Nurullah AKAY |
|
Eyüp Sultan’da bir gün |
Maddenin ruhları sıkan, huzurları kaçıran boğucu havalarına karşı, mânevî iklimlerin ruhları ferahlandıran, insanlığa huzur anları yaşattıran temiz havalarının teneffüsüne her zaman ihtiyacımız bulunmaktadır. Dünyanın dağlarvârî sıkıntılarını gidermemize veya en azından hafifleştirmemize önemli katkı sağlayan camilerimiz gerçekten her mü’min için adeta bir sığınak durumundadır. Camilerde ruhlar faniyâtın kazuratından sıyrılır, ondan sonra da Allah’a yönelmenin, O’na sığınmanın mânevî hazzına gark olurlar. Bu sebeple olmalıdır ki, camilere gidip cemaatle namaz kılmanın fazileti üzerinde Peygamber Efendimiz (asm) çok durmuştur. Bir hadis-i şerifinde Resûl-i Ekrem (asm), mescidleri, “Cennet bahçeleri” olarak tavsif etmiş ve oradan beslenmemizi istemiştir. Ayrıca Yüce Resûl (asm), bizlere mezarları ziyaret etmeyi tavsiye buyurmaktadır. Böylece, her insan için mutlak son olan ölümü daha iyi düşünüp, fani dünya hayatının geçiciliğini de bir kere daha nefsimize kabul ettirmiş olacağız. Bilhassa zamanımızda, her zamankinden fazla bizler camilere devam edip oralarda ibadetlerimizi îfâ etmenin ihtiyacı içindeyiz. Bu mânevî ihtiyaçlar büyük camilerde, cemaatı fazla olanlarda çok daha iyi giderilebilmektedir. Bu sebeple geçtiğimiz günlerde bir dost grubu ile, Mehmet Pamuk kardeşimizin mahdumu Hasan’ın kaptanlığında İstanbul’un cemaatı en fazla camii olan Eyüp Sultan Camii’ne gittik. Hakikaten insanlarımızın bu mekâna olan teveccühü önemli ölçüde maneviyâta olan susamanın bir tezahürüdür. Bilhassa sabah namazlarında buraya gelip namaz kılanların fazla olması ve duâlara yapılan iştirakler insanlarımızın maneviyâta olan ihtiyaçlarını daha çok ortaya koymaktadır. Neredeyse camiin içinde her namazdan önce cemaate vaazlar yapılmaktadır. Ve yine neredeyse her namazdan sonra birkaç cenaze namazı burada kılınmaktadır. Böylece burada, bize birçok unsurun ahiret hayatını hatırlattığına şahit olabilmekteyiz. Bizler de bu mübarek mekânda öğlen ve ikindi namazlarını kılmanın mânevî hazzını tattık bir sonbahar pazarında. Camiin içinde namazı beklerken gözüm önemli bir hattatın elinden çıktığı belli olan bir Osmanlıca yazıya ilişti. Burada şöyle deniyordu: “Yetişmez mi bu şehrin halkına bu nimet-i Bârî Habib-i Ekrem’in yâri Ebâ Eyyub el Ensari.” Beyitte, Peygamber Efendimizi (asm) Medine’ye hicreti sırasında, evinde misafir etme şerefine nâil olan Ebâ Eyyub El Ensarî’nin mezarının burada olmasının İstanbul halkı için Allah’ın büyük bir nimeti olduğu belirtilmektedir. İstanbul’un fethinden sonra günümüze kadar “Eyüp Sultan” olarak bilinen bu semte gösterilen ilgi, İstanbul halkının ve Anadolu halkının ve hatta bütün İslâm âleminin bu nimetin farkında olduğunu göstermektedir. Bilindiği gibi uzunca bir süre Osmanlı Padişahları göreve başlarken Hz. Eyyüb El Ensârî’nin medfun bulunduğu bu mekânda kılıç kuşanmışlardır. Bu kılıç kuşanma anlarında büyük merasimler yapılmıştır bu mekânda. Eyüp Sultan’a gelip de “Eyüp Mezarlığı” diye bilinen ve bir çok tanınmış şahsiyetin medfun bulunduğu mezarlığı ziyaret etmemek olmazdı elbette. Burada Nur’un Kahramanı diye bilinen (Bediüzzaman Said Nursî’nin sadık hizmetkârı) Risâle-i Nur talebelerinden Zübeyir Gündüzalp’in mezarını da ziyaret ettik. Mezarının etrafında yine Nur talebelerinin büyüklerinden olan Tahirî Ağabey, gazetemizin müessisi olan ve genç yaşta vefat eden Mustafa N. Polat, Mehmet Birinci, Bekir Berk gibi ağabeylere ve diğerlerine fatihalar gönderdik. Allah hepsini Firdevs Cennetiyle mükâfatlandırsın. Eyüp Sultan mezarlığında isimlerine aşinâ olduğumuz bir çok kişinin mezarlarıyla karşılaştık. Bir çok kişi geride eserler bırakmış, değişik mahfillerde isimleri anılan insanlardı. Kim bilir kaç İstanbul şehri buraya boşaltılmıştır. Çünkü İstanbul’da yaşayan neredeyse her mü’minin gönlünde, Allah’ın Resûlünün (asm) mihmandarının bulunduğu bu mekâna defnolunmak arzu ve iştiyakı bulunmaktadır. Umulur ki, burada ebedî istirahatlarına tevdî edilen bütün mü’minler, Allah’ın dostlarının şefaatlerine mazhar olurlar. Rabbim bizlere de dünyanın fenâ ve fani hâletlerine karşı kuvvetli ve sarsılmaz bir iman nasip etsin... 24.11.2009 E-Posta: [email protected] |