Görüş |
Demir madeni
Kur’ân-ı Kerim’de “Kendisinde müthiş bir güç ve insanlar için birçok faydalar bulunan demiri indirdik”1 ifadesi geçmektedir. Âyetteki “indirdik” ifadesi önemli bir sırrı ifşâ etmektedir. Teknik açıdan bakıldığı vakit çok önemli bir bilgiyi de insanlığın önüne koymaktadır. Kâinatın yaratılışında meydana gelen bir hadiseyi açıklamaktadır. Demir, Kur’ân’da “hadid” kelimesi ile ifade edilmektedir. Bu kelime inceltmek manasında kullanıldığı gibi, kendisinde incelik ve keskinlik bulunan şeyler için de kullanılmaktadır. Demirin inceltildiği yerlere de “haddehane=haddane” denmektedir. “Bugün bakışın pek keskindir”2 âyetindeki ifade de incelik ve keskinlik anlamında kullanılmıştır. İnce sanatlar bu maden sayesinde elde edilmekte, zirvelere bu maden sayesinde çıkılmaktadır. Medeniyetlerin gelişmesi ve yükselmesinde demirin işlenmesi çok önemli bir sebep teşkil etmektedir. Demir yerden çıkarıldığı halde, neden Kur’ân indirdik ifadesini kullanmıştır? Çıkardık dememiş de indirdik demiş. İndirme tabiri neyi ifade etmektedir? Bediüzzaman bunu 28. Lem’a’nın 4. Nüktesi’nde güzel bir şekilde izah etmektedir. Kur’ân, indirdik kelimesi ile iki şeye dikkat çekmektedir. Biri ekonomik, diğeri ise teknik bir özelliktir. Kur’ân, demirin nimet cihetini dikkate sunmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, nimet alana nispetle daima yukarıdadır. Kendisine nimet verilen ise aşağıdadır. Biri yukarıdan vermekte, diğeri ise aşağıda onu almaktadır. Hissi olarak düşünüldüğünde de bu böyledir. Nimet daima yukarıda, alan ise aşağıdadır. Böyle önemli bir nimetin verilmesi, “indirdik” kelimesi ile ifade edilmekte, insanlığın buna ne kadar muhtaç olduğu, böyle önemli bir ihtiyacın giderilmesi ise ancak Allah’ın ihsanı ve ikramı ile olabileceğini ifade etmektedir. Demir madeninin verilmesi büyük bir ikramdır. Ancak Allah’ın rahmet hazinesinden gelmektedir. Ondan başka bu nimeti verebilecek yoktur. İkram etmek ihtiyaçtan daima yukarıdadır. Allah’ın rahmet hazinesinden geldiği için indirmek kelimesi ile ifade edilmiştir. Bu nimeti alıp kullananlar onun rızasına uygun bir şekilde kullanmalı ve ona şükür yolunda bu nimetten istifade etmelidirler. Nimeti verenin istemediği yollarda onu kullanmak, nimetin kötüye kullanılmasıdır ve yok olmasına sebep olabilir. Kendisi ile birlikte kötü kullananı da yok edebilir. Burada bahsedilen insanların onu çıkarıp kullanması değil, bu madenin küremize yerleştirilmesidir. Yerden çıkarma tedricî ve insan eliyle olmaktadır. Bu durum sadece istifade cihetine bakar. Nimet olması daha farklı bir iştir. Demir, medeniyet açısından en büyük kıymettir. İnsanlığın yükselmesi, büyük medeniyetlere imza atması demiri iyi işlemesine bağlıdır. Kaliteli çelik medeniyetin temel taşıdır. Âyette geçen “kendisinde müthiş bir güç bulunan” ifadesi gayet açıktır. Demiri iyi işlemek, güçlü olma yolunda önemli bir kilometre taşıdır. Güçlü bir medeniyet bu madenin iyi işlenmesinden doğmaktadır. Kur’ân bu hususa dikkat çekmektedir. “Evet, nev-i beşerin bütün sanatlarının mâdeni ve terakkiyatının menbaı ve kuvvetinin medarı demirdir.”3 Teknik kısma gelince, demir dünyanın güneşten kopuşu esnasında o büyük patlama ânında meydana gelmiştir. Demirin dünya şartlarında meydana gelmesi mümkün değildir. Dünya ısısı demirin oluşumuna yetmemektedir. Dünya ilk yaratıldığında o da yaratılmış ve dünya ile birlikte gelmiştir. Onun için indirdik kelimesi çok yerinde bir ifadedir. Geçmiş tarihlerde demirden çok büyük istifadeler sağlanmıştır. Ancak gelecekte ondan çok daha fazla istifade edilecektir. İnsanlık demiri henüz tam olarak keşfetmemiştir. Gelecek, demir madeninin saltanatını görecektir. Onu en iyi değerlendiren, büyük işlere imza atacaktır. Büyük medeniyetler onunla kurulacak, güç onunla elde edilecek, milletlerin üstünlüğü onunla sağlanacaktır. Gelecek asır, aynı zamanda demirin saltanat asrı olacaktır.
Dipnotlar:
1- Hadid Sûresi, 57/25 ; 2- Kâf, 50/22 3- Nursi, Said, Lem’alar, s.342
ALİ SARIKAYA - [email protected] |
09.02.2010 |