Raşit YÜCEL |
|
Kırmızı kitap |
Efendim bu “kırmızı kitabın” şakası yok. Sayın bakanların talimatnâmesi. Yıllardır söylenir ve yazılır. “Kalkacak ve kaldırılacak” diye. Katı devlet kuralları ve bazı ilkelerle dolu olan bir kitap. Bir zamanlar “kırmızı telefon” görüşmeleri vardı. Amerika liderinin diğer ülke liderleri ile özel görüşmeler yaptığı. Efendim bir “kırmızı kitaplar“ da vardı ki, okuyanların kodesi boyladığı kitaplardı bunlar. Tarihte emsâli bulunmayan tâkibe sebep olan kitaplar… İki bine yakın mahkemede muhâkeme olan “kırmızı kitaplar”. Neydi o günler? Diyanet camiasının bile “Oku, ama sakın kimseye gösterme” dedikleri kitaplar... Cebinde mi bulunduruyorsun? Hâlin yaman. Başka birisine tavsiye mi ettin? Derhal karakola. Bu satırları okuyan gençlere garip gelebilir. Evet, öyle idi. Yüzlerce bilirkişi müsbet raporlar verdiği halde yine karakollar ve mahkemeler bu ‘kırmızı kitaplar’ ile gününü gün etmeye devam ediliyordu. “Kırmızı kitaplar”ın müellifi: “Hem korkmayınız, Risâle-i Nurlar yasak olmaz” derken, “Acaba bu eserleri ne zaman vitrinlerde ve kütüphanelerde görebiliriz?” diye hayallere dalıyorduk. “Kırmızı kitaplar”ı okuyanlar işlerinden oluyordu. Memuriyetten atılıyordu, ordudan atılıyordu, kırmızı kalemler ile fişleniyorlardı. “Adam nasıl soyulur?”, “Devlet nasıl yıkılır?”, “Komünist idare nasıl getirilir?” isimli kitaplar serbestçe satılır ve okunurken, Risâle-i Nurlara savaş açılmıştı adeta. Bu ülkenin iftiharı olan bu Kur’ân tefsirlerinden, bazıları “kırmızı görmüş boğa” gibi kaçıyordu. Ve devlet daha sonra bu amansız takipten vazgeçti. Ne yaptı biliyor musunuz? Bu ”kırmızı kitaplar”ı devlet parası ile alıp ülkenin bütün devlet kütüphanelerine koydu. Ve bütün gazetelere Kültür Bakanlığı ilânlar verdi boy boy. “Said Nursî Hakkâri kütüphanesinde” “Bediüzzaman Çanakkale kütüphanesinde“ diye. Yıllarca horlanan ve hapishanelerde çile çeken o kahraman insanların bir kısmı ahiret âlemine göçtü, bu zulme dayanamayan bazı Nur Talebeleri cezaevinde vefat ettiler. Ama bugün Kur’ân’dan sonra en çok okunan kitaplar hâline geldi. Sadece ülkemizde mi? Hayır, dünyanın her yerinde ve her dilinde okunur hâle geldi. İşte bu “kırmızı kitaplar”ın şanlı serüveni böyle devam etti ve ediyor. Hem de kıyamete kadar... 11.02.2010 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (21.01.2010) - Aynı hataya iki defa düşmek (10.12.2009) - Yastık altındaki altınlar... |