20 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Dizi Yazı

Seracılığın başşehri Antalya

Günümüzde hızla artan dünya nüfusunu beslemek için insanlık bir taraftan birim alandan daha fazla ürün elde etmek için çaba harcarken, bir taraftan da yeni üretim teknikleri kullanıyor. Microsoft şirketinin kurucularından Amerikalı iş adamı Bill Gates, bir konuşmasında, “Biz teknoloji üretip insanların hayatını kolaylaştırıyoruz.

DÜNDEN DEVAM

Ancak teknoloji ile insanların karnını doyuramıyoruz. Gelecek tarımda” demişti. Teknolojiyi geliştirmek ve üretimde kullanmak önemli bir aşama olmakla beraber güvenilir gıdalarla insanları buluşturmak da aynı oranda önemli. Ne yediğimizi bilmek en temel insanî hakkımız. Uzmanlar, meteorolojik olayların kontrol altına alındığı mikro klima alanlar olan ve tarımsal faaliyetlerin daha kontrollü yapıldığı seraları teknolojiyi ve biyoteknolojiyi en kolay kullanılacak alanlar olarak değerlendiriyor.

AB’de taze sebze meyve üretiminde uygulamaya konulan Globalgap kriterleri ile birlikte kalıntı sorununun çözümünde ileri bir adım atıldı. Son yıllarda IPM (Entegre Mücadele Yöntemleri) uygulamaya konuldu. AB Uyum Kanunları çerçevesinde Türkiye de bu konuda önemli adımlar atıyor. Şüphesiz bu adımların en ileri düzeyde atıldığı ilk yerlerden birisi seracılığın başşehri olan Antalya’dır.

Antalya Tarım İl Müdürlüğü yetkililerinden edendiğimiz bilgilere göre;

Antalya’da dört mevsim 187 farklı ürün yetiştirilmekte. Türkiye’nin taze meyve sebze ihracatının yüzde 20,4’ü Antalya’dan yapılmakta. Türkiye meyve ve sebze üretiminin 4,38 milyon tonu Antalya’da. Türkiye cam sera varlığının yüzde 84’ü, Türkiye’de bulunan 191 adet özel tohum firmasının 36 adedi, Türkiye’de sebze fidesi üreten 79 firmanın 49’u, (yüzde 62’si) Antalya’da bulunuyor. Türkiye’nin sebze ihracatından elde edilen gelirin yüzde 65’ini karşılayan domates Antalya ili açısından sembol ürünü haline gelmiş durumda. Türkiye’de seralarda polinasyon (döllenme) amaçlı kullanılan bombus arısının yüzde 100’ü Antalya’dan karşılanmakta. Türkiye toplam sebze üretiminin yüzde 13’ü, domates üretiminin yüzde 18’i, salatalık (hıyar) üretiminin yüzde 27’si, patlıcan üretiminin yüzde 14’ü, biber üretiminin yüzde 13’ü Antalya’da gerçekleştiriliyor.

Antalya’nın yüzölçümü 20.723 kilometre kare. İlçe Sayısı (Merkez ilçe dahil) 19 adet. Belde sayısı ise 94 adet. Toplam köy sayısı ise 538 adet. 2007 yılı nüfus sayımına göre ilin toplam nüfus 1 milyon 859.275 kişi, şehir nüfusu 1 milyon 273.940 kişi. Köy nüfusu 585.335 kişi, çiftçi aile sayısı 144 bin 343 aile. 3 yıl önceki bu rakamı 150 bin aileye rahatlıkla yuvarlamak mümkün. 150 bin aileyi de 4 ile çarptığımız zaman 600 bin kişilik nüfus doğrudan geçimini topraktan sağlıyor. Bunların önemli bir kısmını da seralarda çalışıyor. İldeki toplam 20.723 kilometre kare alanın 4.143,25’i yani yüzde 20’si tarım arazisi olarak kullanılıyor. Kalan kısımların büyük kısmını orman arazileri ile çayır ve meralar oluşturuyor. İldeki örtüaltı sebze üretiminin toplam üretim değeri payı (yüzde 41,36), üretim değerinin ekonomik büyüklüğü ise 1 milyar 720 milyon 321 bin 875 TL. Yani yıllık yaklaşık 2 milyar dolar büyüklükğünde bir üretim sözkonusu.

Kesinleşen istatistikî rakamlara göre 2008 yılı Antalya yaş meyve ve sebze ihracatı, bir önceki yıla göre; miktarda yüzde 6, değerde ise yüzde 20 artış göstermiştir. Antalya 4.381.927 ton üretim gerçekleştirmiş bu ürütim Türkiye üretiminin yüzde 11’ine takabül etmektedir. Antalya’da üretilen ürünlerin 395.319 tonu ihraç edilerek 359.770.605 dolar döviz girdisi sağlanmıştır. İlde sebze üreticilerinin birlik halinde örgütlenmesi için çalışma var. Ama henüz istenilen düzeyde değil. Örtüaltı Sebze Üreticileri Birliği sayısı 6 bu birliklere üye çiftçi sayısı ise 2 bin 165. Bu konuda kat edilmesi gereken uzun bir mesafe var.

AVRUPA STANDARTLARINDA

ÜRETİM ÇABALARI SÜRÜYOR

Antalya Tarım İl Müdürlüğü yetkililerinin verdiği bilgiye göre Avrupa Perakendecileri Ürün Çalışma Grubu’nun hazırlamış olduğu EurepGAP Protokolü’nün Antalya bölgesi üretici ve ihracatçıları tarafından benimsenerek gerekli önlemlerin alınması amacıyla; Antalya Valiliğince alınan ‘Yaş Sebze, Meyve ve Kesme Çiçek Yetiştiriciliğinde İyi Tarım Uygulama Kararları’ ‘Antalya İli EurepGAP Protokolü Ve HACCP Eylem Planı’ çerçevesinde uygulamaya konulmuş. Bakanlıkca hazırlanarak 2004 yılında uygulamaya konan “İyi Tarım Uygulamalarına İlişkin Yönetmelik” kapsamında yapılan çalışmalarla ise; bugüne kadar toplam 324 üretici ve üretici grubuna 7.284 dekar alanda İyi Tarım Uygulamaları kriterlerine uygun üretim yaptırılmış ve üretimden elde edilen yaklaşık 71 bin 596 ton ürün sertifikalandırılarak pazara sunulmuş.

Avrupa Birliği ülkelerinde taze meyve ve sebzelere uygulanan pazarlama standartlarına uygunluk denetimlerine ilişkin 1148/2001/AT sayılı Komisyon Yönetmeliği ile Meyve ve Sebze Ortak Piyasa Düzenine ilişkin 2200/96/AT sayılı Konsey Tüzüğünün Türk Mevzuatına dahil edilmesi ile ilgili DTM ile ortak bir proje çalışması yürütülmüş. Proje kapsamında yapılan çalışmalarla; İl ve İlçe Müdürlüklerinde görevli 16 denetçi’nin eğitimi yapılmış, Taze meyve ve sebzede kalite standartları ve kontrol sistemi konusunda hazırlanan yayınlarla üretici ve tüketicilerin bilinçlenmeleri sağlanmış. Bu konu da hummalı bir çalışma devam ediyor.

KONTROLLÜ ÖRTÜALTI

ÜRETİM FAALİYETLERİ

Yine Antalya Tarım İl Müdürlüğü yetkililerinin verdiği bilgilere göre 2004 yılında İl Özel İdaresinden finanse edilen kaynakla başlatılan “Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Projesi” kapsamında alınan uydu görüntüsü ve STATİP kapsamında yapılan saha çalışmalarıyla; Antalya İlinin tarım arazilerinin nitelik sınıflandırılması yapılmış. Arazi nitelik sınıfları veri tabanı ve uydu görüntülerinden de faydalanılarak yürütülen Kontrollü Örtüaltı Üretim çalışmalarında ise, Antalya örtüaltı varlığının yüzde 89’u (176.021 dekar) kayıt altına alınmış. Kontrollü örtüaltı üretim uygulamasında; üreticilerin üretimden tüketime kadar kullanmış oldukları kimyasallar “Üretim Kayıt Cetveli”ne kaydedilmekte. Kayıtlı ve Kontrollü üretilmiş ürünlerin hasat aşamasında üreticinin talep etmesi halinde İl Müdürlüğünce ‘Ürün Orjin Belgesi’ düzenlenerek ürünün belgeli olarak pazara sunulması sağlanmakta. Meyve-Sebze’de Ziraî İlâç Kalıntısı İzleme Faaliyetleri de devam ediyor. İç ve Dış pazara sunulan gıdalarda ülkemiz ve ithalatçı ülkelerin belirlediği MRL’nin üzerinde bir kalıntı tesbit edilmesi durumunda, sorunun nereden kaynaklandığının belirlenmesi amacıyla ürünleri izleme faaliyeti yürütülmekte. Türkiye bu modern izleme yöntemiyle rakip ülkelere göre pazarda daha şanslı konumda. Ziraî ilâçların tavsiye dışı kullanımından kaynaklanan kalıntı ve çevre sorunlarının önlenerek, gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla 2004 yılından itibaren ziraî ilâçlarda barkod sistemi’ne geçilmiş olup, ilde piyasaya sunulan bitki koruma ürünlerinin toptancı ve bayiden çiftçiye kadar izlenmesi bu sistem üzerinden gerçekleştirilmekte. Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik 12.06.2009 Tarihinde 27256 sayılı Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş ve Bitki Koruma Ürünlerinin reçeteli satışı başlamış durumda. Bu uygulama ile de izlenebilirlik konusunda çok önemli bir adım atıldığı gözleniyor.

İNSAN VE ÇEVRE İÇİN

NELER YAPILIYOR?

Antalya’da Entegre Mücadele (IPM) Uygulamaları da önemli bir çalışma.

Bitkisel üretimde insan sağlığı, çevre ve doğal dengeyi dikkate alan ve sürdürülebilir bir mücadele sistemi olan Entegre Mücadele çalışmalarında; Antalya’da ekonomik olarak yetiştirilen kültür bitkilerinde zarar yapan organizmalara karşı yapılan mücadeleler; kimyasal mücadeleye alternatif ve çevreye dost mücadele yöntemleri devreye sokularak uygulanıyor. Bu bağlamda Antalya Tarım İl Müdürlüğü, Organik Tarımın yaygınlaştırılması için de çalışma yapıyor. Tarımsal üretimde kullanılan kimyasalların insan ve çevre sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak amacıyla geliştirilen organik tarıma Antalya’da özel önem veriliyor. Üretimde kimyasal girdi kullanmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimi olan organik tarım projesi kapsamında yapılan çalışmalar sonucu; ilde 26.344 dekar alanda organik tarım yapılmaya başlanmış durumda. Dikkat çeken bir başka çalışma ise “Topraksız Tarım”. Topraksız tarım olur mu demeyin. Modern tarımda önemli bir üretim metodu olan Topraksız Tarımda yetiştiricilik son yıllarda artış gösterme eğiliminde. Ülkemizde yaklaşık 3.350 dekar alanda topraksız tarım yapılmakta olup; bunun 1.620 dekarı Antalya’da yapılıyor.

Tarımsal Danışmanlık Sistemi çalışmaları kapsamında da önemli adımlar atılmış durumda. Tarımsal işletme sahiplerinin bilgi, teknik ve yöntemler konusundaki ihtiyaçlarının zamanında ve yeterli düzeyde karşılanması ile ilgili usul ve esasları belirlemek amacı ile bakanlığın bilgi ve gözetimi altında 2007 yılından itibaren 2 eğitim merkezinde 18 dönemde toplam 439 Tarımsal Danışmanın eğitimi tamamlanıp sertifikalandırılmış. Antalya’da 2009 yılında Tarımsal Danışmanlık Hizmetleri Desteklemesinden 165 kişi yararlanmış. Önümüzdeki yıllarda bu sayının katlanarak artması hedefleniyor. Üreticilerin büyük bir bölümü danışmanlık sistemini benimsemiş, çiftçiler üretim faaliyetlerini tarımsal danışmanlardan aldıkları teknik bilgiler doğrultusunda yürütmeye başlamışlar bile.

Sonuç olarak yapılan güzel şeyler var. Ancak yeterli değil. Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan coğrafî konumu ile bir ticaret köprüsü özelliği taşıyan ülkemizin tarımda sahip olduğu avantajlar tartışılmaz. Doğru ve akılcı politikalar geliştirildiği takdirde Türkiye, dünyada gıda ürünlerinin değerlendirilmesi ve gıda sorunun çözümünde çok önemli bir merkez olabilir. Kendi gıda sorunumuzu çözdüğümüz gibi coğrafi konumumuzu değerlendirerek, ekonomimizi de canlandırabiliriz. Hem üreticimizi, hem türeticimizi hem de tarım ürünlerinin ticaretini koruyan bir sistemi Türkiye mutlaka kurmalı. Aksi takdirde şu anda olduğu gibi üretici, ürettiği ürünü değerinde satamadığı için zarar eder. Tüketici, pazarda ürünü astronomik fiyattan satın almaya devam eder. Her durumda bu işin ticaretiyle uğraşanlar tatlı kârlarını devam ettirirler. Toplam yüzölçümü Konya ilimiz kadar olan Hollanda’nın Avrupa’nın tarım ve hayvancılık ihtiyacını karşıladığını düşünürsek, Türkiye’nin tarımda daha kat etmesi gereken daha çok mesafe olduğu kendiliğinden ortaya çıkar.

—SON— MUSTAFA GÖKMEN [email protected]

Çiftçilerimiz, tarım danışmanı gözetiminde çalışmalı

ANTALYA ZİRAAT ODASI BAŞKANI HALİL

ORDU:

ANTALYA Ziraat Odası Başkanı Halil Ordu, “Çiftçilerimiz, klâvuzsuz gemi gibi karaya oturmak istemiyorsa, tarım danışmanı gözetiminde çalışmalı” dedi.

Ziraat Odası Başkanı Halil Ordu, gazetemiz Yeni Asya'ya yaptığı açıklamada, Antalya ovalarında son zamanlarda pamuk ekiminin azaldığını buna karşılık seracılığın arttığını söyledi.

Son çıkan Haller Kanunu’nun Çiftçiler lehine düzenlemeler içerdiği ifade eden Ziraat Odası Başkanı Ordu, sözlerini şöyle tamamladı: ”Artık çiftçilerimiz son çıkan Haller Kanununa göre malını hale getirerek sebze meyve komisyonunca sattırma durumu kaldırıldı. İsterse dışarıda herhangi bir market, tüccar ya da ihracatçıya satabilmektedir. Ürettiğimiz ürünlerin ülke ve dünya pazarlarındaki durumuna üretici olarak dikkat etmemiz ona göre üretim çeşidine gitmemiz gerek. Muhakkak bir tarım danışmanı gözetiminde çalışmamız gerek. Aksi takdirde klâvuzsuz gemi gibi karaya otururuz.”

Halil Ordu, şunları söyledi: ”Antalya ilimizin güney kıyılarında örtü altı üretimi narenciye, hububat ve pamuk üretimi yapılmaktadır. Son zamanlarda pamuk ekimi azalmış seracılık artmıştır. Pamuk ekimi ile ilgili pamuğa verilen destekleme dolayısıyla yeniden bir canlanma gözlemlenmektedir. İlimizin kuzeyi Torosların arkası ve eteklerinde hayvancılık hububat ve meyvecilik hakimdir. Hükümet özellikle hayvancılıkta yem bitkileri, süt, süt buzağı, desteklerini devamlı yapmaktadır. Bu konuda çiftçimizin önemli sıkıntısı yoktur. Örtü altı üretiminde destek kredileri verilmektedir. Fakat bu kredilerin birçoğu hazine arazileri ve 2 B konumundaki arazilerde bulunan çiftçiler alamamaktadır. Bu çiftçilerimiz arazilerini rehin gösteremedikleri için destek kredisi alamamaktadır.”

2-B statüsündeki arazilere sahip çiftçilerin kefil göstererek kredi alabildiklerini ifadde eden Ziraat Odası Başkanı Ordu, şöyle devam etti: “Örtü altında iyi tarım uygulaması yapan üreticilerimiz de kâr bazında destek almaktadır. Tarım sigortası yapacak olan çiftçilere % 50 sigorta desteği verilmektedir. Fakat bu desteklerden tapulu olan çiftçiler yararlanmaktadır. Bir çok ilçe ve beldemizde çiftçiler hazine ve 2/B arazilerde işgalci durumunda çiftçilik yapmaktadır. Bu sorunu hükümetin yasa çıkararak çözmesi gerekir.”

AB UYUM YASALARI

ÇİFTÇİMİZİN LEHİNE

Avrupa Birliği’ne (AB) giriş sürecinde Türk tarımı etkilenmediğini ihracatımızın sürmekte olduğunu ifade eden Antalya Ziraat Odası Başkanı Ordu, “Hükümetin kalkınma politikasından yaklaşık 3 bin 500 çiftçimiz tarımsal ekipman için müracat etmiştir. Buradaki destek oranı da yüzde 50’dir. Çiftçilerimimz kaliteli ve sağlıklı üğrünleri yetiştirmek için kontrollü üretimi benimsemiş ve hızla uygulamasına geçmektedir. Antalya’daki seralarda (İyi Tarım Uygulaması) ile üretim yapılmaktadır. Bundan böyle ziraî ilâç ve kimyasal gübrenin nasıl ve ne şekilde kullanılacağını bilen, bu kurallara uyan çiftçimiz para kazanacaktır” diye konuştu.

20.05.2010

 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Dizi Yazı

  (19.05.2010) - Çiftçi, seralarda Çin malı tarım ilâcı kullanıyor

  (18.05.2010) - Gübre ve ilâç maliyetleri çiftçinin belini büküyor

  (08.04.2010) - Osmanlı devlet geleneği yaşatılıyor

  (07.04.2010) - Zengin değil, ama zenginlerin yaşadığı ülke: Ürdün Krallığı

  (06.04.2010) - Ortadoğu’nun çelişkiler ükesi: Suriye

  (05.04.2010) - Arapça eğitimde ilk akla gelen ülke

  (04.04.2010) - Şam’ın şekerini Arabın yüzünü gördük

  (11.03.2010) - Başörtülüler 28 Şubat sürecinde yalnızlığa itildi

  (10.03.2010) - YASAKÇILAR UTANSIN, BEN ASLA UTANMIYORUM

  (09.03.2010) - 28 ŞUBAT’TAN SONRA SIKINTILAR DAHA DA ARTTI

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım