Görüş |
Vize skandalı
22.05.2010 Cumartesi günü Köln’de vefatının 50. yıldönümünde asrın büyük müfessiri ve 6000 sayfayı aşan Kur’ân tefsiri Risâle-i Nur Külliyatının müellifi muazzez Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerini anma toplantısı münasebetiyle Türkiye’den dâvet edilen değerli konuşmacı ve misafirlerin bu toplantıya katılmaları hilâf-ı me’mul bir tarzda vize engeliyle önlenmiştir. İstanbul’daki Almanya Başkonsolosluğu tarafından ciddî yasal bir gerekçe olmaksızın, yıllardır Almanya’ya gidip gelen üst düzey basın mensubu kişilere vize verilmeyerek ve Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kâzım Güleçyüz’e, vize başvurusu sürüncemede bırakılarak sergilenen bu vize skandalının hiçbir şekilde tasvip edilemeyeceği aşikârdır. Aynı zamanda bu tutum, kendisini, maalesef başta Almanya’da ve dolayısıyla Avusturya, İsviçre, Hollanda, Belçika, Fransa ve diğer AB ülkelerinde yaşayan Müslümanlara karşı verilmiş gayet olumsuz, “entegrasyon karşıtı, çirkin bir mesaj olarak tarif etmektedir. Zira yerel lisanla birlikte birkaç dilde sunulan tebliğler ile toplum katmanları arasında müsbet bir kaynaşmaya vesile olan bu tür toplantıları akim bırakmaya veya aksatmaya yönelik bütün çaba ve eylemler tabiatıyla entegrasyon karşıtıdır. Ortaya koydukları netice itibariyle toplumda birbirinden uzaklaşan gruplar oluşmasına vesile olmaktadır. Bunun şimdiki zaman ve gelecek için büyük zarar vereceği muhakkaktır. Hiçbir maddî ve manevî menfaat gözetmeksizin livechillah işinden gücünden ve aile yaşantılarından büyük fedakârlıklar göstererek Almanya’ya gelip insanlara asrın büyük Kur’ân tefsiri Risâle-i Nur Külliyatı ışığında insanlık, barış, dostluk, huzur ve refah içinde bir toplum hayatı yaşama mesajları vermek için yola koyulan bu hizmet fedailerinin önüne maniler çıkarılarak, sadece Almanya ve civar ülkelerde yasayan Müslümanların bu son derece müsbet ve istifadeli mesajlardan yoksun bırakılması suretiyle en büyük entegrasyon karşıtı eylem yapılmış olmuyor... Aynı zamanda kalpleri hüzünlendiren ve hafızalara menfi olarak kazınan nahoş anılar şeklinde hali hazırdaki toplum huzuruna darbe vuruluyor. Oysa ki Avrupa’da yaşayan Müslümanlar Avrupa’da insanlık, barış, toplum huzuru, semavî dinler arası kaynaşmanın yollarını aramak için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorken bunu Almanya ve diğer AB ülkelerinin resmî makamları takdirle karşılayıp Müslümanlara bu güzel ve doğru tutum ve teşebbüslerinde destek olmaları beklenirdi.
SEZAİ MUMCU |
27.05.2010 |