi uçağına alma, basın toplantısına dâvet etme, diğerini görmezden gelme yarışına girdiler. Basını kategorize edenlere bir çağrımız var. Özgürlüğü, düşünce hürriyetini ve demokrasiyi savunan gazeteler de var basın camiasında... Biraz etrafınıza baksanız göreceksiniz. 07.02.2010 E-Posta: [email protected] |