Yeni Asyadan Size |
|
Açılımda Said Nursî’nin önemi |
Demokratik açılım gündeminin siyaset ayağı, beklendiği üzere giderek daha fazla tıkanıyor. Hükümetin atma sözü verdiği ve açıklandığı andan itibaren yetersiz bulunan adımlar dahi bir türlü atılamazken, muhalefetin tavrı da tıkanıklığı perçinliyor. Böylece, siyasetin hele mevcut yapısıyla bu konuda müsbet bir netice ortaya koyabileceği noktasında zaten zayıf olan beklentiler, son gelişmeler üzerine daha da zayıflama yolunda. Ancak bu durum bir ümitsizliğe yol açmamalı, tam tersine, karşı karşıya olduğumuz kronik sorunların çözümü için siyasetten bağımsız, daha ötesinde siyaseti etkileme gücüne sahip kuvvetli bir sivil irade, şuur ve inisiyatif geliştirme konusunun taşıdığı hayatî önemi daha net bir şekilde görüp anlamamıza vesile olmalı. Yaşananlar, böyle bir irade, şuur ve inisiyatifin teşekkülüne ve güçlenmesine odaklanmamız ve buna katkı sağlayacak çalışmalara ağırlık vermemiz gerektiğini bir kez daha gösteriyor. İşte “Said Nursî ve Demokratik Açılım” kitapçığımız, bu noktada çok önemli. Üstad Bediüzzaman’ın, gündemdeki konulara ilişkin temel yaklaşımlarını özlü bir biçimde yansıtan bu çalışmayı ne kadar yayabilirsek, hem toplumda sağlıklı bir çözüm iradesinin gelişmesine o ölçüde katkıda bulunmuş, hem de güncel aktüaliteyi fırsat ve vesile bilerek Said Nursî ve Risale-i Nur gerçeğine o derece dikkatleri çekmiş, böylece çok önemli bir tanıtım ve tebliğ hizmetini gerçekleştirmiş oluruz. *** Yazarlarımızdan Mustafa Öztürkçü’nün, “Said Nursî ve Demokratik Açılım” kitapçığımızla ilgili olarak gönderdiği mesaj, bu mânâlar çerçevesinde dikkate değer bir nitelik taşıyor: “Güzel çalışma ve hizmetlerinizin devamını diliyorum. Geçenlerde bir Van seyahatimde Risale-i Nur Enstitüsünce neşredilen ‘Yüzyıllık Süreçte Said Nursî ve Demokratik Açılım’ isimli kitapçıktan birkaç adet yanıma almıştım. Havaalanında, uçakta ve ardı sıra Van’da birkaç kişiye vererek konuyu kısaca izah ettim. Bu çalışma çok güzel ve bende şu kanaat hasıl oldu: Hakikaten Üstadın bu konudaki görüş ve düşüncelerini kitlelere yaymak için bu kitapçık çok faydalı. Dolayısıyla, diyorum ki, bilhassa Doğu ve Güneydoğu’daki arkadaşlarımız bu çalışmanın insanlara ulaşmasında daha fazla gayret sarf ederlerse çok güzel neticeler verecektir. Ben tanıdık gazeteci arkadaşlara, eğitimci dostlarıma, bir avukata ve bir de Doğuda görev yapan muvazzaf askere verdim. Çok dikkatlerini çekti. Bu noktadan kitapçığın Üstadı ve Nurları tanıma ve tanıtma adına da güzel hizmetlere vesile olacağı düşüncesindeyim. Selâmlar, muhabbetler.” *** Bediüzzaman Haftası Bilindiği gibi, Üstadın vefat yıldönümü vesilesiyle Bediüzzaman Haftası kapsamında her yıl çeşitli faaliyetler düzenleniyor. Risale-i Nur Enstitüsü tarafından organize edilen hafta, önümüzdeki yıl, Bediüzzaman’ın 50. vefat yıldönümüne tekabül eden 20-28 Mart 2010 tarihlerini kapsıyor. V. Ulusal Risale-i Nur Kongresi de dahil olmak üzere birçok etkinliğin düzenleneceği haftanın hazırlık çalışmaları devam ediyor. Türkiye Sosyal Komisyonu ve Risale-i Nur Enstitüsü’nün aldıkları ortak karar gereği, çalışmaların daha verimli ve aksaksız sürdürülebilmesi için 2010 yılı Bediüzzaman Haftası kapsamında program yapacak olan mahallerin kararlarını en geç 31 Aralık 2009 tarihine kadar Enstitü Genel Sekreterliğine bildirmeleri isteniyor. *** Geçen Cuma günü Vatan gazetesinde bir köşe yazarı, Yeni Asya’yı “iktidar yanlısı gazeteler” arasında göstermiş. Aynı yazar daha önce de Bediüzzaman’a yönelik, defalarca çürütülen bayat iftiraları tekrarlama hatasına düşerek mahcup olmuştu. Yeni Asya’nın bağımsız kimliğini herkes biliyor, ama o bilmiyor ve bilmediğini de bilmeden ahkâm kesiyor. Ne diyelim? Yazık... 07.12.2009 E-Posta: [email protected] |