Bilişim-Teknik |
TEKNOLOJİ LİMANI Sorumuza geçmeden önce, birkaç müjdeli haber verelim istedik. “Bilge Kaptan” diye bir ekip kurma kararı aldık, sorulara ekipçe cevap arayacağız ve sizlere daha sade ve daha güzel bir bilgi sunmayı amaçlıyoruz. Bir başka müjdeli haberimiz ise; yakında sitemiz de faaliyete geçecek. Haydi hayırlısı... İzmit Çamlık’tan M.Said Karaçin kardeşimizin sorusu;
Windows Vista neden çok tutulmadı? Cevaben; sorunuzun cevabı net değildir, elimizden geldiğince yorumlamaya çalışacağız. Şirketler, gün geçtikçe adından daha fazla söz ettirmek için farklı yollara başvuruyorlar. Kimi zaman iyi, kimi zaman kötü söz ettirmeleri, “reklamın iyisi kötüsü olmaz” kaidesine uygun hareket ettiklerini gösteriyor. Pazara yeni bir ürün sunacakları vakit, önceki ürünlerinden daha iyi bir ya da birkaç özellikle ön plana çıkıp, dikkat çekmek istiyorlar. Bu bir ya da birkaç özellikle dikkati çekmek, çok büyük yatırımlar öncesinde çok daha fazla kullanılıyor. Büyük yatırımlarla girecekleri vakit, pazara bir ön giriş yaparak bazı sorunlar oluşturmak, sonrasında da buna ilaç sunar gibi yeni yatırımlarını pazarlamak, bir pazarlama stratejisini andırıyor. Windows 7 öncesinde Vista’nın pazara girişi de bizde böyle bir izlenim oluşturdu. Microsoft, Office programlarında olduğu gibi işletim sisteminde de altyapı değişikliğine gitmeyi kafasına koymuştu. Bunu bir anda yaparsa gelecek tepkiler yüzünden gelişmeler sekteye uğrayabilirdi. Önce hitap ettiği müşteri kitlesini değişime razı etmeliydi, hatta mecbur hissettirmeliydi. Öyle ki, bu değişimin gerekli olduğunu savunur hale getirmek, belki de hayallerindeki son nokta idi. Ayriyeten, yazılım üreten firmaların da bu değişime ayak uydurması gerekiyordu. Yeni ve kararlı bir ürün sunmaları halinde yazılım firmalarının bu değişime ayak uyduramaması da Microsoft’a eksi puan olarak dönecekti. Buna çare olarak, bir ya da birkaç özelliğiyle ön plana çıkartabilecekleri ama, yeterince kararlı olmayan bir ürünü pazara sunup, alınacak eksi puanları bu ürünle birlikte tarihe gömmekti. Windows 98’den sonra en kararlı, en çok kullanılan sistem olan Windows XP var iken, yeni bir ürün sunabilmek oldukça güç idi. Vista’da “görsellik ve güvenlik” ile ön plana çıkıp, XP’nin tahtını sallamayı amaçladılar. “Görsellik ve güvenlik” aldatmacasına kanmış/kandırılmış -yeni bilgisayarlar Vista ile geliyordu ve hatta XP kurulumuna karşı kilitlenmiş olarak geliyordu- insanlarımız, bir ihtiyaç içerisindeydi. “Görsel bir işletim sistemi olsun ama, çok yüksek donanım ihtiyacı olmasın, güvenli olsun ama, güvenlik sebebiyle bizi çileden çıkartmasın, kuracağım programlar için kendisine uygun program bulmakta zorlanmayayım...” gibi talepler oluştu. Bu talepler karşısında, müşterilerinin memnuniyetini ön planda tutan -ya da bu izlenimi veren- Microsoft, tepkisiz kalmayacağını, etkili bir çözüm üretebileceğini gösterdi.
İlaç gibi işletim sistemi, Windows 7 XP kadar kararlı, kullanışlı, az donanım gerektiren, Vista kadar görsel bir işletim sistemi olan Windows 7, yeni araçları ve donanım tanıtma dertlerini ortadan kaldıran bir alt yapıyla karşımıza çıktı. Özellikle, donanım tanıtma derdi yüzünden Linux sistemlerinden bir hayli tokat yiyorlardı.
Linux sistemlerinin akıl almaz derecedeki hızla yükselişleri karşısında pazardaki düşen paylarına karşılık böyle bir değişikliğe gitti, hatta bu değişikliğe gitmek mecburiyetinde kaldı.
Windows 7, Linux’un yükselişini nasıl etkiledi? Bu sorunun cevabı, birçok kişiye göre “olumsuz”dur, lakin aslında Linux’a zarardan çok katkısı olmuştur. İnsanlarımızı Linux’la tanıştırırken karşılaştığımız en büyük problem, yeni bir sisteme “alışamama” durumudur. Bir insan, önce XP, sonra Vista ve son olarak Windows 7 gibi köklü değişikliklere karşı alışabiliyorsa Linux’a alışmakta güçlük çekmeyecektir. Görselliği ön planda tutan Windows Vista ve Window 7, Linux’un “esnek yapısı ve özelleştirilebilir görselliği” karşısında halen etkili bir adım atamamıştır. Vista için yapılan manidar bir yorum olan “cam gibi güzel lakin zorlarsan kırılır” ifadesindeki ihtiyaç, Linux sistemlerince karşılanabilmektedir. Bunun en güzel örneği, daha önce sayfamızda tanıtımı yapılmış olan Ubuntu isimli işletim sistemidir. Linux’un tercih edilme sebeplerinden güvenlik ise, Microsoft’un “çözüm üretmeyeceği” Linux’un en büyük ve önemli avantajdır. Bu soruna çözüm üretirse antivirüs firmaları ile arasındaki anlaşmalara sekte vurulacağı için “çözüm üretmemektedir”. Windows 7’nin Linux’a en büyük katkısı ise reklam konusunda olmuştur. Windows 7 çıktığında, alt yapı itibariyle Linux sistemlerine benzerliği konuşulmaya başlanmış, Windows 7 & Ubuntu/Linux karşılaştırmaları basılı yayınlarda ve internet ortamında bir hayli yer bulmuştur. Bu durum, Linux kavramından habersiz olanların Linux’u duymalarında etkili olmuştur. Bir anlamda, Linux, Microsoft’un rakipleri arasında yerini almıştır. Bu rekabet zaten vardı ama bu karşılaştırmalarla kamuoyu tarafından da tescillenmiştir. Bilge Kaptan’ın bilgeliği, sormaktan geliyor. Bilmediğini bilmek ve bilen birisine sorabilmek, küçük/büyük ayırt etmeksizin... Büyük bir erdemdir. Geleceği, bilgeliktir... Sorularınızı, [email protected] adresine gönderebilirsiniz. |
BİLGE KAPTAN 09.02.2010 |
Amerika’dan mesaj var!
www.illuminatingthemessage.org
BİLDİĞİNİZ üzere her hafta yayınlanan bilişim sayfamızda sizlere yararlı olabilecek bir internet sitesinin tanıtımını yapıyoruz. Bu yaptığımız tanıtımlarda sizlerden gelen tavsiyeleri de değerlendiriyoruz. Geçtiğimiz hafta Amerika’da bulunan nur talebelerinden bir mail aldık. Bu haber bizi oldukça sevindirdi. Anladık ki, hazırladığımız bu sayfanın okuyucuları sadece Türkiye ile sınırlı değilmiş. Amerika’daki nur talebeleri yapmış oldukları nur hizmetlerini sanal ortama taşımışlar. Charles Bunders tarafından hazırlanan “www.illuminatingthemessage.org” adlı site, ziyaretçilerine birçok hizmet sunuyor. Sitenin “Risale-i Nur” bölümünde İngilizce olarak PDF formatında Risale-i Nur eserleri yer alıyor. “Podcast” kısmında ise imani derslerin ve öğrencilerin yapmış olduğu ev derslerinin ses kayıtları yer alıyor (ingilizce). Hemen söyleyelim, bu dersler üniversite öğrencileri tarafından büyük bir ilgiyle takip ediliyormuş. “Discuss”, yani tartışma sekmesine İngilizce olarak müzakere platformu konulmuş. Buradan siteye üye olarak istifade edebilirsiniz. Aynı zamanda halen geliştirilmekte olan “Videos” bölümünde İngilizce sohbetler, görsel olarak verilmeyi hedefleniyor. İngilizcenizi sevap kazanarak geliştirmek istiyorsanız, bu sitenin takipçisi olmanızı tavsiye ediyoruz!
FURKAN DEMİR [email protected] |
09.02.2010 |
Zararlı yazılım
Makalemizin başlığına bakınca bir ürperti bir tedirginlik kaplıyor değil mi? Gelin bakalım zararlı yazılımlar ne yaparmış… Geçmişte bir bilgisayarı zor durumda bırakabilecek tek yöntem zarar taşıyan disketleri bilgisayara yerleştirmekti. Doğrudan disket teması ile mümkündü. Teknoloji alanında yeni gelişmelerin ortaya çıkmasıyla, gelişmesiyle, artık bilgisayarımızın veya sistemlerimizin birçoğuna dünyanın geri kalanı bağlanmış durumda. Bu gelişmenin sonucunda bulaşmaların kaynaklarını ve zamanlarını tespit etmek gün geçtikçe zorlaşıyor. Öncelikle şunu belirtelim ‘zararlı yazılım’dan kastımız virüs değildir, casus yazılımlar, trojanlar, izleme yapan çerezlerdir (tracking cookie ) vs. Virüsler ile zararlı yazılımlar arasında fark vardır, ama genellikle bunu karıştırıyoruz. Tıpkı gerçek hayatta virüsler ile bakterileri karıştırdığımız gibi. Virüsler hem canlı hem de cansızlık özelliği gösterir, ayrı bir sınıflandırılması vardır dolayısıyla. Konak bir canlı bulmaya çalışırlar ve o konak canlının yaşamsal faaliyetlerini kullanır. Üremek için kendini taşıyan hücreye zarar verirler. Yani çoğalması ve üremesi için bir canlı yapısına ihtiyaçları vardır. Bakteriler ise cansız yüzeylerde çoğalabilir ve gelişebilirler. Herhangi bir canlının faaliyetlerini kullanmadan canlıya etki ederler. Şimdi “nereden çıktı bu bilgi?” der gibisiniz, genel kültürün yeri ve zamanı olmaz. Konunun daha iyi anlaşılması için farklı açılardan bakmalıyız ki daha iyi anlaşılabilir olsun. Sanal dünyada virüslerle, zararlı yazılımlar arasındaki farkı daha iyi anlayalım şöyle ki: Tıpkı gerçek hayattaki virüsler gibi, sanal dünyada da virüsler ‘canlı bir yapıya’ ihtiyaç duyarlar. Bu canlı yapı, işletim sistemimizde (Windows, Linux, Mac OSX) veya dijital ortamlarda cep telefon sistemleri gibi yapılarda faaliyetini sürdürür. Virüsler bu yapılarda çoğalabilir veya çoğalmayabilirler. Çoğalan ve sisteminizi artık ele geçiren bu virüslere anti-virüs programları ile silmeye kalkışsak da fayda etmeyebilir. Bu da sistemimizi formatlama yolunu bize gösterir. Çoğalmayan virüsler ise farklı yollarla sisteminize veya çevrenizdeki dostlarınızın sistemlerine farkında olmadan zarar verebilir. Nasıl mı? İzah edelim; Bilgisayarınız taşıyıcı bir virüsü barındırabilir. Dostlarınızın sistemlerine nasıl zarar veririz dersek bilgisayarımıza taktığımız ‘flash disk’ veri aktarımı için kullandığımız bellek kartları ve anında mesajlaşma programları ile dosya paylaşımı ile çevrenizdekilere bulaştırabilirsiniz. İyi de kardeşim virüslere değindin de zararlı yazılım nedir diye başlık attın bahsetmedin olacak iş mi şimdi: Hemen onun da ne olduğuna değinelim. Zararlı yazılımlar ise bakteriler gibidir. Çoğalmak için bir canlı yapısı gerekmez. Örneğin dijital fotoğraf makinenizde kullandığınız belleğe fotoğrafçılardan birinden izleme yapan çerez (tracking cookie ) girdi. Fotoğraf makinenizde bir sorun algılamazsınız ta ki bilgisayarınıza takana kadar. İzleme çerezinin tipine göre, örneğin ziyaret ettiğiniz internet sayfalarının kaydını tutar. Kaydı tutarken ille de bizim işletim sistemimizde bulunacak diye bir seçenek yok. Ne zaman ki bellek kartının bilgisayarımız ile bağlantısını kopardık izleme durur. Bu izlenen çerezler ziyaret ettiğiniz, internet sitelerinden de bulaşmış olabilir. Bu demektir ki, sisteminizi her açtığınızda sizi izleyecektir. Bu gibi internet sayfalarında siz istediklerinizi araştırırsınız, sayfayı kaparsınız, tekrar bir göz atma amacıyla açtığınızda araştırdığınız bilgiler, objeler hakkında detay bilgiler karşınızda bulunuyordur. Casus yazılımlar dedik, bu casus yazılımlar nedir peki? Casus yazılımlar ise reklam amacı ile hazırlanan yazılımlardır. Daha da açalım; yazılımları oluşturan yazılımcılar program içerisine reklam yayınlatarak ürünü satmadıkları halde para kazanabilirler. Nasıl para kazanırlar satmadan? Piyasadaki bazı medya şirketleri yazılımcılara hazırlattıkları yazılımlar içerisine reklam bantlarını yerleştirmeyi önerirler. Bu satılan her yazılım üzerinden belirli bir komisyon payı ile payidar ederler. Kullanıcı yazılımdaki reklam bantlarını can sıkıcı buluyorsa, lisans ücretini ödediği takdirde banttan kurtulma seçeneği olabiliyordur. Bu reklam şirketleri, ek olarak internet bağlantınızı kullanarak internet kullanımınıza ait istatistiki bilgileri bilgimiz dahilinde olmadan reklam verenlere gönderen bazı izleme programlarını sisteminize yüklerler. Ayrıca bu casus yazılımlar bilgisayarınızı yavaşlatmakta, işlemci gücünün bir kısmını kullanmakta, uygunsuz zamanlarda pop-up pencereleri ekrana getirmekle ve anasayfanızı değiştirmek gibi internet tarayıcısı ayarlarınızı değiştirmekle kendilerini gösterirler. Bu gibi yazılımların sistemimizden nasıl temizleriz, hangi programları kullanarak korunabiliriz ve nasıl yöntemler izlemeliyiz diye ileriki haftalarda yeni bir makale ile sizlere yararlı olmaya çalışacağız İnşaallah.
UMUT AVCI [email protected] |
09.02.2010 |
BİLİŞİM HABER
etohum, 2010’da yatırım yapılacak yeni internet girişimcilerini açıkladı. Yeni ekonomiyle ilgili bilgi ve iş fikri sahibi olan girişimcilerle bu konuda yatırım yapabilecek şirket ve profesyonelleri buluşturan etohum, 2010 yılında yatırım yapılacak 15 yeni internet girişimcisini açıkladı. etohum etkinlikleri hakkında bilgi almak ya da toplantılara katılmak için www.etohum.com adresine girilmesi yeterli oluyor.
----------------------------------------------------------
DorukNet tarafından bu yıl sekizincisi düzenlenecek olan Altın Örümcek Web Ödülleri için başvurular 15 Şubat Pazartesi günü başlıyor. Türkiye’nin ilk ve tek bağımsız web ödülleri organizasyonu olan Altın Örümcek Web Ödülleri’nde 32 kategoride 2009 yılının en iyi web siteleri ve internet teknolojileri alanındaki projeler ödüllendirilecek. 8.Altın Örümcek Web Ödülleri için başvuru yapmak isteyen adaylar başvurularını 15 Şubat - 31 Mart tarihleri arasında www.altinorumcek.com web sitesinden gerçekleştirebilecek. Yarışma ile ilgili tüm detaylı bilgilerin yer aldığı web sitesinden yarışma ile ilgili tüm bilgilere de kolaylıkla ulaşma imkânı bulunuyor.
----------------------------------------------------------
Casper kampanya ile en ileri teknolojili ürün ailesinden olan Intel Turbo Boost Teknolojili Casper Nirvana notebook modellerinden Nirvana CPQ I720 4L25P modeline 1299 dolar+KDV yerine 1149 dolar+KDV fiyatıyla sahip olma avantajı sunuyor.
Casper Nirvana notebook ile birlikte ayrıca Casper mouse, Casper notebook çantası ve NOD 32 antivirüs programını içeren bir hediye paketi de veriliyor. Üstelik 12 ay taksit imkânı da sunan kampanya 28 Şubat 2010 tarihine kadar geçerli olacak. |
09.02.2010 |
BİLİŞİM SÖZLÜĞÜ
Veri Yapısı: Veri simgelerinin sözdizimsel yapıları ve bellekte yer alış şekli. Veri birimleri arasında fiziksel ve mantıkî ilişkiler. Veri Yayını: Uydu, kablo ya da televizyon kanalının kullanılmadan yararlanarak sayısal verilerin yüksek hızda yayını. Veri yedekleme: Verilerin dizgisel ya da kaza eseri kaybolmalarını önlemek amacıyla dosyaların, çoğunlukla başka bir dış bellekte olmak üzere, bir ya da daha çok kopyasının edinimi. Veri yoğunlaştırıcı: Bir çok veri giriş hattının daha yüksek hızdaki bir veri iletişim hattına bağlanmasına elveren işlevsel birim. Veri yönetimi:1) Bir veri işleme sisteminde verilerin edinimi, analizi, saklanması, geri kazanımı, dağıtımı gibi görevler. 2) Bir veri işleme sistemi ya da işletim sisteminde giriş çıkış işlemlerini kontrol eden, verilerin saklanmasını gözeten ya da yürütüme koyan ve veriye erişimi sağlayan işlev. Veri yönetmeni: Bir kuruluşta verileri örgütleyen, koruyan, planlayan, kontrol eden kişi. Veriler arasında gezinim: Kullanıcının etkileşimli ve sezgisel bir şekilde veri yığınları arasında arama yapmasına elveren çalışma. |
09.02.2010 |
Haftanın İpucu
Gmail, kullanıcılarına güvenli olduğu kadar keyifli bir mail ortamı sunmaktadır. Ayarlar/Temalar kısmından seçebileceğiniz ‘Ağaç, Dağlar, Hayal Denizi vb.’ temalar ile mail kutunuzun rengini değiştirebilir ve teknolojinin bunaltan dünyasından tabiata pencereler açabilirsiniz. Temaları daha keyifli yapan ise bulunduğunuz konuma göre temanın da bulutlu, yağmurlu, karlı vb. şekilde değişmesi. |
09.02.2010 |