Nejat EREN |
|
Yaz rehavetine karşı kitaplarla buluşma |
Dünya gündemindeki Risâle-i Nur Külliyatı aslında bir hazine değerindedir. Bir “metodoloji ve prensipler ansiklopedisi” hükmünde mümtaz ve müstesna eserler mecmuasıdır. Risâle-i Nur Külliyatının satır aralarında insan ilk önce kendini bulur. Bu eserlerin rehberliğinde; hayatın gerekleri olan hakkı bulur, istikameti bulur, en doğru, en kısa, en kestirme, en isabetli yolu ve tarzı bulur. Çünkü Risâle-i Nurlar kâinatın kataloğu olan Kur’ân’dan ve onun tatbikatı olan Sünnet’ten ilham alarak telif edilmiş, insanlığa Cenâb-ı Hakk’ın bir ihsan-ı Îlâhisidir. İlkbahar aylarının ve günlerinin sonuna yaklaşmış bulunuyoruz. Artık uzun, sıcak “yaz ayları ve günleri” geliyor. Okudukları, yedikleri, gördükleri nasıl insanı etkiliyorsa; içinde bulunduğu coğrâfî şartlar ve iklimin de etkilediği ilmî bir gerçektir. İşte artık bu tür bir zaman ve mekân diliminin çekim sahasına giriyoruz. Bu ay ve günlerin; İslâmî hizmetler açısından bir “fütur” (gevşeme) ve serbestliği de beraberinde getirdiğini söyleyen ve talebelerini bu konuda ikaz eden Bediüzzaman’a kulak vererek İnşâallah bu olumsuzluğu düzeltebilir ve faydalı hale getirebiliriz. İnsanlığı zarara sokacak kötü niyet sahibi zihniyet tarafından yönlendirilen ve ortamın gün geçtikçe kötümser olmasını isteyen bu zihniyete karşı; meşrû zeminde tedbirimizi alıp istikametli hareket etmek zorundayız. Bunun için de: * “Hizmeti” düşünen herkesin en başta kendi şahsı adına her ânını plânlı, programlı hale getirmesi, belli bir sorumlulukla hareket etmesi gerekir. Bunun da en etkili çaresi “okumaktır.” * Okumayı sadece kendimizle sınırlı tutamayız. Aynı zamanda aile efradımız ve yakın çevremiz ile de bu anlayışı paylaşmamız hayatî önem arz eder. * Her an irtibatlı olduğumuz yakın çevre, dost ve ahbaplarla yapılabilecek “hizmet planını” paylaşacak bir çalışmayı icrâ etmenin yollarını düşünüp, plânlamak gerekir. * Çünkü “hizmet elemanı” prensiplere ve zamana dikkat eden ve onu en verimli ve semeredar kullanan kişidir esasında. Bu da ancak okumak ve okutmakla mümkün olur. * Sisteme tâbi olmayan, prensipleri göz ardı edenin yanlışları ve sıkıntıları da eksik olmaz. Bütün bu sistemi öğrenmenin tek yolu okumaktan geçer. * Çünkü “hizmet elemanının” bütün kuvveti, dayanağı, rahatı, huzuru, saadeti ve kazancı çok ciddî prensipler manzumesinin neticesi olan “ihlâsı” kazanmasına ve o istikamette devam etmesine bağlıdır. Okumadan nasıl “ihlâsı” kazanabiliriz ki? * Dünyevî alkışlar, bakışlar, çırpınışlar, yaşayışlar “ihlâs sırrını” yaşamaya zıttır ve sonu çoğu kez hasaret ve hüsrandır. * Çünkü ihlâs, Allah’la kul arasında bir “sır”dır. Bu sır anlaşılmadığı zaman; “Hak” yerine “halk” dinlenilmeye başlanır. O ise felâketin görünmez şeklidir. * Hayatın da, yaşamanın da, kuvvetin de gerçek anlamı aslında bu ihlâs sırrında gizlidir. * Risâle-i Nurlar kâinatla alâkadardır. Ehl-i iman için bir elmas kılıçtır. Bu elmas kılıç okunmalı, okutulmalı ve tatbiki konusunda da azamî gayret gösterilmelidir. * Risâle-i Nurların bire bir yaşanması, evlerin, kırların, iş yerlerinin ve bütün tabiatın maksatsız kullanılmaması için o muhteşem eserlerin yorumlarıyla süslenmesi gerekir. Bunun tatbiki için de bir irade ve gayret ortaya konulmalıdır. * Çünkü Risâle-i Nurlardaki anlayış; felsefeden çok farklı olarak İlâhîlik ve semâvîliği öne çıkarır, dünyevîlik ve arzîliği de öteler. Bu ise gerçek mânâda insanca ve hakça yaşama ve saadet kaynağıdır. * Risâle-i Nurların bir satırında bir sahife, bir sahifesinde bir kitap kadar kuvvet bulunması hâsiyeti ve özelliği onların gerçek hayata tatbikini, bire bir aktarılmasını gerektiriyor. Bu hakikatten uzak kalmak, büyük bir zarardır. Risâle-i Nurları ele alınca ruhlarda büyük bir inkişaf hissedebilmek, onlara sahip çıkıp takdir etmekle ancak mümkün olur. Bunun için de gelmekte olan zaman dilimi okuma ve tefekkür dünyamız için önemli bir fırsattır. İşte bütün bu söylenenleri ve daha bunun ötesinde bir çok hakikati anlamak, idrak etmek, kavramak, tatbik edip yaşayabilmek için önümüzde uzun bir yaz mevsimi var. En büyük sermaye olan sağlıklı bir ömür, tefekkür ufkumuzu açıp genişletecek, Esmâ-i Hüsna’nın tecelligâhı olarak harika bir şekilde yaratılmış tabiat, bunları gerçek mânâlarıyla okuyup tefsir edecek harika bir Kur’ân meyvesi olan Risâle-i Nur Külliyatı bizim elimizde var, Elhamdülillâh! Hizmet tarzını Kur’ân yoluyla gösteren şahane bir Üstad ve varlığıyla iftihar duyduğumuz harika bir “şahs-ı mânevî”ye de sahibiz çok şükür! Bütün bunlar, bir ‘pasta’ için lâzım olan un, yağ, yumurta, şekerden de öte İlâhî malzemeler. Hakîmâne irşad, isabetli hizmet için “Risâle-i Nur” okumalarını sadece gençlere bırakmak olmaz, olamaz! Hepimiz birlikte hareket etmeli ve Hak Rızasını kazanmaya gayret göstermeliyiz. Okumaları da “birlikte” yapmak gerekiyor. Gayretinizin devamlı, yaz mevsiminizin “Risâle Okumalı”, cemaatlerinizin bereketli ve mütesanid, semerelerinin tatlı olması dilek ve temennîsiyle... 28.05.2010 E-Posta: [email protected] |