Ali Rıza AYDIN |
|
Hayatla hoş geçinmek! |
Var oldukça dünyada, insanlarla, yüz yüzeyiz. Onlarla bir arada, bir evde, bir işte; çarşıda pazarda, camide cemiyette el ele, yüz yüze, gönül gönüle bulunmak zorundayız. Hep birlikte geçinir durumdayız. Münzeviler, konumuzdan müstesna! Geçim: Hoş geçinme, anlaşma olduğu gibi; “geçinme” gayesidir. Yani, maişet gayretidir. Çok mânâlı kavramlar çekmecesi! Haneler, bir küçük dünya… İçindeki canlara “aş” gerek, “ilâç” gerek. Doğruyu tartabilen akıllı bir “baş” gerek. Mekânlar, yaşanılan, “müşterek” silsilesi; bir seri can dizisi! Onlarla iyi geçinmek lâzım, onları, iyi geçindirmek gerek. Peygamber Efendimiz (asm): “İktisat geçimin yarısıdır. Güzel ahlâk da dinin yarısıdır” 1 buyuruyor. Demek geçim, hüsn-i ahlâk, güler yüz, birbirimizi anlama, birbirimizle anlaşabilme olduğu gibi; çalışıp kazanmak, ıyâline bakmaktır; onları kollamaktır. Tayin edilen rızkı aramaktır. “İnsan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur” 2 buyuruyor Rabbimiz. Bu dahi bir ibadet, neticesi saadet. Geçimin omurgası, kanaattir! Birbirimize, birlikte paylaştıklarımıza; birlikte oluşumuza kanaat etmektir geçim. Bir başka yönüyle: Gözlerin birbirini görebilmesi, güzelliği sezebilmesi, “öteki”ni sevebilmesi, geçimdeki gizli sır. Geçim, sadece beşerî ihtiyaçların, fizikî ihtirasların karşılanılabilmesi değil ki, aynı zamanda, “beşer” olmanın da ta kendisidir. Bediüzzaman: “Eğer insan enaniyetine istinad edip hayat-ı dünyeviyeyi gaye-i hayat ederek, derd-i maişet içinde muvakkat bazı lezzetler için çalışsa, gayet dar bir daire içinde boğulur gider” 3 diyor. Yani, insan, geçim gerekçesiyle dengeleri bozarsa hüsran olur hayatı. Bir defa, iktisat, insanların hayatını kolaylaştıran iksir. Lükse, zevke kaçmamak; “tatlar”a (!) yaklaşmamak, harama bulaşmamak yokuşu düzleştirir. Nebî-i Zîşan (asm) bir başka hadislerinde: “Geçimini yoluna koyması, kişinin dindeki ince anlayışındandır. Seni geçindirecek şeyi araman dünya sevgisinden değildir” 4 diyor. Bunlar işin bir yönü; diğerine gelince: “Geçim”in mefhûm-ı muhâlifi, “geçimsizlik” demektir. Bir insan, evde geçimsiz olursa eşiyle, evlâdıyla; iş yerinde geçinmezse, her günkü arkadaşıyla; komşusu, mahallesi ürperiyorsa ondan; hem ona, hem onlara zindan olur dünyalar, gerçekleşmez hülyalar. Geçinmeye gönülsüzün, gri olur pembesi. Meşhurdur, bilirsiniz: Nasrettin Hocaya karısının adını sormuşlar: “Bilmiyorum” demiş, “Niçin” demişler, “Geçinmeye gönlüm yok da ondan” demiş. Demek, geçim, gönül verme işiymiş! Gönle yol bulan kişi, geçinir, geçindirir; geçer gider yoluna. İçimizle barışırsak, cihâna dost oluruz. Yani: “Yorgan gider, kavga biter”
Dipnotlar:
1- Câmiü-s-Sağîr,2: 777. 2- Necm Sûresi, 39. 3- Said Nursî. Sözler, 517. 4- Câmiü’s-Sağîr. 4: 1516. 04.02.2010 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları |