Raşit YÜCEL |
|
Yolumuz |
Geçen hafta “yollar ve yıllar” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Bu bir duâ hükmüne geçti sanırım. Gazetemizin Abone Dağıtım Müdürü Saim Çelenli Beyefendi beni aradı ve “Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerine bir gezi için benim de katılmamı“ rica etti. Memnuniyet ile kabul ettim. Gazetemizin Genel Müdürü Recep Taşcı ve Saim Çelenli Beyefendiler Çorum’a uğrayarak beni de kafileye dahil ettiler. Çorum’da kısa bir moladan sonra Samsun’a ulaştık. Temsilcimiz Selim Çepni’nin eşliğinde kısa bir Samsun turu yaptık. Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun bazı illeri gazetenin dağıtım noktasında en sıkıntılı bölgeleridir. Bu aksaklığa köklü bir çözüm getirmek için genel müdürümüzün tesbit ettiği bazı tedbirler, bölge illerince çok şevk verici ve hedef gösterici olarak kabul edidi. Samsun, Alaçam, Çarşamba, Terme, Ünye, Ordu, Giresun, Trabzon, Araklı, Rize, Çayeli, Bayburt, Erzurum, Ağrı, Kars ve Erzincanlı benim can dostlarım ve vefakâr kardeşlerim ile tekrar bir araya gelmek nasip oldu. Bazı şeylerin anlatılması zordur. Merhum, İstiklâl Marşımızın şâiri Mehmet Akif Ersoy “Ağlarım, ağlatamam. Hissederim söyleyemem. Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzarım” diyordu. Tarifi imkânsız bir duygudur bu…. Müntesiplerini bir babanın evlâdı gibi bir muhabbet halkasına tabi kılan işte budur. Sevgi ve muhabbet…. İşte bunun katıksız tezahürünü yukarıda saydığım mahallerde bir daha yaşadık. On yılı aşkın, bu yolların yolcusu idik. Dağından taşına, kuşundan ağacına... Trabzon’da yapılması düşünülen ve tasarlanan bölge baskısı, gerek merkez, gerekse genel olarak çok faydalı olacaktır. Gazetemiz daha geç saatlerde basılabilecek, Trabzon bölgesi daha fazla haber kaynağına sahip olacaktır. Bu açıdan Genel Müdür Recep Beyin teklif ve tasarısı inşaallah büyük bir rahatlık sağlayacaktır. Tabiî bunun tahakkuku için bölge merkezlerinin belli bir tiraj sağlaması gerekiyor. Samsun’dan kafileye katılan Selim Çepni de heyetimize katkıda bulundu. Yollar kâh yağmurlu, kâh karlı ve buzlu idi. Ama bu gezimizde hiçbir menfî tesir bırakmadı. Bütün illerimizden olumlu tepkiler aldık. Merkezden muhite olan bağlantı ve yüzyüze iletişimin büyük tesirini bir daha müşahede etmiş olduk. Son durağımız Erzincan ilimiz idi. Erol Akar kardeşimizin nazik ve samimî misafirperverliğinden sonra yolculuk devam etti. Suşehri, Reşadiye, Niksar, Amasya güzergâhından Merzifon’a ulaştık. Her yolculuğun bir son durağı olacağı muhakkaktır. Selim kardeşim ile ben burada kafileden ayrıldık. Recep Bey ve Saim Bey ise mesaiye ulaşmak için yola devam ettiler. Biz yolcularız ve yollar yolcuları kabul ettiği müddetçe bu seyahatler devam edecektir. Yeter ki bizler yola ve yolculara âşinâ olalım. Yolunuz açık olsun efendim. 26.11.2009 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (19.11.2009) - Yollar ve yıllar (05.11.2009) - Acı haber ve Şaban Döğen (23.10.2009) - Hayatın halleri (19.10.2009) - Açılımın yeni yüzü ve Said Nursî |