21 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Görüş

Gençlik şöleni izlenimlerim

Ankara’da Risâle-i Nur Gençlik Şöleni’ne katıldıktan ve Pazartesi günü Yeni Asya’da yayınlanan “Militarist Eğitim Sistemi Okutmuyor” haberini okuduktan sonra hayâlen 70’li yıllara, hareketli dönemlere gittim. Fikir ve düşünce için lisesi olmayan bir ilçede ortaokul öğrencilerinin dernek kurup faaliyet gösterdiğini ve 12 Eylül 1980 sonrası depolitizasyon ve sadece para görüşünün hâkimiyetiyle başlayan dönemde, üniversite mezunlarının, ellerinden anne veya babalarının tutarak işe başlatılmak üzere götürüldüğü hatırıma geldi.

Genç girişimciliğin başarılı örnekleri Fatih, Namık Kemal, Üstad ve onun saff-ı evvel talebeleri gençlik yıllarında bu dâvâya sarıldılar. Çok başarılı iş adamlarının da iş hayatına çocuk denecek yaşta başladıklarını okuyup duyduk.

Masa çalışmalarının yapıldığı Ankara’nın Oltan kasabasındaki sakin tesisimize, bir vesile ile son gün uğramış olduğumda, gençlerin kendi başlarına bu çalışmaya katılmakta ve yürütmekte olduğunu öğrenince sevinmiştim. Gerçekten bir gelişme ve değişme olduğunu fark ettim.

Anadolu Gösteri Merkezi’nde sunulan masa çalışmaları özeti ise daha önce yine izleyici olarak katıldığım akademisyen ve meslekte temâyüz etmiş arkadaşların sunduğu sonuç bildirilerinden daha farklıydı. O zaman “Bu bildirilerin daha anlaşılır ve topluma mâl olacak bir üslûpla sunulması daha iyi olur” tarzında bir eleştirim olmuş ve bu, tepkiyle karşılanmıştı. Halbuki gençler çalışmalarını daha güzel sundular. Kendi ifadeleriyle, özümsenmiş bir mânâ ile...

Bal yerken ‘Çam balı mı, çiçek balı mı?’ gibi tadından ayırıyorsunuz. Risâle-i Nur’dan süzülmüş, ama ifadeler kendilerine ait, yaşayan Türkçe’ye ait. Topluma bu hakikatleri mâl edebilecek bir üslûp var. Sunuşlar rahat ve güven veriyor.

Sonuç olarak, ilk olmasına rağmen başarılı bir çalışma, hizmetin önünü açacak bir çalışma... Emeği geçenleri kutluyorum.

Gençlik Şöleni’nde herşeyi gençler yapmalı. Açış konuşması dahil, sunumlar, anlatımlar, musikî, vb. Profesyonelleri, fikirlerinden istifade ettiğimiz, çok değerli ağabeylerimizi başka programlarda ve zeminlerde dinlemeye istekliyiz. Ancak bu programlarda onlar şeref konuğu olsunlar, ferah duysunlar. Mutfakta, hazırlık aşamasında hükmetme şeklinde değil, tavsiye makamında önerilerde bulunmaları, tecrübeli aşçının yemeğe lezzet katan meslek sırrını vermesi gibi bu çalışmaları tatlandıracaktır.

Yine bölgesel olarak çalışmaları süren çocuk programlarının da “Çocuk Şenliği” şeklinde bir çalışmaya dönüştürülmesi, burada da programın her aşamasında çocukların rol almasının sağlanması hâlinde çocuklarımızda teşebbüs ruhunu, hizmet gaye maksadını benimsemeyi, özgüven gelişimini sağlayacağından çok faydalı olacağına inanıyorum. Bu bize yeni bir dünya keşfettirecektir. Bu çocuklar, bizim çocukluğumuzdan çok farklı yaşıyorlar. Onları dinlemeden anlayamayız.

Bizim hizmetimiz ‘yediden yetmişe’ her kesimi ilgilendiriyor. 10. Söz’ün Zeyl’inde “Ahirete İmanın dünyevî faydaları”nda bu kesimler anlatılarak, her kesim için faydanın nasıl olacağı belirtilmiştir. Çocuklar, gençler, olgun yaş (aile hayatı) ve ihtiyarlar. Bu dört kısım insanların hayatından senaryolarla bir “7’den 70’e” programı da yapılabilir.

Uzun zamandır yazı yazmayan biri olarak bu Gençlik Şöleni’nin şevkiyle düşündüklerimi ve hissettiklerimi yazıyor, hatalarım için peşinen özür diliyor, nice yeni aktivitelerde birlikte olmak sevincini yaşamak üzere Cenâb-ı Hak’tan muvaffakiyetler diliyorum.

BEKİR KURUN

21.05.2010


Kocatepe mevlitleri ve Gençlik Şöleni

Geçtiğimiz hafta sonu Risâle-i Nur Enstitüsü tarafından düzenlenen “Risâle-i Nur Gençlik Şöleni” için Ankara’da bulunduk. İstanbul’dan 9 otobüsle gençler ve genç ruhlu ağabeylerle ilâhiler, marşlar eşliğinde vasıl olduğumuz Ankara’da büyük coşkuyla karşılaştık.

Şölenin yapılacağı merkeze vardığımızda Türkiye’nin dört bir yanından gelmiş genç kardeşlerimizle buluştuk. Önlerinde “Yeni Asya Okuyucuları” yazan İzmir, Konya, Adana, Manisa gibi Türkiye’nin dört bir tarafından gelen otobüsler bana eski Kocatepe mevlitlerini hatırlattı. Kocatepe mevlitleri için, Ankara’ya vardığımızda otobüslerde Van Yeni Asya okuyucuları, İzmir, Edirne, Mersin, Samsun Yeni Asya okuyucuları yazısını gördükçe yerimizde duramazdık. Bazen ayakta alkışlar, bazen pırıltılı gözlerle uzun müddet seyrederdik. Zaten mevlidin yapılacağı gün Kocatepe Camii ve çevresi Yeni Asya yazılarıyla donanırdı. O gün adeta Yeni Asya okuyucularının bayramı olur, Türkiye’nin dört bir yanından gelen ağabey ve kardeşlerle kucaklaşır, hasbihal ederdik. Aynı dâvâya gönül vermiş binlerce ağabey ve kardeşleri bir arada görmek bize müthiş bir şevk verirdi. “Bu dâvâda yalnız değiliz, binlerce kardeşimiz bizimle aynı yolda” şuurunu o gün akşama kadar hissederdik.

Kocatepe Camiinde uzun zaman birbirini görmeyenler kucaklaşır, ilk defa birbirini görenler tanışma fırsatı bulur; o coşku ve şevk akşama kadar devam ederdi. Hatta mevlit bittikten sonra dönüş yolunda o anlar yeniden gözler önünden geçer, yeniden yaşanırdı. Kocatepe mevlitleri Risâle-i Nur talebelerinin önemli bir düsturu olan “Müfritane irtibat” için çok güzel bir zemindi. Ne yazık ki mevlitler bazı sebeplerden dolayı yapılamaz olunca o coşkulu günleri uzun zaman yaşayamadık. Kocatepe mevlitlerini yapılamamasından doğan ihtiyaç her ne kadar Bursa, Urfa gibi yerlerde giderilmeye çalışılsa da Ankara’da yapılan coşkulu mevlitlerin yerini tam olarak tutmadı.

Fakat 16 Mayıs’ta Ankara Gösteri ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Gençlik Şöleninde eski Kocatepe mevlitlerinin havası vardı. Şölenin Ankara’da olması ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen otobüslerde yer alan Yeni Asya yazıları daha başlangıçta o havayı teneffüs ettirdi. Gösteri Merkezinde binlerce Risâle-i Nur talebesi bir araya geldi. Kucaklaşmalar, hasbihaller, gözlerden ve yüzlerden okunan memnuniyetler şölene hâkim oldu. Kocatepe günlerindeki ortaya çıkan o coşku, o sevinç; on yıl aradan sonra tekrar yaşandı. Hem de binlerce gencin buluşmasıyla. Genç ruhlu ağabeylerde o güzel günde gençlerin yanında oldular. Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezinde adeta bir bayram yaşandı. Nurun bayramı, Nur Talebelerinin bayramı, cennetasa baharda yetişen nur gençliğinin bayramı yaşandı. Bu güzel bayramda buluşmamızın asıl sebebi olan baştacımız, üstadımız Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerini rahmetle anıyoruz.

Şölenin bitiminde gözlerden yansıyan umut dolu pırıltılar şölenin en güzel meyvesi oldu. İçeriğiyle, mekânıyla, misafirleriyle akıllarda yıllarca kalacak bir an yaşandı. Programın güzel olması için ellerinden gelen gayreti gösteren ve emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyor ve yürekten alkışlıyoruz.

Yıllardan sonra Kocatepe mevlitlerindeki duygu ve coşkuyu hatırlatan “Risâle-i Nur Gençlik Şöleni” yeni Kocatepe mevlitlerinin ayak sesleri oldu. Temennimiz ilerleyen yıllarda Kocatepe camiinde genç, yaşlı, çocuk yediden yetmişe herkesin buluştuğu bir Bediüzzaman Mevlidi düzenlenmesi. Ankara’nın sembolü olan Kocatepe camiinde böyle bir mevlidin düzenlenmesi müfritane irtibat için büyük önem arz ediyor. Ama her ne sebeple Kocatepe camiinde düzenlenemese bile bugün Ankara Gösteri ve Kongre Merkezinde olduğu gibi yarın Isparta, Urfa, Van, Bursa gibi Türkiye’nin her yeri yeni bir Kocatepe olacak inşallah. Allah’ın izniyle Nur talebelerinin büyük bayramı her yerde coşkuyla kutlanacak.

MEHMET ALİ ERGENEKON

[email protected]

21.05.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.