Nurullah AKAY |
|
Sonsuzluğun başlangıcı |
Biz insanlar için sonun başlangıcı gibi görünen ölüm, aslında sonsuzluğun başlangıcıdır. Bu başlangıcın ilk adımı da kabirlerdir. Kabirler, kültürümüzde daha çok “mezarlar” şeklinde yerini almaktadır. Mezarların toplu bulunduğu mezarlıklar, aslında hayatımızın vazgeçilmez bir parçası durumundadırlar. Küçüklüğümde yaşadığım köyümdeki mezarlık, köyün en yüksek noktasında bulunmaktaydı. Bu durum yöremizde bir gelenek idi adeta. Çünkü tepesi bulunan bütün köylerin mezarlıkları o tepenin en yüksek yerinde bulunmaktaydı. Bu durum, mezarlıkların hayatımızda ne kadar önemli bir yere sahip olduğunun göstergesiydi şüphesiz. Bayram günlerinde camide toplu halde kılınan bayram namazından sonra ziyaret edilen ilk yerler yine mezarlık idi köyümüzde. Bugün bu gelenek halen birçok yöremizde devam etmektedir. Peygamberimizin (asm) mezarlıkları sık bir şekilde ziyaret etmemiz gerektiğini bize tavsiye buyurması, mezarlıkları ziyaret geleneğinin bütün İslâm âleminde yaygınlaşmasına sebep olmuştur. Elbette bu ziyaretin sebebi, ölümü her zaman akılda tutmak ve dünyanın faniliğine dalmamak içindir. Şu bir gerçektir ki, ölüm hatırlanmadığı zaman insanlar azmakta, ebedî bir şekilde dünya hayatını yaşayacaklarını sanmaktadırlar. Bu da insanların hırsla dünyaya sarılmalarına ve bütün insanî münasebetlerini menfaat üzerinde şekillendirmelerine sebep olmaktadır. Netice olarak insanlar arasında çekişmeler, çatışmalar ve vuruşmalar meydana gelmekte, toplumdaki huzur ve sükûn asgariye inmektedir. Mezarlıkların umumiyetle yolların kenarlarında ve yüksek yerlerde olmasının temelinde de herhalde insanların sürekli görmeleri ve ibret almaları içindir. Çünkü Rabbimiz Kur’ân-ı Azimüşşan’ında bizleri sürekli ibret almaya davet etmektedir. Bir kısım insanlar ne kadar ölümü hatırlamak istemese de, ne kadar mezarlıklar gibi ölümü hatırlatan görüntülerden kaçınırsa da bu konuda başarılı olması mümkün değildir. Çünkü mutlaka yolu zaman zaman mezarlıklara düşecek, bazen tanıdıklarının ve yakınlarının ölümüne şahit olacaktır. Yani hiç kimsenin deve kuşu gibi kafasını kuma sokmasına gerek yoktur. Ölümle de, mezarlıklarla da ünsiyet tesis etmekten başka çıkış yolu yoktur aslında. Mezarlıkların sadece Müslümanların hayatında değil, diğer inançlara mensup olanların hayatında da önemli olduğunu söyleyebiliriz. Dünyadaki insanların çok az bir kısmı dışındakiler hep ölülerini mezarlara gömerler. Çoğunlukla her topluma ait mezarlıklar bulunmaktadır. Elbette mezarlıklara bakış tarzları konusunda ayrılıklar bulunmaktadır. Ama herhalde herkes kendi inancına göre mezarlıkları kendi dünyasına almak zorundadır. Yalnız mezarlıklarla ve ölümle ünsiyet kurma konusunda büyük bir sıkıntı başımızda bulunmaktadır. Bu sıkıntıdan dolayı ölümlere şahit olduğumuz halde, mezarlıkların yanından veya içinden geçtiğimiz halde bir türlü yeteri kadar ibret alamıyoruz. Şüphesiz bizleri ibret almaktan alıkoyan içimizdeki nefs-i emmâredir. Aksi takdirde mezarlıkların yanından ve içinden geçerken ürperip kendimize gelmemiz gerekecekti. Ama nefis olabildiğince başkalarının ölümünü hatırlatsa bile, bize kendi ölümümüzü hatırlatmamaya çalışmaktadır. İstanbul’un en eski ve ibret dolu Eyüp Mezarlığının içinden geçerken insanların mezarlara olan ilgisizliğini daha fazla düşünmüştüm. Çünkü mezarlıkların içinden Piyer Loti Tepesine çıkan yoldan insanların oldukça kalabalık bir şekilde geçtiğini görmüş ve onların ölümü düşünüp ibret aldığı konusunda bir emareye kendimce rastlamamıştım. Bu durum gerek tavırlarından, gerekse giyim ve hareket tarzlarından belli oluyordu ne yazık ki. Kendimde de hissettiğim gaflet hâletinin insanlar içinde oldukça yaygın olduğunu düşünmem beni oldukça etkilemişti. Mezarların içini ve içinde kendimi düşünmekle gaflet halinden kurtulmaya çalışmıştım bir an. Çünkü bir gün ben de, bir zamanlar hayat dolu olan bu insanlar gibi toprakla kucaklaşacaktım. Ben de ölenler sınıfına dahil olacaktım... Bu durumun başka bir alternatifinin olmadığını bütün gerçekler bize anlatmaktadır. Rabbimin bizleri, kabirleri ebedî saadetin başlangıcı olan kullarından etmesi temennisiyle... 08.12.2009 E-Posta: [email protected] |