H.İbrahim CAN |
|
Akil adamlar AB’yi uyarırken |
2007 yılında AB Konseyi tarafından kurulan Avrupa Tefekkür (ya da Akil Adamlar) Grubu, Avrupa Birliği’nin geleceğine ilişkin ciddî tavsiyeler içeren bir rapor yayınladı. Rapor gelecek AB Konseyinin gelecek ayki toplantısına sunulacak. AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy’a teslim edilen ve 18 ayda hazırlanan raporda 2030 yılında Avrupa Birliğinin durumuna ilişkin tesbitler yapılıp tavsiyelerde bulunuluyor. Raporda küresel ekonomik kriz, devletlerin bankaları kurtarması, Avrupa ülkelerinin ekonomilerinin rekabet gücünü tehdit eden nüfus yaşlanması, maaş ve maliyetleri düşürme baskısı, iklim değişikliğinin getirdiği güçlükler ve artan enerji bağımlılığı ile terörizm ve örgütlü suç tehditleri, gelecek yirmi yıl boyunca Avrupa’yı bekleyen en önemli sorunlar olarak sıralanıyor. Çözümün temelinde ise sağlam büyüme ve birlik içinde kaynaşmanın yattığı vurgulanıyor. Bu kritik dönemde korumacılık eğilimlerinden kaçınılması tavsiyesi özellikle Sarkozy ve Merkel için yapılıyor. Bu raporun Türkiye’yi ilgilendiren önemli iki yönü var. Bunlardan birincisi; Avrupa Birliğinin Türkiye dahil mevcut resmî adaylara ilişkin olarak taahhütlerini yerine getirmesi ve müzakere sürecini sürdürmesinin önerilmesi. Üyelik gerçekleşene kadar da bir ara süreç olarak kapsamlı andlaşmalar yapılması tavsiye ediliyor. Burada aslında bilinenin ötesinde yeni bir husus yok. İkincisi ise; Avrupa’nın demografik yapısı sebebiyle önerilen çözümler. Ortalama hayat sürelerinin uzaması (halen erkeklerde 75, kadınlarda 82 olan bu sürenin bu yüzyılın sonuna kadar 15 ila 20 sene uzamasını bekliyorlar) ve doğum oranlarının gittikçe düşmesi. Bu durumun 40 yıl içinde Avrupa’daki emekli sayısı-çalışan sayısı dengesini tamamen bozacağı tesbiti yapılıyor. Bunun için de acilen doğum oranlarını arttırıcı teşvikler öneriliyor. Ayrıca ortaya çıkacak 68 milyon işçi açığını kapatmak için en az 100 milyon göçmenin gelmesi gerektiği vurgulanıyor. Bunda Avustralya, Kanada ve Amerika’nın örnek alınması isteniyor. Bu konuda bölgenin en fazla genç nüfusuna sahip ülkesi olarak Türkiye’nin önemli bir rol oynaması kaçınılmaz. Ancak bunun için meslekî ve teknik eğitime daha fazla önem verilmesi gerek. Zira en çok ihtiyaç duyulacak alanlar teknisyen düzeyindeki teknik personel. Raporda bu konuda AB’nin göçmen işçi göndermesi muhtemel ülkelerin yüksek öğretim sistemlerine de yatırım yapması öneriliyor. Raporun genelinde ortak bir enerji politikası uygulanması, iklim değişikliğiyle mücadele azminin kaybedilmemesi, ekonomik milliyetçilikten kaçınılarak tek pazarın güçlendirilmesi, güçlü bir AB siyasal liderliği oluşturulması öneriliyor. Güvenlik politikalarının da güçlendirilmesi isteniyor. Kısacası; Avrupa’nın bilge adamları, Avrupa Birliği’nin hayatını sürdürebilmesi için, değişime ve kaynaşmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyor. Türkiye’ye de AB’nin genç işgücü ihtiyacını karşılayacak kaynaklardan birisi olarak bakılıyor. Üyelik müzakerelerinde ayak sürüyen AB yetkilileri uyarılıyor. Aslında zamanla Türkiye’nin ve Avrupa’daki Türk nüfusun Avrupa için önemi daha iyi anlaşılacak. Bugün Türkiye’nin önüne her türlü engeli çıkaranlar, o zaman bir an önce üyeliğe alabilmek için uğraşacaklar. Ancak o zaman geldiğinde, bizim halen AB üyeliğini isteyeceğimiz kuşkulu. 12.05.2010 E-Posta: [email protected] |