Mehmet C. GÖKÇE |
|
Kur’ân, Ramazan ve Yeni Asya |
Kur’ân… Ahsenü’l-hadis… Furkan… Hadis… Kitap… Nur… Ruh… Zikir… Hüda… Münir… İlâhî kelâmın isimlerinden bazıları. Allah’ın hitabı emir ve buyruğu… Şüphesiz; Ramazan ve Kur’ân sürekli beraber hatırlanan iki unsur… Tabiî ki bu, “başka zaman dilimlerinde bunlar bağımsız hatırlanmaz” anlamında dile getirilmiş bir husus değil; ancak Ramazan-ı Şerif’e “Kur’ân ayı” denilmesi meşhur bir hükümdür. Kur’ân-ı Kerim, mü’minler için bir hidayet rehberi ve yol göstericidir. Nitekim Yüce Mevlâ şöyle buyurmaktadır: “Gerçekten bu Kur’ân insanları en doğru yola, en isabetli tutuma yöneltir. Güzel ve makbul işler yapan mü’minlere nail olacakları büyük mükâfatı müjdeler.” (İsra, 9) Başka bir âyet-i kerime ise şöyledir: “Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için, o has kuluna açık açık âyetler indiren O’dur. Muhakkak ki Allah size karşı raûfdur, rahîmdir; son derece şefkatlidir, merhamet ve ihsanı boldur.” (Hadid, 9) Kur’ân-ı Kerim’de inananlar hiç her türlü sıkıntının çözüm yeri ve makamı olduğu gibi; inanmayan kesimler için de, inanma nimetinden kendilerini mahrum bıraktıkları için zarar ve ziyanı haber verir. Nitekim, âyet-i kerime’de şöyle buyrulur: “Biz Kur’ân’ı mü'minlere şifa ve rahmet olarak indiririz. Ama o, zalimlerin ise sadece ziyanını arttırır.” (İsra, 82) Allah Resûlü (asm) de sürekli bir biçimde Kur’ân-ı Kerim’i okuyup anlamamızı; öğrenip öğretmemizi teşvik etmiş ve bu noktadaki mükâfatlara genişçe yer vermiştir. Meselâ, Hz. Osman’ın (ra) naklettiği bir rivayette en hayırlı insanın Kur’ân’ı öğrenen ve öğreten kişi olduğunu belirtmiş; Ebu Umame’nin aktardığı bir rivayette Kur’ân’ın, okuyucusuna şefaatçi olacağını vurgulamış; İbn Abbas’ın rivayetinde Kur’ân’dan mahrum bir bedeni harabe bir eve benzetmiş ve Enes’in naklettiği hadiste de Kur’ân okumanın en faziletli ibadet olduğuna dikkat çekmiştir. Asırlar boyu Kur’ân-ı Kerim’e pek çok tefsir yapılmış ve ümmetin istifadesine sunulmuştur. Şüphesiz her tefsir ve her müfessir kendi zamanındaki ilmî gelişme ve yorumlara göre “en güzeli” ortaya koymaya çalışmışlar ve paragraflarını “En doğrusunu Allah bilir” ifadesiyle noktalamışlardır. Şu bir gerçek ki, son asrın müceddidine nasip olan Risâle-i Nur tefsiri Kur’ân-ı Kerim’in tartışmasız en güzel tefsiri olarak ortadadır. Doğrudan doğruya Kur’ân-ı Kerim’in mahiyetini, mu'cizevî yönünü ve eşsiz tanımını konu edinen bölümler ise çok dikkat çekicidir. Meselâ, “Mu’cizat-ı Kur’âniye Risâlesi” olarak bilinen 25. Söz olağanüstü bir şâheserdir. Sadece Mukaddeme’nin bir cüz’ü olan Kur’ân-ı Kerim tarifinin bir parçası dahi dikkatle incelense, eserin cihanbahâ kıymeti rahatlıkla anlaşılır. Söz konusu Tarif’in sadece bir bölümünü okuyalım: “Kur’ân: Şu kitab-ı kebîr-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi.. ve âyât-ı tekviniyeyi okuyan mütenevvî dillerinin tercüman-ı ebedîsi.. ve şu âlem-i gayb ve şehâdet kitabının müfessiri.. ve zeminde ve gökte gizli Esmâ-i İlâhiyyenin mânevî hazinelerinin keşşâfı.. ve sutûr-u hâdisâtın altında muzmer hakaikın miftahı.. ve âlem-i şehadette âlem-i gaybın lisanı.. ve şu âlem-i şehadet perdesi arkasında olan ve âlem-i gayb cihetinden gelen iltifâtât-ı ebediye-i Rahmaniye ve hitâbât-ı ezeliye-i Sübhaniyenin hazinesi.. ve şu İslâmiyet âlem-i mânevisinin güneşi, temeli, hendesesi.. ve avâlim-i uhreviyenin mukaddes haritası.. ve zât ve sıfât ve esmâ ve şuûn-u İlâhiyyenin kavl-i şârihi, tefsir-i vâzıhı, bürhan-ı katıı, tercümân-ı sâtıı.. ve şu âlem-i insaniyetin mürebbîsi.. ve insaniyet-i kübra olan İslâmiyetin ma’ ve ziyâsı.. ve nev-î beşerin hikmet-i hakikiyesi.. ve insaniyeti saadete sevk eden hakikî mürşidi ve hâdîsi.. ve insanlara hem bir kitab-ı şeriat, hem bir kitâb-ı dua, hem bir kitâb-ı hikmet, hem bir kitâb-ı ubûdiyet, hem bir kitâb-ı emir ve dâvet, hem bir kitâb-ı zikir, hem bir kitâb-ı fikir, hem insanın bütün hâcât-ı mâneviyesine mercî olacak çok kitapları tazammun eden tek, câmi’ bir kitâb-ı mukaddes.. hem bütün evliyâ ve sıddîkinin ve urefa ve muhakkıkînin muhtelif meşreblerine ve ayrı ayrı mesleklerine, herbirindeki meşrebin mezâkına lâyık ve o meşrebi tenvir edecek; ve herbir mesleğin mesâkına muvafık ve onu tasvir edecek birer risâle ibraz eden mukaddes bir kütübhane hükmünde bir kitâb-i semavîdir.” ……….. Aman Allah’ım! Sadece bir kısmını naklettiğimiz şu tarifin haşmetine bakınız! İşte, Kur’ân ayında Kur’ân tefsirinin en güzel bölümlerinden birisini Kur’ân ile birlikte hediye etmek ne kadar güzel bir karar! Ve bu güzelim hediyeleri en ücra köşelere dahi ulaştırmak ne onurlu bir uğraş! Şimdi çalışma zamanı! 06.08.2010 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (25.07.2010) - Berat ve Ramazan’a doğru... (16.12.2009) - Aile mutluluğunda bazı temel prensipler (11.07.2009) - Taziyelerde Kur’ân tilâveti (23.12.2008) - Efendim, hoşgeldiniz! |