22 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Röportaj

Çocuklar, uçurtma sayesinde tabiatla buluşuyor

YENİ ASYA gazetesi olarak İstanbul Uçurtmacılar Derneği ve Avrupa Sportif Uçurtmacılık Federasyonu (STACK) Türkiye Millî Direktörü Mehmet Naci Aköz ile bir sohbet gerçekleştirdik. Mehmet Naci Aköz kendinden emin, mücadeleci ve atılgan yapısıyla bize uçurtma serüvenini ve başından geçen olayları anlattı.

Oldukça ilginç ve zorluklarla dolu bir uçurtma öyküsü var Mehmet Naci Bey’in. Azmi, hırsı ve inancıyla hemen hemen bütün zorluklara göğüs gererek birçok başarıya imza atmış ve gökyüzüne saldığı uçurtmalarla özdeşleşmiştir. Uçurtma kültürünü yaşatacağını, çocukların uçurtma sayesinde tabiatla buluşacağını söyleyerek çok ilginç bilgileri bizlerle paylaştı.

Çocuklar, uçurtma sayesinde tabiatla buluşuyor

Nereden geliyor bu uçurtma sevgisi?

Ben de bu soruyu kendime çok sordum. Öncelikle benim için uçurtmanın iki ayrı dönemi var, çocukluk dönemi ve profesyonel dönem. Benim bütün çocukluğum Üsküdar’da geçti. İstanbul çok tepeli olan bir il, ama Üsküdar kendi içinde de çok tepeli olan bir yer. Dolayısıyla bizim çocukluk dönemimiz sokak oyunlarıyla geçti. Sokak oyunları dediğimiz misket, çember, topaç gibi buna benzer oyunlardı, ama buların içinde uçurtma çok önemli bir oyuncaktı. Çocukluk döneminde bakkalın ikinci katında Kur’ân öğrenmeye giderdik, aynı zamanda orada bir de uçurtma atölyesi vardı. İlk uçurtmayla tanıştığım zamandır. 1980’den sonraki dönemde profesyonel olarak devam ettim. Bu dönemden sonra uçurtma üreterek çeşitli organizasyonlara katılarak ve çeşitli organizasyonlar yaparak sürdürdüm.

1983 yılında Bulvar Gazetesi Uçurtma

Bayramında İstanbul birincisi oldunuz. Ödül olarak sadece bir tişört verilmiş. O günleri ve yaşadıklarınızı anlatır mısınız?

2.15 cm büyüklüğünde bir uçurtmayla Çamlıca’daki yarışmaya katıldım. O zamanlar uçurtma imalatında da bulunduğum için hem yarışmaya katılır hem de uçurtma satarım düşüncesiyle gittim. Yarışmaya sadece üç kişi katılmıştı. Biri de bendim. Yarışmayı kazandım, üzerinde “Bulvar” yazılı bir tişört hediye etiler. Niye ödül yok diye şaşkınlığımı dile getirdiğimde “Bu bir yarışma değil ki ödül olsun” dediler. “Niye bunun bir yarışması olmasın?” diyerek 1984 yılında yarışma düzenledim.

Dernek kurmak istediğinizde dernekler

masasındaki polisin ‘’Yürü git, bir uçurtma derneğimiz kalmıştı’’ dediği için kuramadığınız Uçurtmacılar Derneği yerine Uçurtmacılar Birliği kurdunuz. Polisle yaşadığınız anı anlatarak o günlerden bahseder misiniz?

1980 darbesi olalı dört yıl olmuştu, ama asker hâlâ kendini hissettiriyordu. O yıllarda dernek adı altında kurulan, ama farklı amaçlara hizmet eden dernekler vardı. Ben de dernek kurmaya gittiğimde oradaki polis beni tersledi. Her halde benim kuracağım derneğin de siyasî bir oluşum olabileceğini düşündüler.

1984 yılında ilk uçurtma yarışını düzenlediğinizde katılım nasıldı, şimdi nasıl?

Suyun içine bir taş atıyorsunuz, dalga dalga yayılıyor. Biz de ilk olarak 1984 yılında bir yarışma düzenleyerek suyun içine bir taş atmış olduk. Tabiî o zamanki durumla şimdi ki durum mukayese edilemez. O zamanda iyi bir organizasyonla iyi bir katılım gerçekleşti. Okullardan öğrenciler geldi. İyi geçmişti, ama şimdi baktığımız zaman Nisan, Mayıs, Haziran aylarını uçurtma etkinliği yapmadan geçirmeyen bir çok kurumlar var, belediyeler var, uluslar arası yapılan organizasyonlar var. Artık bir derneğimiz ve uçurtma müzemiz var, federasyonumuz var, yani kısacası o günden bu güne birçok şey gelişti ve dalga dalga yayıldı.

1999 yılında okullarda uçurtma dersleri vermeye başladığınız süreci anlatır mısınız? Bu konuda izin almakta bir zorluk yaşadınız mı? Böyle bir başvuruyu il millî eğitim müdürlüğü nasıl karşıladı?

El işi dersi vardı zaten okullarda. Biz de çocukların el becerilerini geliştirmek, hayal dünyalarını genişletmek için böyle bir eğitim vermek istediğimizi il millî eğitim müdürlüğüne arz ettik. Hiçbir itirazla karşılaşmadan iznimizi alarak İstanbul’un çeşitli okullarında eğitim vermeye başladık. Bu süreç içinde malzeme parası bile istemedim, bu eğitimi okullara oturtmak için uğraştım. Son beş altı yıldır gidemiyorum. Okullardan bize yoğun talep var. Buraya geliyorlar burada bir buçuk saat ücretsiz uçurtma eğitimi veriyoruz. İsterlerse malzemelerini kendileri getiriyorlar isterlerse buradan 7 TL karşılığında bizden alıyorlar. Özellikle ana okullarından yoğun talep var.

Peki bu eğitimde neler yapılıyor ve çocuğa ne katıyor?

Öncelikle çocuk burada katılımcılık ve paylaşımcılık öğreniyor, makas tutmayı öğreniyor, uçurtma yapmayı öğreniyor. Çocuk bir şey ortaya koyduğu zaman eser yaptığını fark ediyor ve bu çocuğun çok hoşuna gidiyor. Sonunda da onu alkışlayarak karne veriyoruz. Ayrıca uçurtma müzemizi gezdirerek uçurmaların özelliklerinden bahsediyoruz.

Uçurtmanın bir çocuk için önemi nedir?

Bu gün çocuklar dört duvar arasında. Çocuk dışarı çıktığı zaman ayağı toprağa basmıyor. Betona veya asfalta basıyor. Her tarafta dev binalar var. Şu an çağımızın en çok konuşulan hastalıklarından biri strestir. İnsanlar nefes alacak ve içlerindeki enerjiyi atacak yer bulamamaya başladılar. Dolayısıyla biz çocuklarımıza hem el becerilerini geliştirebilecekleri hem de kendilerinin bir şey üretebileceğini anlayabilmesini hem de bu yaptıkları oyuncakla tabiatla haşır neşir olacakları bir imkânı tanımalıyız diye düşünüyorum. Uçurtmayı sokak arasında veya evin balkonunda uçuramazsınız. Açık alana gitmek gerekir. Açık alanda ise toprak var, yeşillik var, rüzgâr var, güneş var. Bütün bunlar o çocuğun içindeki enerjiyi boşaltmasına sebep oluyor. Uçurtmanın bu noktada en ideal oyuncak olduğunu düşünüyorum.

Birçok başarılar elde ettiniz, 350' den fazla uçurtma organizasyonuna imza attınız. Okullarda eğitim verdiniz, Avrupa Sportif Uçurtmacılık Federasyonu (Stack) Türkiye temsilcisi oldunuz. Bu günlere geleceğinizi, bunları yaşayacağınızı hiç tahmin ettiniz mi?

Bana ilerde bunları yapacaksın, şunları kuracaksın veya şu şekilde faaliyetlerde bulunacaksın deseler inanmazdım. Olaylar birbirini tetikledi ve bu günlere geldik. İlk başlarda planlı bir çalışma değildi, ama belli bir süreden ve bazı aşamaları geçtikten sonra planlı bir şekilde ilerletmeye karar verdim.

Biraz da uçurtmanın tarihinden bahseder misiniz?

Uçurtma ilk olarak M. Ö. 300 yılında Çinliler, kendi inançlarına göre tanrılarla kendileri arasında iletişim kurmak için kullanmaya başlamışlar. Sonrasında 1295’te Marko Polo tarafından Hollanda’ya getirilmiş Avrupa’ya yayılmış oradan da dünyaya. Kısaca çok eski bir tarihi var. Bir de şunu söylemeden geçemeyeceğim: Peygamber Efendimiz (asm) çocukluk çağında uçurtma uçurmayı çok severmiş.

’’Mehmet Naci Aköz uçurtma konusunda

hayallerini henüz tamamlayabilmiş değil onun için çok çalışıyor’’ ifadesini sitenizde okudum. Peki Mehmet Naci Aköz’ün bundan sonraki hayalleri nelerdir ve nasıl bir çalışma sürdürecek?

İlk olarak Uçurtma Müzesini büyüteceğim, çünkü ürünler sığmıyor. Kısmetse şu anki alan genişliğimiz 7.5 kat büyüyecek. Bu sayede şu an sergileyemediğim birçok uçurtmayı da yeni müzemizde sergilemiş olacağız. Ayrıca ciddî bir sponsor bulursam ülkemizde Avrupa veya dünya uçurtma şampiyonası düzenlemek istiyorum. Bu kültürel faaliyet yurt dışında ülkemizin tanıtımı için güzel sonuçlar doğuracaktır. Bir çok ülkenin uçurtma millî takımı bulunurken Türkiye’nin uçurtma millî takımının olmamasını büyük bir eksiklik olarak düşünüyorum. Mutlaka Türkiye’nin uçurtma millî takımını kuracağım. Bir hayalim de Asya ve Avrupa’yı birbirine uçurtmalarla bağlayarak Guinness rekorlar kitabına girmektir. Bütün bu çalışmalarım ve yapacağım faaliyetler uçurtma kültürünü yaşatmak ve ileriye götürmek içindir.

22.07.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Röportaj

  (20.07.2010) - MÜFTÜ SÜLEYMAN KÜÇÜK: HAFIZLIK EĞİTİMİNDE SIKINTI VAR

  (19.07.2010) - Reformları yavaşlatmak darbecilere cesaret verdi

  (12.07.2010) - Millî Şef döneminde birçok aile göç etti

  (08.07.2010) - Yeni Asya arşivi burada saklı

  (05.07.2010) - YAŞ, güven tazeleme fırsatı olabilir

  (28.06.2010) - Terörden beslenenler demokratikleşme istemiyor

  (23.06.2010) - Farklı olmak kazandırdı

  (21.06.2010) - ORTADOĞU BÜYÜK BİR ALT ÜST OLUŞ YAŞIYOR, TARİH YAZILIYOR

  (16.06.2010) - İsrail işgali sona ermeli

  (14.06.2010) - Mescid-i Aksa'yı İsrailliler HER AN ÇÖKERTEBİLİR


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.