Suna DURMAZ |
|
Petrol, Kuveyt’i şişmanlatıyor! |
Makalenin başlığını okuyan okuyucularımın “Hiç öyle saçmalık olur mu! Bir enerji kaynağı olan petrolün şişmanlıkla ne ilgisi var?” diye şaşırdıklarını görür gibiyim. Böyle bir şaşkınlığa düşenlere cevabım şu olacak: Evet, petrolün şişmanlıkla direkt bir ilgisi yok. Ancak petrolün getirdiği zenginliğin ortaya çıkardığı refâh, Kuveyt halkını şişmanlıktan da öteye götürüp “obez” yapıyor. Birleşmiş Milletlere bağlı Dünya Sağlık Teşkilâtı (WHO) 194 ülkeyi içeren bir “şişmanlık ve obezlik” listesi hazırlamış. İlk sırayı yüzde 94.5’lik bir oranla Pasifik Okyanusunda küçük bir ada olan 11 bin nüfuslu Nauru almış. Rakamlara bakacak olursak, nüfusunun neredeyse tamamı şişman veya obez olan Nauru için “kendi cüce halkı dev ülke” tanımlaması yapabiliriz. Nauru’dan sonraki ilk altı sırada Micronesia, Cook Adaları, Tonga, Niue, Samaoa ve Palau var. İlginç olan adı geçen ülkelerin tamamının Pasifik ülkeleri olmasıdır. Petrol zengini ülkeler değiller, ama Amerika’nın yanı sıra, İngiltere Avustralya ve Yeni Zenlanda ile kültürel ve ekonomik olarak yakın ilişki içindeler.. Obezlik üzerine araştırma yapan uzmanlar, adı geçen ülke halklarının şişman olmasındaki ana sebebi Batılı hayat tarzını benimsemelerinde buluyorlar. Bundan başka, genetik olarak şişmanlamaya yatkın insanlar olduklarını veya kültürel olarak şişmanlıktan hoşlandıklarını öne süren uzmanlar da var. Amerikan Forbes dergisinin 27 Şubat 2007 tarihinde yayınladığı “Dünya Sağlık Örgütü En Şişman Ülkeler Listesi”nin 8. sırasında yüzde 74.2 ile Kuveyt, akabinde ise yüzde 74.1 ile Amerika var. Türkiye’nin sıralamasını merak edecek olan olursa, hemen bildireyim: Türkiye, yüzde 56.8 ile 54. sırada. Sıralamanın son otuz basamağında ise Asya ve Afrika ülkeleri bulunuyor. Dünya Sağlık Örgütü Amerika Masası Sorumlusu olan Daniel Epstein; obezliği, “Zenginliğin getirdiği büyük hastalık” olarak tanımlıyor. Bence bu tanımlama çok doğru. Kişi başına 57.400 dolar yıllık millî gelir ile dünyanın 5. zengin ülkesi konumunda olan Kuveyt’in dünyanın en şişman 8. ülkesi olması, Daniel Epstein’in tesbitinin doğruluğunu ortaya koyuyor. Arap Körfezi kıyısında kurulu 3.5 milyon nüfuslu küçük bir ülke olan Kuveyt*, son yapılan araştırmalara göre, büyük bir tehlike ile karşı karşıya. Sağlık uzmanları, ülkenin büyük bir toplum sağlığı tehlikesiyle baş başa kaldığını söylüyorlar ve obezlik konusunda âcilen aydınlatıcı kampanyalar yapılması yönünde Kuveyt hükümetine çağrıda bulunuyorlar. Petrol bulunmadan önce geçimini gemicilikle ve ticaretle kazanan Kuveyt halkının ana gıda maddesi deniz ürünleri, süt ve hurma idi. Son otuz yılda ise, Kuveytliler Amerikan hastalığı sayılan “ayaküstü atıştırma yerleri” olarak tanımlayabileceğimiz “fast food” lokantalarıyla tanıştı. Sos ve mayonezle tadlandırılan “fast food” yiyecekleri, ilk anda ağıza çalınan bir kaşık bal tadında olsa da, muhteva bakımından tam bir zehirdir. Ve ne yazık ki, bu yiyecekleri sunan lokantaları Kuveyt’te adım başı görmek mümkün. Fast food lokantalarının yanı sıra sayılamayacak kadar çok olan kebap lokantaları ve Arapların “Fatâir” dedikleri çeşitli küçük böreklerin ve lahmacunların satıldığı börekçiler var. Bu lokantaların birçoğu gece yarısına kadar hizmet sunmaktadır. Bir grup Kuveytli doktorun hazırladığı sağlık raporuna göre, Kuveyt’in sahil kuşağı olan 25 km uzunluğundaki Haliç Caddesinin 16. km.’lik bir kısmında tam 86 lokanta bulunuyor. 4 yeni lokanta ise inşa halinde. Bu sayıya diğer alış veriş merkezleri ve iş hanlarında, süper marketlerde, ana cadde kıyılarında, mahalle aralarındaki lokanta ve büfeleri de eklerseniz, durumun vahimliğini kavrayabilirsiniz. Kuveytli beslenme uzmanı Neda Câbir, “Şişmanlık ve Obezlikle Mücadele Haftası” dolayısıyla yaptığı açıklamada; küresel bir problem haline gelen şişmanlığın ana sebebini, ev yemeklerinden uzaklaşıp lokanta yemeklerinin tercih edilmesine, kısa bir mesafe için yürüme yerine taşıt kullanılmasına, rahatlığa alışan Kuveytli hanımların basit ev işlerini dahi hizmetçilere terk etmesine bağlıyor. Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre dünyada 1 milyar şişman insan var. Bunun 300 milyonu klinik olarak obez. 5 yaşın altındaki 22 milyon çocuk aşırı kilolu. Bu rakamların gelecek 10 yıl içinde yüzde 40 artacağı tahmin ediliyor. Ve görünen o ki; şayet âcil tedbir alınmazsa, şişmanlık bakımından dünyada 8. ülke olan Kuveyt’in sağlık durumu daha da perişan olacak. Bilindiği gibi, aşırı kilo; kolon, kalp ve diyabet gibi bir çok hastalığa sebep olmaktadır. Bunların başında Tip 2 şeker hastalığı gelmekte. Kuveyt şeker hastalığı bakımından dünyanın 5. ülkesi konumunda. Kuveytli yetişkinlerin yüzde 15’i şeker hastası. 14 yaş altı 100 çocuktan 22’si ise Tip 2 şeker hastası. Kuveyt Sağlık Bakanlığı şişmanlık ve sebep olduğu hastalıkların tedavisi için yılda 2.8 milyar dolar harcama yapıyor. Halkın hayat tarzında köklü bir değişiklik yapılmazsa, bu harcamaların önümüzdeki yıllarda iyice artacağı tahmin ediliyor. Yukarıdaki rakamlar üzerinde sağlığına önem veren herkesin düşünmesi lâzım. Küresel bir problem olan şişmanlık ve obezlik, modern hayatın getirdiği bir illet. Bu illetten kurtulmanın en kısa yolu, aşağıdaki hadis-i şeriflerin ışığında düzenlenen bir hayat tarzını benimsemekten geçiyor. “Benden sonra, ümmetim için üç hususta korkuyorum. Bunlar, sapık arzular, bilgiden sonra gaflet, çok yemek ve şehvetlere tutulmaktır.” “Âdemoğlu midesinden (karnından daha şerli) fena bir kap doldurmamıştır.” “İyiliklerin başı açlıktır. Kötülüklerin başı tokluktur.” “İnsan kalbi tarladaki ekin gibidir. Fazla su, ekini kuruttuğu gibi fazla gıda da kalbi öldürür.” “Çok yiyeni çok içeni Allah sevmez.” “Tok olarak yatmayın, kalbiniz katılaşır.” “Mü'min karnını tamamen doyurmaz.” “Çok yiyenin gafleti artar.” “Nefis açlıkla kırıldığı kadar hiçbir şeyle kırılmaz.”
Kaynaklar: www.Who.int/dietphysicalations/publications/facts/obesity * www.faqs.org/ * www.forbes.com * www.kma.org.kw * www.news.bbc.co.uk * www.kuwaittimes.net * el- Siyâse 2.12.2009 * www.islam-tr.net * www.economywatch.com * 2007 sayımlarına göre ülke nüfusunun yarısından çoğunu yabancılar oluşturuyor.
DÜZELTME: “Bir millet iki devlet” adlı makalemde adı geçen Cobrân Halil Cobrân meşhur bir Arap şairidir. Araplarda ilk isim şahsın kendi ismi, ikinci isim baba, üçüncü isim ise dede ismi olarak bilinir. Şâirin ismi Cobrân, babasının ismi Halil, dedesinin ismi ise yine Cobrân dır. Makalede bir yazım hatası oluşmuş. Şâirin ismi ikinci defa zikredildiğinde Halil Cobrân olarak geçmiş. Halil Cobrân diye bir Arap şâiri yok. Doğrusu Cobrân Halil Cobrân olacak. Düzeltir ve özür dileriz. 13.12.2009 E-Posta: [email protected]@hotmail.com |