11 Haziran 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Nejat EREN

Hayata müsbet bakış açısı ve insan


A+ | A-

Bugün sizlere “arşivimden” hazırladığım “bilge kişilerin” hayata ait tesbitlerinden bir demet sunmak istiyorum. Özellikle bu asırda devamlı değişmeyi ve gelişmeyi isteyen her insanın ruh ve duygu dünyasına birazcık katkıda bulunabilmek ve kafasındaki sorularına ve dertlerine yardımcı olabilmek amacıyla! Ve de bir mukayese olması bakımından; elimizdeki Risâle-i Nur Külliyatının ne kadar isabetli fikirler serdettiğini biraz daha net olarak görebilmek düşüncesiyle.

Eflatun’a iki soru sormuşlar:

Birincisi, “İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan iki davranışı nedir?”

Eflatun kendi hayat felsefesi ve görüşüne göre tek tek sıralamış tecrübe ve tesbitlerini:

“İnsanlar çocukluktan sıkılıp, büyümek için acele ederler. Sonunda çocukluğu özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını yitirip; sağlığı geri almak için de para öderler. Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar; Sonuçta, ne bugünü, ne de yarını yaşayabilirler. Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar; ancak hiç yaşamamış gibi ölürler” demiş.

Arkasından da şu ikinci soruyu sormuşlar: “Peki çare ne?” Çareyi de göstermiş yine kendi hayat felsefesi açısından ünlü filozof:

“Kimseye kendinizi ‘sevdirmeye’ kalkmayın. Önemli olan; hayatta, ‘en çok şeye sahip olmak’ değil, ‘en az şey’e ihtiyaç duyabilmektir.” (Eflatun)

Ne dersiniz? Biz de kendimizi bu mihenklere vuralım mı? Bu haller bizde var mı, araştıralım mı? Şöyle bir bakalım mı mevcut ve geçmiş hayat çizgimize?

Ve de asrın reçetesi “Risâle-i Nur Külliyatı”nda bu konularla ilgili paralel görüş ve cümleleri hatırlamaya çalışalım.

“Her hâl üzere Allah‘a şükretmek. Hayatı bulunduğun gün ve âna göre tanzim edip geçmişten ders alıp, gelmeyen günlerin yükünü başa dert etmemek ve omuza almamak.”

Bir başka düşünürden yine hayatın akışı ile ilgili bazı tesbitlere bir göz atalım:

“Hiçbir işte acele karar vermeyin. Hayatın küçük bir dilimine bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Zira karar; aklın durması halidir. Karar verildiği anda, akıl düşünmeyi, dolayısı ile de gelişmeyi durdurur. Buna rağmen akıl, insanı daima karara zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar. Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken, başkası açılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz.” (Lao Tzu)

Ne dersiniz? Bu tesbitlere göre “hayatî” kararlarımızı doğru olarak alabiliyor muyuz? “Hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork. Bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem’a, bir işarette, bir öpmekte batma. Dünyayı yutan büyük letâiflerini onda batırma. Çünkü çok küçük şeyler var, çok büyükleri bir cihette yutar.” (17. Lem’a) hakikatiyle bu tesbitlerin bağlantısı idrakimize oturuyor mu?

Şimdi meşhur İngiliz şair ve düşünürü Shakspeare’den bir tesbit alalım:

“İnsanların çoğu sevmekten korkuyor, kaybetmekten korktuğu için. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.” (Shakspeare)

İnsan fıtratının muhabbete ne kadar muhtaç olduğunu hatırlatan bu satırların ihtarıyla “Uhuvvet” Risâlesini, külliyattaki “muhabbet” bahislerini, “ihtiyarlar” ve “gençler” bahislerini ve de “ölüm” hakikati ve İslâm gerçeğini bir defa daha “dinsiz felsefe ve müsbet felsefe” açısından mukayese ederek okumaya çalışsak. Hakikatlere ve gerçeklere biraz daha sağlıklı yaklaşabilir miyiz dersiniz?

“Gerçeği” hakikatlerin ışığında, idrak ederek, anlayarak, kavrayarak okumalarımızın “bol” olması dilek ve temennisiyle.

11.06.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (04.06.2010) - İsrail vahşetine Amerikalı Müslüman kardeşlerimizden gelen destek ve duâ

  (28.05.2010) - Yaz rehavetine karşı kitaplarla buluşma

  (21.05.2010) - Gençlerin mutlu ve umutlu günü

  (13.05.2010) - “I. Risâle-i Nur Gençlik Şöleni”ne iştirak edelim

  (07.05.2010) - Değişen dünya ve gelişen gençlik

  (16.04.2010) - Asrın dehşetine karşı duruş noktası

  (09.04.2010) - Dengeli hayat, istikametli çizgiyi muhafaza etme yolları

  (02.04.2010) - Sevgi imparatorluğu!

  (26.03.2010) - İşte o dâvâ! İşte o adam! İşte o gazete!

  (19.03.2010) - Hakikate olan ihtiyaç ve Batılı insanın manevî beklentileri


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.