H. İbrahim CAN |
|
Dünya gıda zirvesi: Havanda su dövmenin İtalyancası! |
Dünya liderleri, Dünya Gıda Güvenliği Zirvesi için Roma’da toplandılar. İlk gününde yeryüzünden açlığı sürdürülebilir biçimde ve mümkün olan en kısa tarihte yeryüzünden kaldıracaklarına oy birliği ile karar verdiler. Ancak FAO (BM Gıda ve Tarım Örgütü) yetkililerinin açlığı yeryüzünden kaldırma son tarihi olarak 2025 yılının benimsenmesi beklentileri boşa çıktı. Bunun yerine liderler 2006 yılında koydukları 2015 yılına kadar açlığı yarıya düşürme hedefini tekrar belirlediler. Sanki aradan geçen dokuz yılda açlık artmamış gibi. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon liderlere şaşkınlığını şu sözlerle dile getiriyordu: “Dünyada gereğinden fazla yiyecek var. Ama yine de 1 milyardan fazla insan aç. Bu durum kabul edilemez.” Her altı kişiden birinin açlık çektiği günümüzde, dünya liderlerinin Roma’da toplanıp üç gün havanda su dövmelerini anlamak imkânsız. Bugün hepsi ülkelerine önemli bir iş yapmanın gönül huzuru içinde dönerken, bir milyar insan da yine aç olarak uyuyacak. Peki şimdiye kadar neler yapıldı açları kurtarmak için? FAO ve uzmanlar ısrarla dediler ki; yoksul ülkelere gıda yardımından çok teknoloji, sulama yardımı, gübre ya da yüksek verimli tohum verelim ki, kendi kendilerine yeter hale gelsinler. Ama maalesef zengin ülkeler, bunun yerine yine kendi ülkelerinin çiftçilerinden satın aldıkları—yoksul ülkelerden satın alarak onlara katkıda bulunma yerine—gıdaları, yoksul ülkelere gönderdiler. Maalesef balık verme yerine balık tutmayı öğretme zahmetine girmediler. Gönderdikleri gıda yardımları da çoğu ülkedeki iç çatışmalar, dikta rejimleri ve sağlıksız yönetim sistemleri yüzünden, asıl yoksullara gitmedi. Bu yüzden her beş saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor. Günde neredeyse 16 bin çocuk ediyor toplamı. Geçen yıl bir yandan ekonomik kriz bir yandan artan gıda fiyatları 100 milyon kişiyi daha yoksulluğun pençesine itti. Doğrudan yabancı yatırımlar azaldı. Şehirlerde iş bulamayan milyonlarca kişi köylerine daha da yoksul bir hayata döndü. Asya-Pasifik ülkelerinde 642 milyon yetersiz beslenirken, Alt Sahra Afrikası’nda 265 milyon açlık sınırında. Kuzey Afrika’da bu rakam 42 milyon. Zengin ülkeler açlığı kaldırmak için somut taahhütlerde bulunmazken, sonuç bildirgesinde, küresel ısınma ile gıda güvenliği arasındaki bağlantıya dikkat çekip, artık yoksullara balık tutmayı öğreteceklerini ilân ettiler. Ancak yeryüzünden açlığı ortadan kaldırmak için her yıl altyapı ve teknolojiye 44 milyar dolar yatırılması gerekiyor. İşte bu rakamı liderler taahhüt etmedi. En çarpıcı açıklamaları yine BM Genel Sekreteri yaptı: “Eğer Himalaya buzulları erirse, Çin’deki üç yüz milyon, Asya genelindeki bir milyon insanın geçim kaynağı ve hayatta kalma şansı kaybolur… iklim güvenliği olmadan gıda güvenliği olmaz” dedi. Bu zirvenin en önemli tesbiti; gıda güvenliğini sağlamanın tek yolunun tarıma yatırım yapma ve tarımı yeniden önemsemeden geçtiğinin anlaşılmasıydı. Yoksul ülkeleri kendi yiyeceğini üreten insanlar toplumu haline getirebilmenin yolu tarımdan geçiyor. İslâm’ın zekât emrini uygulamayan, Cenâb-ı Hakk’ın taahhüt ettiği rızkı, hak sahibine vermeyip ellerinde tutanlar, kendi çıkarları için dünyanın kaynaklarını sömüren ve kirletenler, hem bir milyarı aşkın insanı aç bırakıyor, hem de dünyayı daha güvensiz bir yer haline getiriyorlar. FAO Genel Müdürü Jacques Diouf bir milyon aç insanı “modern çağdaki trajik başarımız” sözleriyle ne güzel de anlatıyor! Gözü doymaz, bencil beşer, kendi cinsine dünyayı cehenneme çeviriyor. 18.11.2009 E-Posta: [email protected] |