31 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Nejat EREN

Müslümanın ‘kırmızı çizgileri’


A+ | A-

İslâmiyet dairesi, insanlık için; hem şefkatin, hem merhametin, hem hilmin (yumuşaklık), hem rıfkın (yumuşak ve hoşgörülü), hem toleransın en fazla verildiği yerdir. İslâmiyet dairesine giren ve “Ben Müslüman’ım” diyen her bir fert, aslında büyük bir servete ve saadete kavuşmuş demektir.

Bütün bunların yanında yalnız ve yalnız vahye dayanan, İlâhî iradenin, hikmetin ve emrin gereği olarak sayılamayacak kadar hikmetleri bulunan kesin ve vazgeçilmez kanunlar, düsturlar ve prensipler de bu yüce dinin içindedir. Kanunları ve prensipleridir.

Arzîlikten uzak çizgiler manzumesi olan rahmet dininin bütün emir ve yasaklarında insanlık âlemi için muhakkak ki sonsuz fayda ve neticeler vardır.

Mü’min ve Müslüman gerek şahsî hayatında, gerek toplum hayatında bu hüküm ve düsturlara uyarak, onlara tutunarak rahmete dûçâr olacak ve Hakk’ın rızası ve tahsili sınırlarında kalmış olacaktır.

İslâm’da her inananın uyacağı ve hiçbir şekilde aksine “fetvâ ve cevaz” bulamayacağı, ama kullanımından da vazgeçemediği “bazıyetler” vardır. Bunların;—sadece ve sadece gerçek mânâda uzmanlarının tesbit edeceği “sağlık” ve “hayatîlik” konuları hariç—aşılması ve çiğnenmesine izin ve müsaade yoktur. Bu konularda sahasında uzman olmayan, dünyevîliği öne çıkaran bir kısım kimselerin rey ve fetvalarına da itimad edilmemelidir.

İçinde bulunduğumuz asrın ve zamanın dehşetinden kaynaklanan, yanlış gelenek ve görenekler, dinde yeri olmayan bid’a ve arzîlik arz eden fetvalar tahkikî imana sahip olması lâzım gelen bugünün Müslümanını bağlamaması gerekir.

Fakat ne acıdır ki, ehl-i iman olarak aşağıda bahsedeceğimiz konuların her birini bir şekilde “meşrû” imiş gibi istimal edip, kullanıyoruz. “Ne yapalım Allah affetsin!”, “Buna mecburuz!...” vb. gerekçeler ve bahaneler de yine “arzîlik” kokuyor. Bu devirde nereden ve kimden gelirse gelsin dış odaklı baskılar, şahsî menfaati ön plâna çıkarma zaafiyeti, tiryakilik belâsına tutulma durumları, hislere mağlûp olma zayıflığı ve irade noksanlığı… vb. bir çok dünyevî ve “ârzî” haller bunları işlememize gerekçe olamaz.

Nedir o kastettiğimiz, toplumda çokça kullanılan ve büyük arızalara sebep olan “bazıyet” kokan haller?

Bir kısmını şimdilik şöyle sıralayabiliriz:

Bu dinde, bu asır ve zaman itibariyle hiçbir şekilde “bazen ve biraz yalan” yoktur. Olamaz! Yani “Müslümanım” diyen ve kendini bilen hiç kimse hiçbir bahane ile “birazcık” olsun, “şakadan” da olsa, “bazan, fayda, menfaat” için de olsa yalan söylemeye tevessül etmemeli. Onu kullanmamalı. Çünkü bunların ölçülebilen bir kıstasları yoktur.

Alkol ve uyuşturucu gibi dinen kesin yasak olan müskirâtta da “bazen ve birazcık” yoktur. Her ne sebeple olursa olsun, bu müskiratları “içme” fiiliyle kullanımına izin ve fetva yoktur. “Hafif alkollüymüş”, “sulandırılmış haldeymiş”, “bu kadarını kullanmak sarhoş etmez”… vb. şeytanın oyun, hile ve tuzakları kimseye mazeret olamaz.

Zinanın da ‘birazı ve bazanı’ yoktur. Kendine prangalı esir piyonlar arayan aç gözlü menfaatperest şebekeler, dünyanın her yerinde en cazibeli ve etkili olan “fuhşiyatın yaygınlaşması” için ellerinden ne gelirse yapıyorlar. Bu zalim ve gaddarların habis menfaatleri için toplum hayatına soktukları, “fuhşu” teşvike giden açık saçıklığa; san'at adı altında manevî hislerimizi tahribe sebep olan müthiş bir tahribat yapan zındıka komitesine karşı; gözlerimizi idam etmek hükmünde olan harama bakmak... Kulaklarımızın idamı hükmüne geçen, inkârcılık kokan, pespâye müzikleri ihtiyarımızla dinlemek, onlarla ilgilenmek... Zihin ve hayali; dili, gözü, kulağı bu mânâda kullanmaktan uzak tutmak gerekiyor. Dünyayı fesada veren bu müthiş illet karşısında; başta Müslüman gençler olarak bütün inananların çok mert ve dik durması gerekiyor. Maalesef bu alanda kat edilen bunca mesafeden ve olayın yaygınlaştırılmasından dolayı nefsin hilesi olan “açıktan zina” belâsı; başta inançlı gençler olmak üzere, bir çok insan için büyük bir vebâ ve kanserdir. Allah, başta gençlerimiz olmak üzere hepimizi muhafaza etsin. (Âmin) En büyük olandan başlayıp; el, dil, kulak ve göz zinasını içine alan bu yolda, hele de bu yaz mevsiminde çok dikkat etmek gerekiyor.

Hile yapmada da “bazen ve biraz” yoktur. Müslüman birisi, herhangi bir insana, herhangi bir zamanda ve işte “birazcık” ve “bazen” hile yapması söz konusu olamaz.

Sahtekârlıkta da “bazen ve biraz” yoktur. Bu dinin men ettiği, şenî bir hareket olan sahtekârlığı bir Müslüman hiçbir şekilde, hiçbir kimseye karşı yapamaz.

Gıybette de “bazen ve biraz” yoktur. Yani birilerini küçük bir konuda, bir defaya mahsus “gıybet etme“ hakkımız yoktur. Eğer etmişsek “helâlleşmemiz” gerekir.

Birisine “iftira atma”nın “bazeni ve birazı” yoktur. Sosyal hayatta bu kötülüğün bu kadar yaygın olması inanan kişiyi sorumluluktan kurtarmaz. Bu hareket de dince men edilmiştir.

Su-i zannın “bazeni ve birazı” yoktur. Mü’min mü’mine su-i zan edemez. Ettiği zaman aradaki kardeşlik kalkıp yerini husûmete bırakır.

Misâlleri çoğaltmak mümkündür.

Bizi bizden uzaklaştıran, hayırlı amellerimizi kemiren, ama günlük hayatta bu kadar basit ve yaygın olarak çoğu Müslüman tarafından yaygın ve rahat bir şekilde kullanılan bu “mahzurlu” hallerin hüküm sürmesinden dolayı Müslümanların belleri doğrulmuyor.

Cemiyetin toptan bozulma meylinin girdabına yakalanması... “Sen de çok inceleme!”, “Elle gelen düğün bayram!”, “Bu kadarcık hata kadı kızında da olurmuş!” türü darb-ı mesellerin yanlış yerde ve kötüye âlet olarak kullanılması birçoğumuzu maalesef menfî etkiliyor. Ama bu geçersiz bahaneler bizleri mes’uliyetten kurtarmaz.

Asrın müçtehidinin, sadece bu konulara münhasır olarak çok ciddî ikaz vazifesini gören ihtar ve hatırlatmalarını da unutmayalım.

“Ey kardeşlerim, dikkat ediniz!”

“Kardeşlerim, ihtiyatlı davranınız!”

“Sakın sakın çok dikkatli davranınız!” gibi ikazlarını da unutmayalım.

Yalansız, gıybetsiz, iftirasız, su-i zansız, her çeşit zinadan uzak, hilesiz, sahtekârlıktan uzak; meşrû, doğru, istikametli, sadakatli, ihlâslı, helâl dairede bir hayat yaşamak dilek ve temennisiyle...

31.07.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (27.07.2010) - İhlâs hakikatine vakıf olabilme

  (16.07.2010) - Yasaklarla değil, meşrûtiyetle idare edebilmek

  (10.07.2010) - Şarkın dertleri manevî dinamikleri ve çözüm yolları

  (02.07.2010) - Eğitimin gerçekleri ve gençlerimiz

  (25.06.2010) - Tarafgirlik hastalığı ve hizmet ehline düşen görev

  (18.06.2010) - Gençlerimiz ve istikbalimiz

  (11.06.2010) - Hayata müsbet bakış açısı ve insan

  (04.06.2010) - İsrail vahşetine Amerikalı Müslüman kardeşlerimizden gelen destek ve duâ

  (28.05.2010) - Yaz rehavetine karşı kitaplarla buluşma

  (21.05.2010) - Gençlerin mutlu ve umutlu günü


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.