Mehmet KARA |
|
Akreditenin gerekçesi(!) |
“Haber alma hakkı”nı engelleyen 28 Şubat’ın icatlarından birisi olarak başlatılan, gazete ve televizyonlar arasında ayrımcılık yapan akreditasyon uygulaması yaygınlaşıyor. Bazı gazetelerin yetkilileri toplantılara alınırken, bazılarının alınmaması hem toplum, hem akredite uygulanan gazetenin okuyucusu, hem de diğer gazetecilerden ayırt edilen gazete açısından rahatsız edici bir uygulama. Ahmet Necdet Sezer döneminde başlatılan, Genelkurmay Başkanlığının uzun süredir uyguladığı gazeteciler arasındaki ayrımcılık yani akreditasyon, şimdiki Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından da adı konulmasa da bir nev’î uygulanıyor. Şimdi akredite uygulayan bir lider daha çıktı. Geçtiğimiz Perşembe günü MHP Genel Başkanı, yıl sonuna doğru her yıl geleneksel halde düzenlediği “kahvaltılı sohbet toplantısı”na Yeni Asya’nın da içinde olduğu bazı gazete ve televizyonları davet etmedi. Yani akredite uyguladı. Sebebi de “MHP’yle ilgili haberlerde sübjektif davranmak” olarak ifade ediliyormuş. Bu geçerli bir sebep olabilir mi? Kime veya neye göre sübjektif? Şimdiye kadar akredite uygulayan kurumlar niye böyle bir uygulama yaptıkları konusunda geçerli bir sebep açıklayamadılar. Burada da kıstas nedir? İktidarı destekleyen bir gazete olmak mı, tiraj mı? Hiçbirisi değil. Çünkü davet edilmeyen gazeteler arasında bu kıstaslar çok farklı. Buradan akredite uygulayanlara şunu sormak hakkımızdır diye düşünüyoruz. En azından açıp özür dilemeyi düşünüyor musunuz? Veya niye çağrılmadığımızı açıklamayı düşünüyor musunuz? İşin başka boyutu daha var. Gazeteci örgütleri bu ayrımcılığa neden tepki göstermiyor? Daha önce akredite olmayıp da yeni akredite olanlar ayrımcılığı neden unutuyorlar? Neden, birisi çıkıp da “Bu gazeteler niye davet edilmedi?” diye sormuyor. Böyle olmayınca da önüne gelen kendine göre bir ölçü bulup gazeteciler arasında ayrımcılık yapıyor. Bir kez daha gazeteler ve televizyonlar arasında akredite ayrımı yapanların bu haksız ve ayrımcı uygulamadan bir an önce vazgeçmesini bekliyoruz.
ÇOCUKLAR NEYİ SEYRETSİN? Görüşmelerin başlamasından da belli olduğu gibi Meclis Genel Kurulu’nda bütçe maratonu sert tartışmalarla devam ediyor. Görüşmelerin başladığı gün özellikle Başbakan Tayyip Erdoğan’ın konuşmasında sert tartışmalar yaşanmıştı. Başbakan ile anamuhalefet partisi başkanının karşılıklı atışmaları, polemiğe girmeleri genelde alışık olunmayan ve ender rastlanan bir durum. Karşılıklı sataşmayı ve diyalogları seven bir başbakan portresi çizen Erdoğan, sadece Baykal’la sataşmakla kalmadı, Bahçeli’yi de sert bir şekilde eleştirdi. Konuşmasının bir yerinde, Bahçeli’ye dönerek, “Eskaza televizyonlarda bu konuşmaları (Bahçeli’nin konuşması) gören, dinleyen çocuklarımızın ruh sağlığı noktasında endişe taşıyorum. Aziz milletimizden, anne ve babalardan, çocuklarını, Sayın Bahçeli konuşurken televizyondan uzak tutmalarını hassasiyetle rica ediyorum” demişti. Bahçeli ona cevap verdi: “Kendisi bizi izlemiyor anlaşılan… Çocuklar bizden niye korksun. Ben kalkıp desem ki, ‘Sayın Başbakan’ı çocuklara tavsiye ediyorum. Devamlı seyretsinler’, bir de örnek göstermiş olsam cevap ne olur? Walt Disney filmlerini mi seyretsinler, o anlama gelen bir mutluluk mu hissedecek çocuklar. Öyle şey olur mu? Ben de tavsiye ediyorum. Çocukların sayın Başbakan’ı seyretmelerinde yarar var. En azından Walt Disney filmlerini seyreder kadar neşelenecekleri kanaatindeyim…” Bizim de tavsiyemiz çocuklarımızı televizyondan uzak tutmanız. Çünkü, mafya dizileri, müstehcen dizileri çocuklarımızın ahlâklarını ve psikolojilerini yeterince bozuyor. Bir de siyasetçiler arasındaki bu tür kavgalar da gerginliklere sebep oluyor.
‘GEZEN TİLKİ, YATAN ASLANDAN KÂRLIDIR!’ Yine bütçe görüşmelerinden bir not aktaralım. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Başbakanlık bütçesinde konuşurken “Gezen tilki, yatan aslandan kârlıdır” diye bir cümle kullandı. Peki bunu ne için kullandı? Anlatalım: Sadece AKP iktidarı döneminde değil, önceki dönemlerde de Başbakanlığa alınan uçakların eleştiri konusu olduğunu söyleyen Çiçek, bir başbakanın uçak almasının eleştiri konusu olmaması gerektiğini, eğer bir Başbakanın, bu uçağı devlet hizmeti dışında kullanıyorsa bunun eleştirilip, tepki gösterilebileceğini ifade etti. Gerisini Meclis tutanaklarından aktaralım: Oktay Vural (MHP İzmir): İlçe kongrelerine gidiyor Sayın Bakan. Şenol Bal (MHP İzmir): Biraz da ülkede otursun da ülkeyi yönetsin! Cemil Çiçek: İşi niye böyle vulgarize ederek, avamileştirerek veya böyle bir mecraya sokarak konuyu değerlendirmeye çalışıyoruz? Kemal Anadol (CHP İzmir): Sayın Bakan, mitinge gitti, mitinge. C. Çiçek:…Bakınız, gezen tilki yatan aslandan kârlıdır. Şimdi, yattığınız yerde size hiç kimse bir şey getirmez; gezeceksiniz, gideceksiniz, konuşacaksınız, tartışacaksınız. Mühim olan, ülkenizin bundan neler kazandığıdır… Bu atasözünde derin anlamlar var mı, bilemiyoruz, ama bu cevap muhalefeti tatmin etmeye yetmedi. Tartışmalar sürüp gitti… 20.12.2009 E-Posta: [email protected] |