Kazım GÜLEÇYÜZ |
|
Cevaplara sorular |
Millî Güvenlik Siyaset Belgesinin tekrar gündeme gelmesi üzerine, MGK Genel Sekreterliğinin internet sitesinde belgeyle ilgili olarak yapılan sorulu-cevaplı açıklamalar da medyada genişçe yer almaya başladı. Sitede, zihinlerde oluşan suallere cevap veriliyor, ama bu cevaplardan da yeni sorular çıkıyor. Meselâ bu belge için “Gizli veya ikinci bir anayasa mı?” sualine cevap verilirken, bu niteleme reddediliyor ve belgenin anayasa, kanunlar, tüzük ve yönetmelikler şeklinde sıralanan normlar hiyerarşisine uygun bir doküman olduğu belirtiliyor, ama silsile içindeki yeri muğlâk bırakılıyor. Bakanlar Kurulu kararları için yapılan “yönetmelik düzeyinde bir idarî işlem” nitelemesi, bu belgeyle ilgili belirsizliği kaldırmaya yetmiyor. Yalnızca, “Anayasa ve yasalara uygundur, aykırı değil ve olamaz” denilmekle iktifa ediliyor. Burada, bu esrarengiz belgenin de varlığını ve devamını, yürürlükteki darbe ürünü anayasa ile ona uygun tarzda dizayn edilen kanunlara borçlu olduğu gerçeği karşımıza çıksa da, belgeyi anayasa ve yasalara bağlayan doğrudan ve somut bir irtibatın gösterilemeyişi önemli bir boşluk. Sitedeki açıklamada belge için “Bakanlar Kurulunun anayasal görevi çerçevesinde hazırlanan bir Bakanlar Kurulu dokümanıdır” deniliyor, ama hazırlanma süreçleri için verilen bilgiler, girift ve karmaşık bir mekanizmaya işaret ediyor. Buna göre, belgenin taslağı, anayasanın 118. maddesi ile 2945 sayılı MGK ve MGK Genel Sekreterliği Kanununun 1. maddesi uyarınca MGK tarafından verilen görev çerçevesinde ve MGK Genel Sekreterliğinin koordinatörlüğünde, bütün bakanlıklar, kurum ve kuruluşlarla işbirliği halinde ve görüşleri alınarak hazırlanıp MGK’ya sunuluyor. Bu süreçte, stratejik araştırma kuruluşlarının çalışmalarından da yararlanılıyor. Ancak bunların hangi kurum ve kuruluşlar olduğu konusunda açık ve net bir bilgi verilmiyor. “Belgenin hazırlanmasında, hükümetlerden ziyade askerî bürokrasi mi etkili oluyor?” sualinin cevabında ise, koordinatörlüğü yapan MGK Genel Sekreterinin Başbakana bağlı olduğu ifade edildikten sonra, taslakla ilgili çalışmaların, Genelkurmay ilk sıraya konularak, bütün bakanlıklar, kurum ve kuruluşlarla işbirliği halinde ve görüşleri alınarak yürütüldüğü bilgisi veriliyor. Bu cevap, “Genelkurmay bakanlıkların da önünde mi ve bütün bakanlıklarla gerçekten işbirliği yapılıyor mu?” gibi soruları akla getiriyor. Sitedeki suallerden biri de şu: “Belgedeki esasların MGK’nın görüşleri dahilinde Bakanlar Kurulu tarafından tesbit edilmesi, Bakanlar Kurulunun MGK’nın belirlediği çerçevenin dışına çıkamaması, ancak bu çerçeve içinde takdir yetkisini kullanabilmesi şeklinde değerlendirilebilir mi?” Sualin cevabında, “Devletin millî güvenlik siyasetinin, MGK’nın görüşleri dahilinde Bakanlar Kurulu tarafından tesbiti ifadesinden anlaşılması gereken, millî güvenlik siyasetinin ortak akılla belirlenmesi ve değiştirilmesidir” deniliyor. Ama ortak akılda öncelik yine MGK aklının. Aynı cevabın devamında, “MGK üyelerinin büyük çoğunluğunun aynı zamanda Bakanlar Kurulu üyesi olduğu, MGK’da alınan kararların kendi istemleri dışında olamayacağı ve esasen kendi kararları olduğu dikkate alındığında, Bakanlar Kurulunun MGK’da alınan kararları kabul etmesi doğal bir sonuçtur” denilirken, kurul üyesi olmayan bakanların bu süreçte esamesinin dahi okunmadığı vâkıası es geçiliyor ve bu durum “Hükümetin kararlarını MGK üyesi bakanlar mı tayin ediyor?” sualini gündeme getiriyor. Yine aynı konuda, MGK’yı hükümetin üstünde gören düşüncenin anayasal düzenle bağdaşmadığı ifade ediliyor, ama bu değerlendirme, aynı zamanda MGK Başkanı da olan Cumhurbaşkanının “Hükümetleri aşan konular MGK’da görüşülür” şeklindeki sözleriyle açıkça çelişiyor. MGK Genel Sekreterliği sitesindeki MGSB izahlarını değerlendirmeye yine devam edelim... 04.02.2010 E-Posta: [email protected] |