Faruk ÇAKIR |
|
Kitaptan vazgeçmeyelim |
Nazil olan ilk âyet ‘İkra/Oku!’ ile başladığına göre, okumaktan vazgeçemeyiz. Bu hususa ne kadar ehemmiyet verilse yine de azdır. Bu bakımdan başta okullar olmak üzere evlerimiz de mutlak sûrette ‘kitap dostu mekân’ olmak durumunda. Elbette ‘okumak’ sadece ‘kitap’ ile olmaz. Belki kitap olmadan da, kâinat kitabını okumak anlamındaki ‘tefekkür’le hayatımıza anlam katabiliriz. Fakat ‘tefekkür’ü alışkanlık haline getirebilmek için de yine ‘kitap’lara muhtacız. Elbette ‘hastalık’ derecesinde kitap dostu olan, her fırsatta kitap okuyanlarımız da var. Ama bunların sayısı ne yazık ki yeterli değil. Mümkün olduğunca bu sayıyı arttırmak gerekiyor. Bunu da en başta kendimiz kitap okuyarak yapabiliriz. Türkiye’de kitap okuma alışkanlığının arzu edilen seviyede olmadığı herkesin malûmu. ‘Kitap okuma’yı ‘alışkanlık’ olarak değerlendirmek ne derece doğrudur, o da ayrı bir konu. Çünkü ‘alışkanlık’ tabiri çoğunlukla içki ve kumar gibi ‘zararlı alışkanlıklar’ı hatıra getiriyor. Bu bakımdan kitap okumayı ‘alışkanlık’la ifade etmek yerine, ‘birinci vazifemiz’ olarak bakabiliriz. Kitap okuma nisbetiyle ilgili rakamlar her zaman üzücü ve düşündürücü oluyor. Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, Türkiye’de kitap okuma alışkanlığı bulunmadığını söylemiş ve şu rakamları telâffuz etmiş: “6 Türk yılda bir kitap okuyor. Yani bir Türk 6 yılda ancak bir kitap bitirebiliyor. Bir Japon ise yılda 25 kitap okuyor. Bu rakamlar okumadaki durumumuzu ortaya koyuyor.” (Yeni Asya, 23 Kasım 2009) Son zamanlarda okullarda okuma alışkanlığı kazandırılması için yapılan teşvikler sevindirici. Fakat bu faaliyetlerin çok daha fazla olması ve yaygınlaştırılması gerekir. Hatta bazı sınıflarda sadece ‘kitap okuma dersi’ konulsa yeridir. Çünkü kitap okuma alışkanlığı kazanılması kolay değil. Bunu temin edebilmek için bilhassa ilköğretime özel dersler konulmalı ve kitap okuyanlar ciddî anlamda ödüllendirilmelidir. Aynı günlerde lise öğrencileri arasında yapılan bir araştırma da yine kitaplarla aramızın iyi olmadığını göstermiş. Özel MEF Okulları Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi, “Lise Öğrencilerinin Yeni Teknoloji Ürünleri Kullanım Alışkanlıkları” başlığı altında bir araştırma gerçekleştirmiş. İstanbul’da okuyan 14-18 yaş arasındaki 533 lise öğrencisiyle yapılan araştırmaya göre, cep telefonunu mesajlaşmak amacıyla kullanan öğrenciler, bilgisayar başında oyuna dalıp yemek yemeyi unutabiliyor. Öğrencilerin yüzde 52.2’si cep telefonundan vazgeçmeyi göze alamazken, kitabından vazgeçmeyenlerin oranı yüzde 36.8. Öğrenciler interneti de daha çok sohbet gibi (kusura bakılmasın) boş işler için için kullanıyor. Aynı araştırmaya göre öğrencilerin yüzde 9.6’sı hiç kitap okumadığını söylemiş. (Sabah, 22 Kasım 2009) ‘Kitap okunmuyor’ diyerek şikâyet etmekle bir yere varamayacağımıza göre, önce kendimiz, çocuklarımız ve ailemizle birlikte kitaplarımızı açalım... 26.11.2009 E-Posta: [email protected] |