Mehmet KARA |
|
Mini değişiklikler “çözüm” olmaz |
“1982 Anayasası güvensizlikler üzerine kurulu, hiç kimseye güvenmiyor. Cumhurbaşkanına güvenmiyor, yürütmeye güvenmiyor, yasamaya güvenmiyor, yargıya güvenmiyor ve millete güvenmiyor. Milletin temel sözleşmesi, millete güvenmiyor. Bugün demokrasi, hukuk, insan hak ve hürriyetleri alanında yaşadığımız bütün sorunların kaynağı Anayasa. Bunda herkes müttefik. Öyleyse gelin vatandaşına, hükümetine, cumhurbaşkanına, yasama organına, yürütme organına, yargı organına güvenen, güven esaslı olan bir anayasayı hayata geçirelim…” Bu sözler AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ’da ait. Bozdağ, Zaman’da yayınlanan röportajında, (21.1.2010) bunları söyledikten sonra şunları hemen peşinden not düşüyor, “Endişeler, korkular, vehimler üzerine kurgulanan bir yaklaşımdan vazgeçelim dediğinizde, ideolojiler devreye giriyor ve bir uzlaşma bulunamıyor.” Anayasa tartışmaları yine Ankara’nın gündeminde. Ancak bu değişiklik tamamı ile ilgili bir değişiklik değil, mini bir değişiklik… Hükümet 22 Temmuz 2007 seçimlerinin hemen ardından hazırlattığı “sivil anayasa” çalışmalarını değişik sebeplerden dolayı rafa kaldırmasının ardından zaman zaman böyle çıkışlar yapıp, “mini değişiklik” yapılmak için nabız yokluyor. Ancak “madem bu anayasa millete güvenmiyorsa niçin mini değişiklikler ara ara gündeme getiriliyor” bu sorunun cevabı yok. ««« Geçen yıl Mart aylarında hızlı trenin sefere başlaması dolayısıyla trende açıklamalarda bulunan Başbakan Tayyip Erdoğan, “Anayasa’nın tümünü değiştiremeyeceğiz” demiş ve değişikliğe gidilecek maddeleri bireysel başvuru, ombudsman, siyasî partiler ve seçim kanunları” şeklinde sıralamıştı. Aradan geçen süre içinde bu değişiklikler gündeme getirilmedi. Şimdi yine 5 maddelik bir anayasa değişikliği gündemde. Anayasa Mahkemesi üyelerinin bir kısmının TBMM tarafından seçilmesi, HSYK’nın yapısının değiştirilmesi, Türkiye milletvekilliği, parti kapatmaların zorlaştırılması ve ombudsmanlık gibi konular var. Geçtiğimiz hafta Köşk’te yapılan bir programda Cemil Çiçek, anayasayla ilgili, “Bu araç yağ yakıyor, egzozu patlak, lastikleri kabak. Hangi becerikli şoför olursa olsun bu arabayla bir yere gidemez” demişti. Ancak bu parlamento aritmetiğinde anayasayı kökten değiştirmenin mümkün olmadığını da söylemişti. AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdulkadir Aksu da, parlamentonun uygun gördüğü zamanda anayasa değişikliğinin gündeme gelebileceğini ifade ederek, değişikliğin muhtevasının ne olacağına ilişkin soruyu, “Hedefimiz tüm Anayasa değişikliği ama bu olmazsa parça parça yapılabilir. Şu anda erken. Biraz sabırlı olun” şeklinde cevaplamıştı. Yani anayasayı değiştirecek irade olan hükümet diyor ki, “Anayasa değişmeli ama zamanı değil, konjonktür uygun değil, biraz sabırlı olun…” Değiştirilmemesinin nedenini de muhalefetin destek vermemesine bağlıyor. Bir bakıma topu taca atıyor. Buna en güzel cevabı Hukukçular Birliği Başkanı Sinan Kılıçkaya verdi. Ankara Haber Müdürümüz Umut Yavuz’a söylediği şu cümle aslında hükümetin kulağına küpe olacak nitelikte: “Yarın bir gün hiç kimse ‘CHP, MHP muhalefet etti veyahut TSK istemedi de anayasa değişmedi’ demez. ‘AKP değiştirmedi der.” ««« Geldiğimiz nokta, TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüşülen referandum süresini indiren AKP Grup Başkanvekili Bozdağ’ın imzasını taşıyan kanun teklifi Yüksek Seçim Kurulu’nun önerdiği şekilde kabul edildi, referandum süresi 60 gün oldu. CHP’nin anayasa değişikliği ile ilgili nokta değişmedi, “Anayasa değişikliklerini engellemek için elimizden gelen çabayı göstereceğiz” demeye devam ediyor. MHP ise önceleri “CHP’yi ikna edin biz varız” derken, şimdi “Anayasa değişikliği erken ya da genel seçimlerden sonra yapılsın” noktasına geldi. Bu noktadan sonra, eğer hükümetin kafasında hem seçim hem de referandumu aynı sandıkta yapmak varsa o zaman neden anayasanın tamamı millete sorulmasın. İhtilâlcilerde millete sorup onay (!) almamışlar mıydı? Neden tamamı değiştirilip öyle millete gidilmesin? Çünkü, böyle “mini değişiklikler”le çözüme varılamayacağı net bir şekilde ortaya çıktı. Artık şu görülebiliyor. Hangi konuya el atılırsa atılsın ihtilâl anayasası engel teşkil ediyor. Son olarak askere sivil yargı yolunu açan kanun da Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Bu aşamada mini değişliklerin çözüm olmayacağını görmek lâzım. Bu yüzden Türkiye’de birçok meselesinin çözmenin yolu anayasanın tamamının ele alınıp insan haklarına saygılı, demokrat, özgürlükçü, sivil bir anayasa hazırlamaktan geçer. 23.01.2010 E-Posta: [email protected] |