Halil USLU |
|
Sultanbeyli ve müjdeler |
Sultanbeyli, İstanbul’un 39 ilçesinden bir ilçedir. Sultanbeyli’nin adı “Sultanbeyli’nin yeri” olarak bilinirken, “Sultan Beyliği Çiftliği”, “Sultan Beyliği” daha sonra da “Sultanbeyli” olarak sürmüştür. İlk belediye seçimleri 26 Aralık 1989 yılında yapıldı. 1992 yılında da Sultanbeyli ilçe oldu. 15 mahallesi vardır. Göçü kabul eden ve en hızla büyüyen nadir ilçelerimizdendir. Son seçimlerde nüfusu 300 bini aşmıştır. Sultanbeyli, yurdumuzun bir özü ve mozaiğidir. Hemen hemen her bölgeden ilçeye insanlarımız gelip yerleştiği için farklı kültür alışkanlıkları, örf ve âdetleri bünyesinde toplamıştır. Bu, ilçemizin bir kültür zenginliğidir. Bunların birbirleriyle kaynaştırılıp ortak kültür oluşturulabilmesi için hepimize büyük görevler düşmektedir. Bu itibarla ve bu mânâ içinde Risale-i Nur Enstitüsü ve Yeni Asya Gazetesi Sultanbeyli temsilciliği, “Hz. Bediüzzaman’ın Hakk’a vuslatının 50. yılı” münasebetiyle bir anma programı tertiplediler. Bizlerden de bu programda “100 yıllık süreç içinde Bediüzzaman’dan müjdeler” başlıklı bir konferans istediler. Geçtiğimiz Pazar günü saat 14.30’da icra edilen programa katılmak nasip oldu. Türkiye’de çok az yerde bulunan Belediye kültür merkezine kavuşmuşlar. Böyle harika bir salonda, mühendis Ali Beyin Kur’ân-ı Kerim tilâvetinden ve Münir Beyin açış ve takdim konuşmasından sonra salonu dolduran halka hitap ettik. Konuşmamız, özetle şöyle idi: Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (asm) nasıl ki bir müjde peygamberidir; çağımızda o zât-ı nurânînin (asm) büyük varislerinden Hz. Bediüzzaman da bir müjde üstadıdır. Hz. Bediüzzaman “Nasraniyet ya intifa veya ıstıfâ edip, İslâmiyete karşı terk-i silâh edecektir” 1 demiştir. Zaman ve zemin içindeki gelişmeler, Bediüzzaman Hazretlerinin yıllar önce yaptığı bu tesbit ve müjdeyi doğrulamakta ve tefsir etmektedir. Âlem çarşısındaki gelişmeler, müthiş sosyal patlamalar, kilisenin çöküşü, buna karşılık hakperest İsevî ruhanilerin harekâtı ve münevver ilim adamlarının ardı ardına beyânâtları Avrupa ülkelerinde İslâmiyet’in yeşermesine zemin hazırlamıştır. Avrupa’nın önde gelen ülkelerinden İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, İsveç ve Avusturya başta olmak üzere birçok ülkenin bahtiyar halkı bütün güçleriyle İslâmiyet’e teveccüh etmektedirler. Son olarak Avrupa Kiliseler Birliği’nin, neşrettiği “Laik Avrupa’da Allah’a şehadet” kitabının 3. maddesinde “Hz. Muhammed, Allah’ın Resûlüdür. Kur’ân da Allâh’ın kelâmıdır” ifadesi muazzam bir gelişmedir. Yine Hz. Bediüzzaman’ın, yıllar önce “..Amerika’da bir İslâm devleti doğacaktır” beyanları tahakkuk etmektedir. ABD’de 330 bin kilise bomboş, buna karşılık camiler tıklım tıklım. New York şehrinde maddî değeri 1 trilyon olan bir kilise, Müslümanlara 1 dolara satılmıştır. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton “Ben Kur’ân’la iftihar ediyorum” diyor. Hz. Bediüzzaman’ın dünya konjonktürünü tahlili ve tefekkürü içerisinde ifade buyurduğu diğer tesbitleri Rusya, Avrasya ve Türkistan coğrafyasında da tahakkuk etmiştir. Buradaki konferansımızın evvelinde ve ahirinde emeği geçen başta C. Çelebi, Şener ve Akif Beylere, Faruk Ağabeyimize, Hasan ve emsâli kardeşlerime binler tebrik ve teşekkürler. Çoklarının kitap ve belge istemeleri de ayrı bir dikkat noktasıydı. “Nur Yolcusu” insanlığa örnek olacaktır. Kudsî heyecanlarla, gönüller dolacaktır.2
Dipnotlar: 1- Hakikat Çekirdekleri, No: 21. 2- Mektubat’tan, Ali Ulvi Kurucu. 14.05.2010 E-Posta: [email protected] |