Görüş |
Altmışında delikanlı yapılı Aydın Bey
Aydın Bey, mahallemiz sakinlerinden 60 yaşında bir emekli delikanlı! Delikanlı dedimse onun bekâr olduğunu sanmayın. Yaşına göre çok enerjik, dinamik ve sağlıklı oluşundan dolayı bu ifadeyi kullanıyorum. Kendisiyle zaman zaman yürüyüşlerde, camimizin çayhanesinde görüşür, sohbet ederiz. Geçen gün yine bir namaz sonrası çayhanede buluşup hasbihâl ettik. 1.70 cm boyunda, 73 kilo ağırlığında olduğunu söyleyen bu atletik vücutlu, kırışıksız güleryüzlü, neşeli, sinerjik adama, formunu nasıl koruduğunu, nasıl bir hayat tarzının bulunduğunu sordum. Şekersiz içtiği çayından bir yudum aldı ve anlatmaya başladı: “Bütün ömrümü bulunduğum gün bilirim. Günlerimi namaz vakitlerine göre programlarım. Hayata her gün yeniden sabah namazıyla başlarım. Camiden eve dönerken en uzak yolu seçerim. Hızlı adımlarla, sabahın o güzel ve temiz havasını içime çekerek bir saat kadar yürürüm. Eve dönüşümde bir saat kadar da takipli kitap okurum. Bu benim için hayata en güzel, en isabetli, güçlü bir başlangıçtır.” “Peki,” dedim. “Beslenme durumunuz nasıl; ne yer, ne içersiniz?” “Günde iki öğün yemek yerim. Sabah kahvaltısını padişah gibi yaparım. Akşam yemeğini de yoksul gibi yerim. Genellikle az, hazmedebileceğim miktarda yerim. Yemekten sonra iki saat geçmeden asla su içmem. Kırmızı etle küsüm. Zaman zaman, balık, tavuk eti alırım. Bütün yemeklerimde yeşil salata bulunur. Salatalarda münavebeli olarak pazarda bulunan bütün sebze türlerine yer veririm. Semizotu, ıspanak, hindiba, brokoli, kereviz, havuç, turp... Aklınıza ne gelirse. “Her gün blenderden geçirerek meyve suyu içerim. Liflerini ayırdığı için meyve suyu sıkacağı kullanmam. Ayrıca her gün, antioksiden içeren iki bardak bitki çayı içtiğimi de söyliyeyim. Biberiye, adaçayı, kuşburnu, ıhlamur, melisa, yabanî nane, kekik gibi şifalı bitkiler ilk tercihlerim arasında. “Yemeklerde zaman zaman mısırözü ve sâir çoklu doymamış yağlar kullansak da, zeytinyağı baş sırada yer alır. Salatalarda sadece zeytinyağı. “Sigaradan nefret ederim. Allah’ın haram ettiği alkole zaten yaklaşmam. Bunları kullananlardan da uzak dururum.” Çaylarımızı tekrar tazelerken Aydın Bey’e ikinci sorumu yönelttim. Bu anlattıklarınızı uygulayan her insan sizin gibi olabilir mi? “Doğrusunu Yaradan bilir, ama benim sözüm daha bitmedi” dedi ve gülümseyerek sürdürdü sözlerini: “Sağlıklı yaşamak ve dinç kalmak için bu anlattığım beslenme kültürü yeterli değildir. Manevî hayatımızın da disipline edilmesi gerekir. Kalbimizin, ruhumuzun, duygularımızın gıdası, ihtiyaçları ihmâl edilirse, nasıl beslenirseniz beslenin erken ihtiyarlamanın, çökmenin, yıkılmanın önüne geçemezsiniz. Bendeniz mânevî hayatıma da çok önem veririm. “Güne sabah namazıyla başladığımı söylemiştim. Yükümlü olduğum bütün farz ibadetlerimi zamanında yapmaya gayret ederim. Büyük günahlardan kaçınırım. Hareket söz ve davranışlarımda Peygamberimizin (asm) sünnetlerini örnek alırım. İktisat ve kanaatin büyük bir hazine olduğuna inanırım. Çevremdeki insanlarla ilişkilerimi iyilik, kardeşlik, yardımlaşma, dayanışma esaslarına göre yürütürüm. Sabırlı olmak, şükretmek, tevekkül etmek temel prensiplerimdendir. Kısacası, Allah’a iman ve ibadet etmek, hayat tarzımı sünnet-i seniyyeye göre tanzim etmek, benim enerji, güç, sabır ve mutluluk kaynağımdır. “Helâl dairede keyfime de bakarım tabiî. Spor yaparım, seyahat ederim, müzik dinlerim söylerim ve sâire... “Hayatımı, sağlık ve shhatimi, görünen hâlimi yalnız ve ancak bir tek şeye borçluyum. Allah’a ve O’nun sonsuz rahmet ve keremine.” |
NEJDET PEHLİVAN 13.12.2009 |