Ali OKTAY |
|
Kültür ve Sanat Büyük Ödülü, sahiplerini buldu! |
2009 yılı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü geçtiğimiz hafta yapılan törenle iki önemli isme verildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından takdim edilen ödüle lâyık görülen bu iki önemli san'atkâr, Tanburî Necdet Yaşar ile Neyzen Niyazi Sayın idi. Yıllarını müzik kültürüne adamış ve pek çok öğrenci yetiştirmiş olan bu san'atkârlar doğrusu en doğru seçim olmuştur. Bu ödüle lâyık gören heyeti ve tabiîki hocalarımızı tebrik ediyoruz. Geçtiğimiz yılda bu ödül Alâeddin Yavaşça Hocaya verilmişti. Böylesine değerli müzik adamlarının hatırlanması, ödüllendirilmesi takdire şayan bir önem taşıyor. Aslında verilen bu ödüllerle, hocalar değil, ödüller değer kazanıyor. Zaten her biri sahasında başlı başına bir hazine olan bu az sayıdaki san'atkârlar, müzik kültürümüze ve san'atına yıllardan beri ellerinden gelen katkıyı yapmaya çalışıyorlar. Aslen Gaziantep’li olan Tanburi Necdet Yaşar, genç yaşında başladığı müzik yolculuğunda ekol olmuş hocalardan müzik meşk etti. Tanburi Cemil Bey, oğlu Mes’ud Cemil Bey çizgisinin devamı olan Necdet Yaşar, tanburun halen yaşayan en büyük ismidir denebilir. İstanbul Radyosunda 30 yıla yakın hizmet verdikten sonra kurduğu ve kendi adıyla anılan Necdet Yaşar Topluluğu ile ABD ve pek çok Avrupa ülkesinde hatta G. Kore ve İsrail’de de konserler verdi. Ney denince akla gelen belki de yaşayan tek isim Neyzen Niyazi Sayın’dır. 1948’de başladığı müzik hayatında Tanburi Cemil Bey’in taksimlerinden etkilendi. Ebru, cilt yapımı, fotoğrafçılık, tespihçilik, sedef kakmacılığı, tornacılık vs. pek çok sahaya ilgi gösterdi. Ancak Niyazi Sayın ismi, neyle hatırlanır olmuştur daima. Tanburi Necdet Yaşar gibi Neyzen Niyazi Sayın’ı da keşfedip müzik hayatımıza kazandıran isim yine Mes’ud Cemil Bey olmuştur. Hocalarımızı canı gönülden bir kez daha tebrik ediyoruz.
İşitme Engelliler Federasyonunun haklı talebi
GEÇTİĞİMİZ ay, halen başkanlık görevini ifa etmeye çalıştığımız Müzik ve Sinema Yapımcıları Sanatçıları Dağıtımcıları Derneği’ne gelen bir faks metni aslında ihmal edilen bir konuya dikkatimizi çekiyordu. İşitme Engelliler Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Çağlar Batman tarafından gönderilen mesaj özetle şu şekildeydi: “Türkiye’de UNICEF’in kayıtlarına göre 3 milyon gibi büyük bir nüfusa sahip işitme engelliler, piyasadaki DVD ve televizyon kanallarındaki güzel, kaliteli olan, herkesi ekran başına bağlayan filmlerden işitme engelli oluşumuzdan dolayı mahrum bırakılmaktayız. Derneklerimizden işitme engelli üyelerimiz ve ailelerinden ciddî olarak alt yazılı olmamasından dolayı şikâyet ve talepler almaktayız... Sizlerden isteğimiz İşitme Engelliler Federasyonu olarak bu gibi alt yazılı DVD’ler olması ve tv kanallarının yayınlarının alt yazılı olarak yapılması, kamuoyu oluşturmak, birlikte hareket etmek için adımlar atmak istiyoruz.” Bedensel Engelliler Derneği danışma kurulu üyesi olmam hasebiyle engelli kardeşlerimizin yaşadıkları sıkıntıyı bir nebze de olsa anlayabiliyorum. Ülke nüfusunun yaklaşık 12 milyonluk bir bölümü engelli. Bunun 3 milyonu işitme engellilerden oluştuğuna göre, televizyon kanallarının, film yapımcılarının bu haklı talebi dikkate alması gereklidir, diye düşünüyorum. Nitekim bu sistemin ABD’de tv kanallarında yıllardır uygulandığına ben de şahit olmuştum. Yapmak zor değil, sadece biraz duyarlılık gerekiyor.
TARİHTEN BİR YAPRAK
AŞAĞIDA , gazetede yapılmış yaklaşık 90 yıl öncesine ait bir müzik kitabı reklâmı okuyacaksınız. Kitap, Tanburi Cemil Bey’in Rehber-i Musikî (Müzik Rehberi) adlı kitabı. “Rehber-i Musikî”, Hocasız Musikî Öğrenmek Usulü… “Fenn-i musikîdeki iktidar-ı fevkalâdesi ile cümlenin müsellemi bulunan üstad-ı musikî Tanburi Cemil Bey’in telif eylediği Rehber-i Musikî şimdiye kadar neşredilen bu gibi eserlerin mühimmidir. İşbu eser notanın elifbasından başlayıp bilcümle kavaidini ve çalgıların akord ve makamat usûllerini muhtevi olduğundan hocasız bir hafta zarfında kolaylıkla öğrenilebilir. Rehber-i Musikî yirmi kadar müntehap şarkı ve kırka karib peşrev ve semai notalarını bir çok para verip almaya ihtiyaç bırakmaz. Fiyatı 12, mücelledi 17 kuruştur. Mahall-i tevzii Bab-ı Ali caddesinde Zaman kütüphanesidir. Taşra için 4 kuruş posta ücreti zammolunur. 100 kadar marş, peşrev taksim, kanto ve şarkı notasını havi olan Nunbetu’l Elhan’ın bahası 10 kuruştur.” İkdam Gazetesi, Muharrem 1325 s.4 sütun 5. –Musikî Mecmuası Haziran 1998-
GÖNÜLDEN DİLE
“İşte o neyler, semâvî, ulvî bir mûsıkîden geliyor gibi sâfî ve müessirdirler. Fikir o neylerden, başta Mevlânâ Celâleddin-i Rumî olarak bütün âşıkların işittikleri elemkârâne teşekkiyât-ı firâkı işitmiyor. Belki, Zât-ı Hayy-ı Kayyûma karşı takdim edilen teşekkürât-ı Rahmâniyeyi ve tahmîdât-ı Rabbâniyeyi işitiyor.”
Bediüzzaman Said Nursî 04.02.2010 E-Posta: alioktay@alioktay. net |