Mehmet KARA |
|
Siyasete yeni dizayn mı? |
Ankara’da bir hafta öncesine kadar anayasa değişikliği çerçevesinde iktidarla muhalefet arasındaki taktik savaşlarını konuşuyorduk. Fakat gündem bir anda değişti. Gündemi değiştiren gelişme de, internet sitelerine düşen bir görüntü oldu. Bu görüntü siyasette dengeleri alt üst etti. CHP Genel Başkanına ait olduğu söylenen görüntünün ardından pek çok yorum ve analiz yapıldı. Baykal, günler sonra medyanın önüne çıktı ve yazılı açıklamasını okuyup, genel başkanlıktan istifa ettiğini açıkladı. Baykal geçmişte de seçim yenilgisinden sonra günlerce evinden çıkmamış, çıktığında da genel başkanlıktan istifa etmiş ancak daha sonra tekrar görevine geri dönmüştü. Fakat bu defaki farklı bir istifa. Zira gerekçesi çok farklı… Baykal’ı istifasından vazgeçirmek isteyenler evinin önünde açlık grevi yaparken il başkanları da imza topluyorlar. Kulislere göre ise, Baykal’ın gelecek yıl yapılacak genel seçimlerden sonra yapılacak bir kurultayda geri dönebileceği konuşuluyor. Başka senaryolar da dillendiriliyor. Baykal’ın istifa ederken söylediği cümleler ise hâlâ Ankara’nın en çok konuşulan konusu. Kaset için “komplo” diyen Baykal, istifa ederken hükümeti ağır dille suçlamıştı. Ardından Başbakan Erdoğan’ın cevabı gecikmemiş, “Suçlama en az yaşananlar kadar çirkin, ahlâksız ve iftiradır” demişti. Baykal kasetle ilgili sadece komplo derken, Erdoğan’ın, görüntülerle ilgili yalanlamada bulunulmamasına işaret etmesi dikkat çekiciydi. Bütün bu tartışmalar siyasetin çirkin yüzünü gösteriyor. Baykal’ın konuşmasında dikkat çeken bir nokta da, durup dururken “Pensilvanya’dan destek mesajlarının samimiyetine inandığını” belirtmesiydi. Bu “samimi mesaj” tartışılırken, Baykal’ın “Pensilvanya” diyerek işaret ettiği Fethullah Gülen’in “Bizimle ilgisi yok, iktidara baksınlar” dediği söylenmişti. Bu söz hem Gülen hem de CHP tarafından yalanlandı. Gelinen noktada, Baykal “hukukî mücadelesini sürdürürken” CHP’nin gelecek hafta sonu yapılacak kurultayında nasıl gelişmeler olacağı merak konusu. Bu görüntüleri verenlerin arkasından kimler çıkar? Bunun en kısa zamanda açıklığa kavuşturulması gereklidir. Şimdi şu sorulara cevaplar aranıyor: Dijital ortamda yapılan bu servisler başka siyasetçilerin de başına gelebilir mi? Bu yöntem başka siyasetçilerin de siyaset yapmasına engel olabilir mi? Yarım asra yakın bir partinin üst düzey görevlerinde bulunmuş bir genel başkanın internet görüntüsü ile siyasî yaşamının sona ermesi -en azından şimdilik söylenen o- bundan sonra siyasette birçok şeyi değiştirecek, taşları yerinden oynatacaktır. Özetle şunu söyleyebiliriz: Klâsik bir sözdür. Siyasetçileri millet getirmeli, millet götürmeli. Siyaseti demokrasi dışı dizayn etmeye çalışanlara da prim verilmemeli. 14.05.2010 E-Posta: [email protected] |