H. İbrahim CAN |
|
Başbakan, Obama’dan ne isteyecek? |
Başbakan Erdoğan, bugün Washington’da ABD Başkanı Obama ile görüşüyor. Önceki gezilerin aksine bu görüşmenin ana başlıkları herkesin malûmu: Afganistan, PKK ve Irak, İran’ın nükleer faaliyetlerine karşı benimsenecek tutum, Ermenistan’la gelinen nokta ve Kıbrıs sorunu. Bu arada İsrail’le gerilen ilişkiler de gündeme gelebilir. Bu görüşmede Türkiye açısından riskli hususlardan olan Afganistan’a muharip asker gönderilmesi konusunda, Dışişleri Bakanı Davutoğlu net tavrını koydu: Afganistan’a muharip asker gönderilmiyor. Yalnızca polis ve ordunun eğitimi amacıyla ilâve uzman gönderilecek. Böylelikle Amerika’nın bu konuda Türkiye’ye baskı yapmasının önü de peşinen kesilmiş oldu. Amerika’nın yeni Vietnam’ında, Müslümanın Müslümana kırdırılması projesine de Türkiye âlet olmadı. Amerika, Afganistan’da adeta bataklıkta gömülürken etrafında bulunan herkesi de yanına çekmeye çalışan panik halindeki adama benziyor. Tutabildiğini bataklığın dibine çekiyor. Bu konuda pek söz hakkı olmayan Pakistan, ateşe yakınlığı dolayısıyla en çok yanan ülke. İngilizler her gün ölen askerlerinin çetelesini asık suratla tutuyorlar. Kanadalıların askerlerini nasıl koruduğunu daha önce yazmıştık. Türkiye’nin Kıbrıs’ta, 2010 yılı Nisan ayındaki seçimlere kadar çözüme ulaşılması için Rum ve Yunanlılara Obama’nın baskı yapması talebini gündeme getireceği biliniyor. Ancak Avrupa Birliği üyesi olan Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan üzerinde Amerika’nın eski nüfuzu ve etkisinin kalmadığı da bir gerçek. Özel temsilci atanması da çok önemli bir katkı sağlamayacaktır. Burada en etkili taraf olan Avrupa Birliği’nin de daha önce söz vermiş olmasına rağmen, çözümü teşvik edici bir tavır takınmadığı görülüyor. Bu durumda da Kıbrıs’ta çözüm seçimlerden sonraki yıllara da sarkacak gibi. Obama’nın Türkiye’yi zorlamak isteyeceği en önemli husus İran’ın nükleer programı konusunda takınılacak tavır olacak. Zira Türkiye bu konuda Batılı müttefiklerinden farklı olarak arabuluculuk yapmaya çalışan ılımlı bir tavır sergiliyor. Ancak İran’ın yeni uranyum zenginleştirme tesisleri açacağını ilân etmesi, zenginleştirilmiş uranyumu ülke dışına göndermeyi reddetmesi, bu sorunun önümüzdeki dönemde daha da gerginleşeceği ve Türkiye’nin iki arada bir derede kalacağı yönünde işaretler var. Başbakanın bu ziyarette Kürt Açılımı konusunda Obama yönetiminden bazı somut destekler isteyeceğini düşünüyoruz. Özellikle örgütün patronları ve sahiplerine, son günlerde sokakları kasıp kavuran eylemlere son vermeleri ve süreci baltalamaktan vazgeçmeleri için baskı yapabilecek tek ülke Amerika. Kıbrıs’ta Türkiye’nin karşı karşıya olduğu sıkışık takvim meselesi, Irak’ta da Amerika’nın başında. Bu yüzden bu konuda somut bazı adımların önümüzdeki günlerde atıldığını görebiliriz. Obama, Ermenistan’la yapılan iki protokolün TBMM’de onaylanması konusunda talepte bulunsa da, Türkiye’nin bu konuda kendisini Yukarı Karabağ sorunu ile bağladığını göreceğini ve bu hususta daha çok Ermenistan ve Azerbaycan’a baskı yapmayı tercih edeceğini düşünüyoruz. Kısacası; bu Amerika gezisinin en somut sonuçları—eğer olabilirse—PKK’nın sıkıştırılması ve çözüm çabalarını baltalamasının engellenmesi ile İran’a karşı Türkiye’nin tutumundaki kararlılığının sınanması olacaktır. 07.12.2009 E-Posta: [email protected] |