H.İbrahim CAN |
|
Mısır’ın sıkıyönetimi Obama’yı niye geriyor |
Mısır’da yirmi dokuz yılı deviren Mübarek, 1981 yılında Enver Sedat’ın suikastla öldürülmesinden bu yana sürdürdüğü sıkıyönetimi iki yıl daha uzatma kararı aldı. Bu karar güya Obama’yı kızdırmış. O kadar çok kızmış ki “hayal kırıklığına uğramış.” Sıkıyönetim yetkileriyle, Mısır’da tam bir baskı rejimi uygulayan Mübarek, sebepsiz tutuklamalar, süresiz gözaltılarla insanları yıldırdı yıllardır. Muhalifler en ağır tedbirlerle bastırıldı. Ülkede iktidarın kanunları dışında bir hukuk olmaması, özellikle ABD gibi ülkeleri, sözde teröre karşı savaşlarında yakaladıkları sözde şüphelileri bu ülkeye götürüp işkence etmeye teşvik etti. İşte ABD bu yaptıklarını ve Obama’nın vaadine rağmen bunca zamandır insanlık ayıbı Guantanamo’yu kapatmamasını unutmuş, Mısır’ın sıkıyönetimi uzatmasını eleştiriyor. Mısır’da alaycı bir cevap vererek; “biz de liberalleşme istiyoruz; ama terörizmle mücadele için sert ve gerçekçi olmak gerekir” diyorlar. Zaten bunca yıldır sıkıyönetim yasalarını yürürlükte tutmanın bahanesini Batılıların özellikle 11 Eylül sonrasında en meşrû sebep olarak gördükleri terörle mücadele olarak seçmiş durumda. “Bizim düşmanımız İsrail’in ve Amerika’nın düşmanı” diyorlar. Mısır’ın özelliği İsrail’den sonra en çok Amerikan yardımı alan ülke olması. ABD yönetimi Mısır’ı Ortadoğu’da İsrail’in en güvenilir Müslüman müttefiki olarak kontrolünde tutmaya çalışıyor. Bu sebeple Amerikan Başkanı Obama, geçen yıl İslâm dünyasına hitap etmek için Kahire’yi merkez seçmiş, İslâm âlemine mesajını İstanbul’dan vermesini bekleyenleri hayal kırıklığına uğratmıştı. Şimdi daha bir yıl olmadan, Mısır’dan hoşnutsuzluk duyulduğu yönündeki mesajlar, bu yüzden pek inandırıcı gelmiyor kimseye. Zaten Obama’nın hayal kırıklığını ifade ettiği sözler özenle seçilmiş: “Sarsılmaz bir inancım var ki; bütün insanlar belli şeyleri arzular: aklındakini söyleyebilmek ve nasıl yönetileceği konusunda söz sahibi olmak. Şeffaf ve halktan çalmayan bir hükümet, kendi seçtikleri gibi yaşamak ister”. Peki bu sıkıyönetimin iki yıl uzatılmasının sebebi ne? Bu yılın sonbaharında parlamento seçimleri, gelecek yıl da cumhurbaşkanı seçimleri var. Mübarek, bu seçimleri garanti altına almak istiyor. Rakibi eski BM Atom Enerjisi Kurumu başkanı Muhammed el Baradey, bu baskı rejimi altında mücadele vermeye çalışıyor. Ancak Hüsnü Mübarek’in asıl rakibi hastalığı ve yaşı. Bu kadar kul hakkı ve zulüm ile yaşlanan Mübarek’in gelecek seçimlere aday olabilecek kadar sağlıklı olup olmayacağını yalnızca Cenâb-ı Hak biliyor. Ama öyle bir durumda da adı ‘cumhuriyet’ olan ülkede, yerine oğlu Cemal Mübarek’i aday yapmak istiyor. Yani ölümünden sonrasını bile kontrol etmeye çalışıyor. En büyük başarısı bölgenin en kalabalık ülkesini, işsizlik düzeyi en yüksek ülke haline getirmek—15-24 yaş arası gençlerin yarısı işsiz—oldu. Küresel kriz ve güvenlik sıkıntıları dolayısıyla turizm gelirleri, korsanlar dolayısıyla Süveyş Kanalı gelirleri azalan Mısır’da açlık sınırının altında yaşayan insanların sayısı gittikçe artıyor. Obama’nın Mısır’ı para ile kontrolü altında tutmak yerine, Mübarek’i ‘ekmeksiz ve hürriyetsiz yaşanmayacağı’ gerçeği konusunda uyarması gerek. Ama önce bunu kendisi anlayıp, İslâm ülkelerindeki kan ve gözyaşını dindirmesi kaydıyla. 14.05.2010 E-Posta: [email protected] |