H. İbrahim CAN |
|
Başbakanın Libya gezisi sona ererken |
Başbakan Erdoğan’ın Libya gezisi bugün bitiyor. Şu ana kadar kaydedilen somut ilerlemeler—vizenin kaldırılması, Türk firmalarının alacaklarının ödenmesi ve ikili işbirliği anlaşmaları—gezinin hayli verimli geçtiğini gösteriyor. 1996 yılındaki olaylı Erbakan ziyaretinden bu yana Libya’ya başbakan düzeyinde yapılan bu ilk ziyarette, Kaddafi, Erdoğan’a çok yakın ilgi gösterdi. Bütün bu sıcak görüntüleri bir yana bırakırsak, Libya son yıllarda önemli bir bölge ülkesi haline geldi. 2003 yılında kitle imha silâhları üretme programını terk ederek, uçak saldırılarında ölenlerin yakınlarına 3 milyar dolar tazminat ödemeyi kabul etmesiyle birlikte, Batının bu ülkeye bakışı değişti. 2004 yılında ABD ekonomik ambargoyu sona erdirdi. Avrupa Birliği ile karşılıklı ekonomik anlaşmalar imzalandı. İtalya Başbakanı Berlusconi bir yılda iki kez bu ülkeyi ziyaret ederek, sömürge döneminde Libya’ya verdikleri zararları tazmin etmek için 5 milyar dolar ödemeyi kabul etti. Kaddafi ünlü İtalyan futbol kulübü Juventus’un bir kısım hisselerini de aldı. Libya’nın petrol kaynaklarına bağlı zenginliği, bu ülkede yatırım yapmak isteyen Batılı ülkeleri cezbetmeye başlamıştı. Hatta İngiltere, ünlü Lockerbie uçak kazasının sanığını sağlık gerekçesiyle bıraktığında, dünya bunun ardında gizli ekonomik çıkarların yattığını düşündü. Sadece Batı değil, Rusya ve Çin de bu ülkeye yatırım yapmak için yarışıyor. Libya şu anda BM Güvenlik Konseyi üyelerinden. Türkiye ile Libya ilişkileri hep inişli çıkışlı oldu. Türk firmalarının dışarıda yaptığı işlerin toplamının yüzde 20’sini bu ülkedeki yatırımları oluşturuyor. Ancak geçmişte bazı Türk firmalarının bıraktığı olumsuz izler, ekonomik ilişkilere sekte vurdu. Özellikle inşaat sektörü uzun yıllar boyu alacaklarını tahsil edemedi. Bu ziyaret başlarken Kaddafi jest olarak bütün Türk firmalarına olan borçları ödettirdi. Geçen yıl 1,4 milyar dolar düzeyinde olan ticaret hacminin bu yıl 2 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Ancak bu rakamın 8-10 milyar dolara çıkarılması çok da güç değil. Libya ile ilişkilerin bir başka yönü de; bu ülkenin Afrika ülkeleriyle iyi ilişkileri olması. Kaddafi Afrika Birliği başkanlığına seçildi. Mısır, Tunus ve Fas ile yakın ilişkileri var. Afrika ülkelerindeki iç çatışmalarda en büyük arabulucu Libya. Ayrıca bu ülke ekonomik yardımlarıyla Nijer ve Zimbabwe gibi bir çok Afrika ülkesinde nüfuz sahibi oldu. Bu yönüyle, Türkiye’nin Afrika açılımında önemli bir rol oynayabilir. Ancak bütün bu ekonomik ilişkilerin yanı sıra, Libya ile tarihten gelen ortak bağlarımız var. Libya’da Türklere karşı büyük bir sevgi var. İsrail-Filistin, Filipinler-Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi arasındaki uzlaşmazlıklar konusunda iki ülke de arabuluculuk yapmaya çalışıyor. Ne yazık ki; ilişkilerimiz bir türlü bu bir çok ortak yönün gerektirdiği gelişmişlik düzeyine ulaşamadı. Umarız bu gezi ile hız kazanan ilişkilerin sağlam bir işbirliğine dönüştüğünü görmeye altmış yedi yaşındaki, kırk yıllık Libya Lideri Kaddafi’nin ve bunca yıldır İslâm ülkeleriyle güçlü ilişkiler kurulmasını özlemini duyan bizlerin ömrü yeter. 26.11.2009 E-Posta: [email protected] |